Enseyi karartmak yok! Korona korona olalı böyle direnç görmedi

2020 yılı başladığından beri türlü aksilikler birbirini kovalıyor. Gezegenin daha doğrusu insanlığın üzerinde tatsız bulutlar dolaşıyor. Küresel bir etki ve korku yaratan corona virüs tehlikesi ne zaman geçecek kimse bilmiyor. Bu yaramaz virüsün henüz tedavisi bulunmadı fakat bireysel olarak alacağımız önlemlerle kendimizi ve çevremizi korumamız mümkün. Sağlığımızın kıymetini bir kez daha anladığımız şu günlerde bağışıklık sistemimizi güçlendirmek, zinde ve dinç olmak için harekete geçmek şart. Enseyi karartmak yok! Hayata sıkı sıkıya tutunabilmek için neler yapabileceğinizi uzmanlardan dinleyin.

Bu stresli dönemde egzersiz yapmaya devam etmeniz çok önemli. Ayrıca spor yaparak içinde bulunduğumuz stresten de biraz olsun uzaklaşmış ve zihnen rahatlamış olursunuz.

Boş oturmayın, kas yapın

Evde oturarak yapılacak aktivite çok, peki kaslarınız ne olacak? O halde boş oturmayın ve kaslarınızı harekete geçirin. Evinizde herhangi bir spor ekipmanınız yoksa şınav, squat ve mekik yeterince iş görecektir. Bu temel hareketleri kullanarak yapılabilecek antrenman ise keyifli, akıcı ve kısa sürüyor; 10 şınav, 10 squat, 10 mekikle başlayıp ara vermeden her birinin tekrar sayısını 9’a indirin.

Sonra 8’e... Bu şekilde tekrar sayısı 1 olana kadar devam edin. Eğer bu size zor gelirse setler arası yani mekikten sonra dinlenebilirsiniz. Bu programı haftada iki kez yapabilirsiniz. İki egzersiz arasında 48 saat olmasına özen gösterin. Spora mutlaka ısınma egzersizleriyle başlayın. Egzersiz öncesi yapılan ısınma hareketleri hem yapılan antrenmanın verimliliğini artırıyor hem de bedenin yoğun egzersiz programına hazırlanmasına yardımcı oluyor.

Barış Yücealpan / Matchbox Fitness

Her şeyden önce silahımız bağışıklık sistemimizi güçlü tutmalıyız. Bunun için;

• Her gün mutlaka bir yumurta tüketin.
• Protein zengini besinler olan; süt ürünleri, deniz ürünleri, yumurta, bakliyatlar ve kuruyemişleri bolca tüketin.
• Lahana, karnabahar, soğan, sarımsak, zencefil, zerdeçal, turp, tere, roka, nane, fesleğen, koyu kırmızı ve mor renkli sebze ve meyveler hastalığa yakalanma riskinizi azaltır.
• Bir su bardağına 15 damla propolis damlatıp içmek kalkanınızı daha da güçlendirecektir.
• C vitamini açısından zengin meyveleri günlük beslenmemize mutlaka ekleyin.
• Çiğ badem, yerfıstığı, fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar bağışıklık sistemini destekleyen E vitamini içerir. Her gün mutlaka tüketin.
• Yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi besinlere sofranızda yer verin.
• Günde 2-2.5 litre su içmeye özen gösterin.
• Uyku düzeninizi bozmayın mümkünse 8 saat uyuyun.

Taylan Kümeli / Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı

Dünya var olduğundan bu yana insan, üzerinde kontrol sağlayamadığı her tür durum karşısında yoğun korku ve endişe yaşar. Corona virüsün tüm dünyada yol açtığı kaosun içine kapılıp korkuya yenilirsek kaygı bozukluğu hastalıklarına açık davetiye çıkarmış oluruz.

Korkudan korkmayın!

Kaynağı belirsiz yazı, video ya da ses kayıtlarından ziyade Dünya Sağlık Örgütü ya da Sağlık Bakanlığı gibi resmi kaynaklara yönelin. Sosyal medyada da gerçek hayatta da olumsuz olan her tür konudan uzaklaşın. Günlük yaşam rutininizi olabildiğince devam ettirmeye özen gösterin.

Korkudan korkmayın! Korkunuzun yoğunlaştığını hissettiğiniz anlarda dikkat dağıtacak aktivitelere yönelin. Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri bağışıklık sisteminizi güçlendirip bedeninize iyi geleceği gibi ruhunuzu da dinginleştirecektir.

Ruh sağlığınız en az beden sağlığınız kadar önemli

Unutmayın, ruh sağlığınız da en az beden sağlığınız kadar önemli. Olumsuz düşüncelerinizi yapıcı olanlarla değiştirerek yeniden yapılandırmaya çalışın. Bunu tek başına gerçekleştirmek her zaman mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda telefon ya da görüntülü konuşma yoluyla profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Diğer tüm salgın zamanlarında olduğu gibi bu salgın da son bulacaktır. Sakin kalmayı becerebilirsek bu süreci en düşük kaygı seviyesi ve riskle atlatabiliriz.

Şehnaz Tuna / Klinik Psikolog

İçinde bulunduğumuz süreç bize sağlıklı ve hijyenik yaşamanın önemini bir kez daha hatırlattı. Ben temizlik kavramına üç aşamalı olarak bakıyorum: Kişisel temizliğim, bedenime gösterdiğim özen ve çevremin temizliği. Sık sık ve etkin el yıkama birincil olarak yaşamınızın en önemli rutini olmalı. Özellikle virüslerin kolaylıkla yapıştığı metal yüzeyler ve metal paralara karşı tedbirli olunmalı. Evin zeminini, kapı kollarını, sehpa gibi tüm yüzeyleri; Arapsabunu, sirke ve doğal çamaşır suyundan oluşan karışımla günde birkaç defa temizleyin.

Adaçayı gargarası yapın

İnsan sosyal bir varlık elbette ama bu süreçte sosyal hayatınızı kısıtlayın. Çekirdek ailenizle ve kısıtlı bir çevreyle görüşün. Dışarda yapılan her aktivite sonrası ellerimizi yıkayıp, giysilerimizi değiştirmeli ve mutlaka havalandırmalıyız. Eve döndüğünüzde mutlaka adaçayı gargarası yapın. Sadece bedeninize değil ruhunuza da iyi bakın. Evde kendi başına yapabileceğiniz 12 hareketten oluşan ‘Güneşe Selam’ yoga serisini ve basit arı nefesini yapmanın faydasını göreceksiniz.

Ertelediğiniz kitapları okuyun

Güzel müzikler dinleyerek, hep ertelediğiniz ama okunmak istediğiniz kitapları okuyun. Sizi güldüren diziler izleyerek keyif katsayınızı artırabilirsiniz. Sosyal medyadan sürekli felaket haberleri izleyerek, moralinizi ve bağışıklığınızı düşürecek alışkanlıklar edinmekten kaçının. Tedbirli olalım ve moralimizi hep yüksek tutalım. Bu da Geçer Ya Hu!

Şeyda Coşkun / Yaşam Koçu

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yoga yapmak depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltıyor

Habere Git

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Karantina günlerinde 10 isim 10 kitap

Habere Git