Yaşam 'Facebook ve Twitter teşhirciliktir ama bunun mahzuru yok'

'Facebook ve Twitter teşhirciliktir ama bunun mahzuru yok'

Paylaş
'Facebook ve Twitter teşhirciliktir ama bunun mahzuru yok'

'Facebook ve Twitter teşhirciliktir ama bunun mahzuru yok'

Yrd. Doç Dr. Erkan Saka İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Öğretim Üyesi. Halkla İlişkiler ve Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü’nde dersler veriyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde Sosyoloji lisans ve yüksek lisans dereceleri aldıktan sonra ABD’de Rice University’de antropoloji doktorası yapan Erkan Saka şimdi de TRT Haber’de yayınlanan "Sosyal Medya" programının danışmanlığını yapıyor. Yrd. Doç.Dr. Saka’dan sosyal medya, blog ve ünlülerin Twitter’daki sözleriyle haber olmalarına kadar pek çok konuda konuştuk.

Elif Sudagezer / Posta İnternet
Elif.sudagezer@posta.com.tr


Televizyon, gazete gibi geleneksel medya mecralarının sosyal medyaya entegre olma çabası giderek yaygınlaşıyor. Sosyal medyayı televizyona taşımak ise daha sıra dışı… Program nasıl ortaya nasıl çıktı/ siz nasıl dahil oldunuz?

Efendim, böyle bir program fikrinin ortaya çıkmasında birçok kişi rol oynadı. Bilgi Üniversitesi’ndeki Medya ve İletişim Sistemleri yüksek lisansı programında verdiğim Siber Kültür Çalışmalarında Meseleler dersinde tanıştığım yapımcı Yalçın Arı’yla yaptığımız beyin fırtınaları ve yaz başında gerçekleştirdiğimiz bir atölye çalışması program fikrinin somutlaşmasında çok etkili oldu. Zaten TRT Haber yönetimi de böyle bir program düşünüyormuş.

Yaptığınız vurguda çok haklısınız: Sosyal Medya’yı TV’ye taşımak biraz sıradışı. Bu programla bir deneye girişmiş oluyoruz. Benzer programların şimdiye kadar ilgi görmemesi de belki bu entegrasyon işine çok kafa yorulmamasındandır. Farklı iki medyayı birbiriyle konuşturmaya çalışmak pek de kolay bir iş değil.

Program neyi hedefliyor? Sosyal medyanın kendisi hakkında bilgilendirme niteliğinde mi?

Sosyal Medyayı ilgilendiren herşey programın konusu olabilir. Bazen bizzat sosyal medyanın içinden çıkma meseleler gündem olabilir (örneğin Semantik Web, ya da Facebook’daki özel hayata dair ayarlamalar), bazen de Twitter gibi sosyal medya araçlarını araç olarak kullananlar da gündem olabilir. Ancak sıradan izleyicinin anlayabileceği bir dilde bunu anlatmamız gerekiyor. Bu durumda sosyal medyayı aktif olarak kullananlar programımızı en azından şimdilik çok basit bulabilir ama Türkiye’de sosyal medyayı çok sınırlı olarak kullanan kitleler olduğundan, karmaşık bir dil kullanmak istemiyoruz.

Programla ilgili ne tür eleştiriler geliyor?

Sosyal medya camiasından tam da yukarıda belirttiğim eleştiri geldi. Twitter’ın nasıl kullanılacağını bile anlatmamız gerekiyor bazı durumlarda. Sosyal medyanın Facebook ve Twitter’dan ibaret olmadığını da izleyicilerimiz belirtti. Bu iki site en çok kullanılan ve de en çok gündeme gelen araçlar olduğu için başlangıçta onlara çok ağırlık verdik. Ama ilk iki bölümde bile başka konulara da değindik. Buna da devam edeceğiz.
Interaktivite’nin zayıflığı tamamen teknik bir sorun. Bunu çözmek üzereyiz. Twitter hesabımız üzerinden (http://twitter.com/sosyalmedyatv) soru alıp, konuklarımıza soracağız. Şimdilik tek kaynak bu olacak. Facebook sayfamız da aktif hale geliyor, programla ilgili belgeleri, haberleri oradan da duyuracağız.

Türkiye’de sosyal medya kullanımı ne seviyede… ‘Twit’lemek veya post etmenin ötesinde sosyal medya yaygın olarak ne amaçla kullanılıyor?

Bence Türkiye’de sosyal medya kullanımı dünya ortalaması- diye birşey var- ondan kesinlikle geri değil. Hatta bazı alanlarda ilk 20’de oluyoruz. Facebook kullanımı gibi. Twitter kullanımında da bir devrim olmak üzere. Ama eksiğimiz daha aktif, yaratıcı kullanımlar noktasında. Ayrıca sosyal medyanın mümkün kılabildiği ortak üretim, kolektif akılın işlevselleştirilmesi noktasında gerideyiz. Ama büyük bir potansiyel var, pasif kullanımdan sonraki aşama daha aktif kullanım için bir sıçrama olabilmesi...

Sosyal Medya kullanıcıları hayatlarının bir kısmını neden Facebook ya da Twitter üzerinde paylaşma ihtiyacı duyar? Sosyal medya gözetleme ve teşhircilik mi, yoksa bilgi akışı mı?

Her ikisi de. Nasıl konvansiyonel medyayı tektip göremiyorsak sosyal medyayı da homojen bir araç olarak görmemek lazım. Kullanıma gelince iş daha da karmaşıklaşıyor. Evet gözetleme boyutu da var ama bilgi akışı da var. ben Facebook’ta da Twitter’da da her ikisinin de olduğunu görüyorum ve bunda bir mahzur görmüyorum.

Devamı 2. sayfada...



‘Facebook gibi mecralar tarafından kuşatıldık’ gibi yaygın bir söylem var. Haklılık payı var mı?

Kısmen var. Artık sosyal medya araçları gündem oluşturabiliyor. “kuşatılmamak” için sosyal medyadan tamamen çekilenler de var ama bu sefer de gündemin dışında kalma riski var... Bu kuşatılma meselesini yine medya okuryazarlığına bağlayabiliriz. sosyal medyayı kullanmayı öğrendikçe kuşatılma oranımız da düşecek....

Eskiden kameralara ‘yakalanıp’ açıklama yapan ünlüler ( zaman zaman siyasiler de) şimdiler de Twitter’a yazdıkları cümlelerle haber oluyorlar. Twitter kişisel bir alan mıdır yoksa çıkıp mikrofonla konuşmak mıdır?

Twitter kamusal bir alandır. Daha kişisel bir network Facebook üzerinden olabilir ama özellikle ayar yapmadığınız sürece Twitter kamusala yönelik olarak yapılandırılmıştır. Buradaki cümleleriyle haber olup sonra şikayet etmek saçma bir durumdur. oradan izleneceğini zaten bilecektir kullanıcı....

Ünlüler zaman zaman twitter yüzünden davalık olabiliyorlar. Fazıl Say’ın başlattığı ‘arabesk yavşaklığı’ polemiğinde olduğu gibi…

Sosyal medya kamusal olarak kullanıldığı anda artık konvansiyonel medyanın kuralları işlemeye başlar. Fazıl Say bunu twitter hesabından başlattığı için tıpkı bir gazetede yazmış gibi tepki alacaktır ki aldı da... Sosyal medya sağladığı imkanlar yanında böyle riskler de getiriyor. özellikle yeni bir medya türü olduğu için eski kuralların burada geçmeyeceğini düşünenler fena yakalanıyor...

Blog da sosyal medyanın önemli bir parçası. Siz blog yazarısınız.( erkansaka.net) Türkiye’de bloglar haber kaynağı olarak görülüyor mu sizce?

Bence çok önemli bir rolleri yok. İnternet haberleri siteleri daha etkili hala. ve konvansiyonel medyanın online siteleri hala en çok okunanlar. bence mikroblogging’e sıçrama oluyor Türkiye’de. Twitter gibi mikrobloggingi kullanan bazı kişiler önemli haber/yorum kaynağı haline gelebildiler. özellikle o alanda gelişmelere bakmak lazım. tabi bu arada blog’ları da küçümsemeyebilir. doğrudan haber blogları olmasa da bazı alanlarda Türkiye’de gayet izleyicisi olan, gündelik hayatta gündem belirleyebilen bloglar var...

Sosyal medyadaki siyasal örgütlenmeleri destekler nitelikte mi?

Bu konuda şüphe yok. online ve offline arasındaki etkileşime dikkat çekmek isterim. bazen sosyal medyadaki siyasi aktivizm küçümseniyor ama burada başlayan hareketlenmenin sokakta da yansıması oluyor. şimdiden bir sürü örnek vermek mümkün. Tabi klasik örnek Seattle’daki Dünya Ticaret Örgütü Zirvesinin yapılamaz hale gelmesiydi, web üzerinden örgütlenmenin de katkılarıyla...

İleride sosyal medya tüketim alışkanlıklarımızı ve bizi daha iyi tanır duruma gelen markaların mı artan bilgi akışı ve demokrasinin aracı haline mi gelecek?

Her ikisi de. illa bir taraf seçmemiz gerekmiyor:) her iki durumda zaten ortaya çıkmış durumda.. tüketim toplumu tabii ki elinden geleni yapıyor. büyük şirketler sosyal medyanın gücünü farketmiş durumda. ama bu şeffaflaşma, örgütlenme, viral bilgilenmenin olamayacağı anlamına gelmez. Gelecek oluşmaya devam ediyor. Hangisi daha öne çıkacak göreceğiz...



2

Haberin Devamı