Gündem Erdoğan, Beştepe'de Atatürk'ü anma töreninde konuştu

Erdoğan, Beştepe'de Atatürk'ü anma töreninde konuştu

Paylaş
Erdoğan, Beştepe'de Atatürk'ü anma töreninde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Beştepe'de Atatürk'ü Anma Töreni'nde konuştu. Erdoğan, Atatürk'ün Meclis'te yaptığı bir konuşmayı hatırlatarak 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Atatürk'ün şu sözlerini yineledi:

İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağ’ına çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim!...

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın törendeki konuşmasının satır başları:

Bugün Türkiye'nin Suriye'de ırak'ta izlediği politikayı AB ve Batı karşısındaki duruşunu sorgulayanlar milletimizin asırlık mücadelesini kavrayamamıştır. Bizim tarihimizde sömürgecilik lekesine rastlayamazsınız.


"TÜRKİYE, TÜRKİYE'DEN BÜYÜKTÜR"


Düna 5'ten büyük diyorduk, Türkiye de Türkiye'den büyüktür. Bizim fikri sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız başkadır.

Şayet siz 19 Mayıs 1919'u, 23 Nisan 1920'yi, 29 Ekim 1923'ü, Malazgirt Savaşı'ndan, Osmanlı'nın kuruluşundan ayrı düşünemezsiniz.

Anadolu Selçuklu'nun ardından bayrağı nasıl Osmanlı devraldıysa, Osmanlı'dan sonra da Türkye Cumhuriyeti devralıyor. Gazi Mustafa Kemal bir Osmanlı zabitidir.

Mustafa kemal'in Kurtuluş Savaşı'mıza yüklediği anlam çok önemlidir.

"YENİ TÜRKİYE KAVRAMI İLK KEZ NUTUK'TA ZİKREDİLDİ"


Yeni Türkiye kavramının ilk kez Gazi tarafından Nutuk'ta zikredildiğini sizlere aktarmak isterim.

Herkes umutsuzluğa kapılmışken o 'Geldikleri gibi gidecekler' sözüyle gücünü millettine olan sarsılmaz inancından alıyordu.

Ben, Gazi'nin mesajını hala anlayamayanların olduğunu üzülerek görüyorum. Üstelik kurucusu olduğu partide görüyorum. Gazi Mustafa Kemal, muasır medeniyetler seviyesine çıkmayı tam bağımsızlıktan hiç bir zaman ayrı düşünmemiştir.

Milli iradenin hakim kılımasına siyaset alanının genişletilmesine, insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi noktasında çok önemli adımlar attık.

Sevgili dostlar, sevgili gençler, TBMM 1920'de açıldığında öylesine büyük bir yokluk ve yoksulluk vardı ki bazıları yeise kapılmış memleketlerine geri dönmeyi konuşuyordu. Gazi kürsüye çıkıp şunları söylemiş:



"BAZI ARKADAŞLAR MEMLEKETLERİNE DÖNMEK İSTİYORMUŞ..."


İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağ’ına çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim!...

15 Temmuz'da Havalimanına indiğimde, yüzbinlerce kardeşimi apronda gördüğümde duygulandım. Alçaklar alçak uçuş yapıyordu. Ama benim milletimde en ufak bir korku yoktur. Çünkü onlar ölümü de öldürmüşlerdi, korkuyu da korkutmuşlardı. FETÖ mensubu ihanet çeteleri bize dokunamadılar. Dünyada ölümden korkmayanı yürüyüşünden alıkoyacak bir silah yoktur.

Bu millet eline tek bir silah almadan, sadece bayrağıyla, kahramanlığıyla engellemiştir. 15 Temmuz bir pasif direniş değildir. Dünyada bunun başka bir örneği de yoktur. İstikbalimize yönelik her türlü saldırıyı, tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet diyerek kenetlenip savuşturacağız. Şimdi nihai darbeyi vurma peşindeler. Bunu da lafla değil, icraat yaparak, eser üstüne eserler inşaa ederek, ülkemizi ihya ederek, bizler en ileri teknolojileri ülkemizde inşaa etmek suretiyle muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız. Bunun için de değişimi dönüşümü kesintisiz sürdürmek zorundayız. Gazi, idarei maslahatçılar inkılap yapamazlar diyor.

Anaokulundan itibaren ders kitaplarının yeniden gözden geçirilmesi dahil, milletimizi tarihiyle buluşturacak her türlü adımı sürratle atmalıyız. Bu çerçevede 10 Kasım'ları kuru kuruya bir ölüm yıldönümü olarak anmak değil, bizim bunu yasa dönüştürmek yerine bunu yeniden bir doğuş olarak görmek bizi farklı bir geleceğe taşıyacaktır.

Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'i rahmetle yad ediyorum. Anadolu coğrafyasını bize vatan yapan tüm şehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum.