İKİ YA DA ÜÇ KATLI OLABİLİR
Yapının uzun yıllar yönetim merkezi olarak önemli bir işlev üstlendiğini belirten Kulaz, "Yönetim merkezinin ikamet yeri olarak isimlendirdiğimiz saray ve konak, kapsamlı bir yapı. Kazılar devam ettikçe yapının izlerini görebiliyoruz. Mimari dokuya ait süslemeli parçalar ve seramikler çıkıyor. Yapı, Orta Çağ dönemine ait ama kalede daha önceki dönemlere ait izler, kalıntılar ve seramikler bulunmakta. Kalın duvarlar ve buluntulardan buranın iki veya üç katlı bir yapı olduğunu tahmin ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kulaz, bu yıl zemin katta mutfak ve kiler olarak işlev gören alanda bazı verilere ulaştıklarını aktararak şu bilgileri verdi:
"Bir kitabeye ait olduğunu düşündüğümüz parçalara rastladık. Kazılar devam ettiği sürece kitabenin diğer parçalarını da görme imkanımız olacaktır. Kalenin haricinde etrafı ikinci bir surla çevrelenen iç kaleler yönetim merkezleridir. Dolayısıyla burada bir saray olma ihtimali yüksek ama bu tepe ve aşağısı dönem dönem değişimler geçirmiş. Buranın erken dönemde Tunç Çağı'nda bir höyük olarak iskana açıldığını ya da kullanıldığını düşünüyoruz. Demir Çağı'nda muhtemelen kaleye dönüştü. Kale, Orta Çağ'dan Osmanlı dönemine kadar kullanıldı. Önceki yıllarda taşların üzerinde bazı Türk boylarına ait olduğunu düşündüğümüz damgaları tespit ettik. Yazı karakteri ve seramikler göz önüne alındığında yapıyı 12. yüzyıla tarihlendirebiliriz. Bu da Ahlatşahlar dönemini göstermektedir."