Cumartesi Postası 'Evlilik mi? Kalsın!'

'Evlilik mi? Kalsın!'

Paylaş
'Evlilik mi? Kalsın!'

Kendisi için “40 yaşımın dinginliğini yaşıyorum artık” dese de İnci Türkay bizim için hiç büyümeyen bir oyuncu...

Yıllarca çocukların ‘sihirli anne’si Betüş olan İnci Türkay, yine bir çocuk dizisi olan ‘Köstebekgiller’de oynuyor. Yeni çocuk filmi ‘Arkadaşım Max’in de oyuncusu. “Çocuklar samimiyetimi hissediyor” diyen ‘ailemizin oyuncusu’ boşanmış bir kadın olarak ikinci evliliğe kesinlikle sıcak bakmıyor...

Haberin Devamı

Ropörtaj : Nehir Çağrı

Son günlerde neler yapıyorsun?

Uzun zamandır TRT Çocuk Kanalı’nda ‘Köstebekgiller’ adlı bir çocuk dizisi var, o devam ediyor.

Herhalde diziye ara verildi, çünkü kanal sürekli tekrarlarını yayınlıyor.

Ara verilmedi fakat animasyonlu bir iş olduğu için biz hızlı hızlı çekip montaja bırakıyoruz. Daha sonra görüntülere köstebeklerin animasyonla oturtulması kalıyor. Bir de bu dizi çok sevildiğinden kanal sürekli tekrarlarını yayınlıyor.

Rol aldığın ‘Arkadaşım Max’ adlı çocuk filmi vizyona girdi. Filmden bahsedelim mi?

Türkiye’de ilk defa sihirsiz, efektsiz, uçanı kaçanı olmayan bir çocuk filmi çektik. Ayağı yere basan, dostluğu anlatan bir film. Başrolde bir köpek var: Max. ‘Yetenek Sizsiniz’in şampiyonu, onu Türkiye tanıyor. Oyuncu kadrosu tiyatroculardan oluşuyor ve çok güzel bir ekip. Şeker gibi bir yönetmenimiz vardı; Murat Şeker.

Haberin Devamı

Kendini atlama, çünkü sen de çocukların çok sevdiği, şeker gibi bir oyuncusun.

Herkes öyle söylüyor. Çocuk işi olduğunda “Mutlaka sen olmalısın” diyorlar. Bu çok hoşuma gidiyor.

Kariyerinde hep çocuklarla ilgili projelerin olması seni rahatsız etmiyor mu?

Bilinçli olarak seçtim bunu. İyi anne, evimizin annesi olarak anılmak ve aranmak hoşuma gidiyor. “Küçükler dürüst oluyor”

Çocukların sevgisini kazanmak zordur. Öyle kolay kolay içlerine almazlar insanı.

Bunu iyi biliyorum. Beni o kadar sevip bağırlarına bastılar ki bu saatten sonra kopmamız zor. Çocuklar samimi insanı hemen fark ediyorlar. Onlarla iletişim kurmanın tek yolu samimiyet.

‘Sihirli Annem’ dizisini çekerken küçük oyuncular yanıma gelip “Aahh saçın ne kadar iğrenç olmuş” derdi. Çocuklar, büyükler gibi yapmacık olup birbirine yağ çekmez. Net, samimi ve dürüsttürler.

Oğlun Ali de sette, burada. Her zaman sete gelir mi?

Genelde yanımdadır. Oğlumu bakıcısız büyüttüm. Bu nedenle her zaman yanımda taşıyorum. Biz çekim yaparken yukarıdaki oyun odasında oynuyor. Keyfimiz böyle yerinde.

Kaç yaşında Ali?

8 yaşında.

‘ARTIK HIRSLI DEĞİLİM’

Yeni sezonda tiyatro oyunu olacak mı?

Kurumun nasıl bir yol çizeceği belli değil. Yeni bir yasa tasarısı var çünkü. Ama son zamanlarda bir sakinlik, bir huzur var bende. 10 yıl süren bir dizide oynamış, birçok tiyatro oyununda yer alıp ödüller kazanmış biri olarak eski hırsım kalmadı.

Haberin Devamı

Çünkü belli bir yaştan sonra herşey değişiyor. Bu yavaşlamamı, 40 yaşın dinginliği olarak görüyorum. Hayatı, İstanbul’u telaşsız yaşamak, anlamak, farkında olmak istiyorum. Oğlumla daha çok yeşille buluşmak için bol bol seyahat etmenin peşindeyim.

Hiç mi yapmak istediğin bir şey kalmadı?

Aslında var. Konservatuarda şan ve müzik eğitimi almıştım, bir müzikalde oynayarak bu tarafımı açığa çıkartmak isterim. Oyuncu için yeni oyunlar oynamak, yeni roller keşfetmek asla bitmez. Ama kendimi hırs için de yırtamayacağım.

‘YALNIZ ANNELİK ZOR’

Boşanmış bir kadınsın. Ne kadar süre evli kalmıştınız? Ayrılık süreci zor muydu?

6 yıl evli kaldık. Zordu tabii. Anne-baba boşansa da ortada çocuk varsa ayrılmış olunmuyor. Çünkü çocuğun huzurlu ve mutlu olması için sürekli irtibat halinde olmalıyız.

Haberin Devamı

Boşandıktan sonra sana en zor gelen neydi?

Yalnız bir anne olmak, hem de bu sektörde yalnız bir anne olmak çok zor geldi.

İkinci evlilik fikrine sıcak bakıyor musun?

Hiç ama hiç. Tüm yoğunluğum oğlum. Sonra da hayat. İnsan belli bir doygunluğa gelmişken, hayatını kurmuşken, yeniden birini tanımak ve onunla mücadele içine girmek istemiyor.

‘ATATÜRK ÇOCUKLARIYIZ’

Set haricinde neler yaparsın?

Birinci önceliğim oğlum, ona çok zaman ayırıyorum. Zaten Devlet Tiyatrosu oyuncusuyum, oyunlarım oluyor. Ama malum bu Gezi olayları hepimizi huzursuz etti.

Senin Gezi yorumun ne?

Valla çok üzülüyorum. Bir kere hepimiz aynı toprakların vatandaşıyız. Atatürk çocuklarıyız. Bu öfkeyi, kini anlamak mümkün değil. Bu bir söylemdi, bir haykırıştı, bir patlamaydı.

Hakikaten insanı insana kırdırmak korkunç bir şey. Umarım uzlaşma sağlanır. Biz isteklerimizi doğru şekilde anlattığımızda doğru yolun bulunacağını düşünüyorum.

(29.06.2013 tarihli Cumartesi Postası ekinden alınmıştır.)