Ekonomi Düğün, nişan ve istenmeyen ayrılıklar! Mal paylaşımında az bilinen haklar

Düğün, nişan ve istenmeyen ayrılıklar! Mal paylaşımında az bilinen haklar

Paylaş
Düğün, nişan ve istenmeyen ayrılıklar! Mal paylaşımında az bilinen haklar

Nişanlar ve evlilikler bazen istenmeyen şekilde bitebiliyor. Çiftlerin ayrılmaya ya da boşanmaya karar vermesiyle başlayan bu süreçte, nişanda tarafların birbirine verdiği hediyeler, ziynet eşyaları ya da evlilik öncesinde ve sonrasında sahip olunan malların paylaşımı konusunda büyük sorunlar yaşanıyor. Peki yasalar kime, hangi hakları tanıyor? İşte detayları...

1 Ocak 2002’den itibaren uygulanmaya başlanan ve halen geçerli olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, evlilik süresince elde edilen veya öncesinde sahip olunan malın kime ait olduğunu ve hangi mallararın paylaşılabileceğini açıkça belirtiyor. Öncelikle evlilik sürecinde elde edilen tüm menkul ve gayrimenkuller edinilmiş mallara katılma rejimine tabi (kişisel mallar hariç).

Haberin Devamı

BİRLİKTE OLUŞAN KAZANÇLAR

Yasaya göre; çiftlerin evlilik süresinde çalışarak aldığı maaş, bahşiş, yevmiye, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, primler, ikramiyeler, emekli maaşları, işsizlik parası, mesai ücreti, yetim aylığı hesaba dahil. Bireysel Emeklilik Sistemi’nden (BES) alınacak toplu ödemeler de mal paylaşımı sırasında dikkate alınıyor. Özetle, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul ediliyor.

‘HER MAL ORTAK’ ANLAYIŞI!

Genelde her ailede tüm malların eşlerin ortak malı olduğu kabul ediliyor. Ancak evlilik birliği devam ederken herkesin malı kendine ait ve dilediği gibi tasarruf edebilir. Yani ortaklık yoktur. ‘Eşler her mala ortaktır’ anlayışı maalesef doğru değil. Örneğin; evliyken eşlerden biri otomobil aldıysa ve araç kimin üzerineyse o mal onun sayılır. Evlilik süresince bu mal üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabilir.

Haberin Devamı

NİŞAN ATMADA SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

HAKLI SEBEP YOKSA...

Nişanlanma, evlenme vaadi ile gerçekleşen bir nevi ön sözleşme gibidir. Şekil ve şartı yoktur. Toplumda kabul edilen karşılıklı yüzük takmadır. Ancak bu toplumsal bir gelenektir, hukuki olarak yüzük takma mecburiyeti de bulunmuyor. Peki nişanı bozmanın sorumluluğu var mı? Evet. Nişanı bozmanın birtakım sorumluğu var. Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu takdirde kusurlu olan taraf diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde evlenme amacı ile yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir ‘tazminat’ vermekle yükümlü. Yine bu tazminatı nişanlı kişi isteyebileceği gibi aynı nedenle harcama yapan aile fertleri yani nişanlının anne veya babası veya onlar gibi davranan kişiler de isteyebilir. Nişanın bozulması yönünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat da isteyebilir.

1 YIL SÜRESİ VAR!

Nişan bozma ile ilgili ihtilaflarda maddi tazminat veya manevi tazminat talepleri için zamanaşımı vardır ve dava açma süresi nişanlılığın sona ermesinden itibaren 1 yıldır.

HEDİYELER GERİ İSTENEBİLİR

Haberin Devamı

Nişanlılık, evlenme dışında bir nedenle sona ererse nişanlıların birbirine veya anne-babalarına ya da onlar gibi davrananlara vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler verenler tarafından geri istenebilir. Burada iade bir mecburiyet değil, talebe bağlı. Ancak her eşya olduğu gibi muhafaza edilmeyebilir, aynen saklama şartı da olmadığından, aynen iade olunamayan eşyanın bedelleri iade edilir.

AİLE KONUTUNDA DURUM FARKLI

Aile konutunda durum farklı ve eşin rızası aranır. Aile konutu kavramı eşlerin mesken olarak birlikte ikamet ettikleri konuttur ve aile konutu ibaresi taraflardan birinin istemi üzerine tapu kütüğüne şerh verilebilir. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez, aile konutu üzerindeki haklarını sınırlayamaz. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirim ile sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile sorumlu olur. Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte ‘hakimin müdahalesini’ isteyebilir. Hakim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır, onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Öte yandan yazlık veya ikinci konut aile konutu değildir, kimin üzerineyse tasarruf hakkına sahiptir. Yani alıp satabilir veya kiralayabilir. Bu konuda yasal engel yok.

Haberin Devamı

DÜĞÜN TAKILARI İÇİN DAVA AÇILABİLİR

Çiftler ve aileler arasında en çok anlaşmazlık yaşanan konu söz, nişan ve düğünlerde takılan takı ve para konusudur. Burada da farklı görüşler var. Ancak ‘düğünde ziynet kime takıldı ise ona ait olduğu görüşü’ ağır basıyor. Çünkü ziynet takılma hali hukuktaki bağışlama müessesine tabi. Düğünde altın takan kişi kime taktıysa ona bağışlamış sayılıyor. Bu durumda erkek eş, kendisine takılan altınları kadın eşe verdiyse iadesini isteyebilir. Ziynet eşyası davaları zamanaşımına tabi değil. Her zaman istenebilir. Ancak Yargıtay’ın son dönemde verdiği bazı kararlar düğün sırasında takılan ziynet eşyalarının kim tarafından, kime takılırsa takılsın kadına ait olduğu yönünde.

Haberin Devamı

KİŞİSEL MALLARDAN SAĞLANAN GELİR VARSA...

Kişisel mallar (takı, elektronik eşya gibi), boşanmada paylaşıma konu olamıyor. Ancak kişisel mallardan elde edilen gelirler ve kazanç paylaşıma dahil ediliyor. Örneğin; eşin babasından kalan daireden sağladığı kira geliri boşanırken paylaşılıyor. Kişisel mallar şöyle sıralanıyor:

  • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya.
  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yolu ile ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yolu ile elde ettiği malvarlığı değerleri.
  • Manevi tazminat alacakları.
  • Kişisel mallar yerine geçen değerler.
  • Mal rejiminin sonunda hesaplamaya dahil edilmeyecek mallar.