Frida Kahlo'nun inanılmaz hayatı hakkında 9 gerçek

Son zamanların en ikonik sanatçılarından biri olan Frida Kahlo'nun neredeyse sanatı kadar popüler hale gelen bir hayat hikayesi var. İşte hayatı hakkında 8 ilginç gerçek. Frida, 1907'de Mexico City'nin eteklerinde bir köyde doğdu.Babası Wilhelm, 1891'de Meksika'ya taşınan bir Alman fotoğrafçıydı. Orada, Frida'nın İspanyol ve Amerikan Kızılderili kökenli annesi Matilde ile tanıştı ve evlendi.Matilde çok dindar bir kadındı ve Frida'nın yetiştirilmesi katıydı. Daha sonra annesini nazik, aktif ve zeki ama aynı zamanda hesapçı, zalim ve fanatik bir şekilde dindar olarak tanımladı.Frida özellikle babasına yakındı ve günlerini sanattan zevk aldığı fotoğraf stüdyosunda ona yardım ederek geçirirdi. Ama babasına yardım etmeyi sevmesine ve hatta bir aile dostundan çizim dersleri almasına rağmen, gerçekten daha fazlasını düşünmemişti!Bunun yerine, bilim ve biyolojiden büyülendi ve bir gün doktor olmayı hayal etti. Frida büyürken, çocuk felci salgınları hala oldukça yaygındı. Altı yaşındayken, sağ bacağının sol bacağından daha ince ve kısa olmasına neden olan virüse yakalandı. Hayatının ilerleyen saatlerinde Frida, bacağını gizlemek için giymeye başladığı uzun renkli etekler giymesiyle tanındı.Frida hastalığı nedeniyle aylarca okuldan ayrılmak zorunda kaldı. O kadar uzun süre uzak kaldıktan sonra sınıfa döndüğünde, diğer çocuklar onunla hiçbir şey yapmak istemediler ve şimdi sahip olduğu topallama için ona zorbalık ettiler.Ancak Frida'nın babası, kızının hastalıktan sonra toparlanmasına yardım etmek için oradaydı. O zamanlar birçok kişi fiziksel egzersizin kızlar için 'uygun olmadığını' söylese de, babası onu dışarı çıkıp spor yapması için teşvik etti, bu da gücünü geri kazanmasına yardımcı oldu! Frida 18 yaşındayken, bir tramvayla çarpıştığında, erkek arkadaşıyla birlikte tahta bir otobüste seyahat ediyordu. Trajediyi hatırlayan erkek arkadaşı, otobüsü “bin parçaya bölündü” olarak nitelendirdi.Frida, kalçasına demir bir tırabzan girip diğer tarafından çıktığında kazada neredeyse ölüyordu. Bunun üzerine omuriliğini, köprücük kemiğini, kaburgalarını, pelvisini, sağ bacağını 11 yerden kırdı ve omzunu yerinden çıkardı.Sonunda iyileşmesine rağmen, omurilik yaralanmalarına yardımcı olmak için hayatı boyunca 35 ameliyat geçirmesi gerekti ve kronik ağrı ile yaşadı.Ancak Frida'nın uzun süren iyileşmesi, resim yapmaya başladığı zamandı. Yatağında rahat bir şekilde oturur, çoğunlukla odanın karşısındaki aynada kendisine bakarak kendi portrelerini çizerdi. 1927'de Frida 20 yaşındayken ünlü Meksikalı ressam Diego Rivera'nın eserlerine hayran kalmıştı . Sonunda onunla tanıştığında, 20 yıllık bir yaş farkına rağmen, çift hızla birbirlerine düştüler ve Diego'nun ikinci karısını terk etmesine ve 1929'da Frida ile evlenmesine neden oldu.İnsanlar, büyüklüklerindeki farklılıktan dolayı çifte genellikle “Fil ve Güvercin” adını verdiler.Frida'nın Diego ile 10 yıllık evliliği, her ikisinin de birden fazla ilişkisi olması nedeniyle fırtınalıydı. Frida'nın hem erkeklerle hem de kadınlarla ilişkisi vardı. Diego'nun Frida'nın küçük kız kardeşi Cristina ile onu çileden çıkaran bir ilişkisi bile vardı!1939'da boşandılar, ancak bir yıl sonra yeniden evlendiler. İkinci evlilikleri ilki kadar sıkıntılı olsa da Frida, ölene kadar Diego ile evli kaldı. Frida hayatı boyunca 55'i otoportre olmak üzere 143 resim yapmıştır. Kahlo, “Kendimi çiziyorum çünkü çoğu zaman yalnızım ve en iyi bildiğim konu benim” dedi.Ham ve duygusal otoportreleri, acı, sakatlık, yaralanma ve kırılganlık temalarıyla hayatından ve kazasından aldığı hem fiziksel hem de psikolojik yaraları sıklıkla gösteriyordu.En ünlü tablolarından biri olan The Broken Column , kırık omurgasını deprem çatlağı gibi gösteriyor. Bir diğeri, Umutsuz , Frida'nın hayatında iştahını kaybettiği bir zamanı gösteriyor, bu yüzden doktoru her iki saatte bir besi püresinin zorla beslenmesini reçete etti.Hatta muhtemelen rahmine zarar veren ve hamileliği imkansız hale getiren kaza nedeniyle yaşadığı birkaç düşükten birini gösterdi. Yıllar geçtikçe, Frida'nın sağlığı giderek kötüleşiyordu ve son birkaç yılını hastanede geçirdi. Artık hareket etmek için çoğunlukla tekerlekli sandalye veya koltuk değneği kullanıyordu. Buna rağmen resim yapmaya devam etti.1953'te, kısa ömrünün sonuna doğru, Frida ilk kişisel sergisini Meksika'da açacağı için heyecanlıydı.O sırada doktorun emriyle yatak istirahatindeydi ve kimse onun başarmasını beklemiyordu ama o sergisine katılmak istedi.Galeriye bir ambulansla geldi ve bir sedyeyle getirilmesini ve açılışın keyfini çıkarabileceği bir yatağa taşınmasını emretti. Galeri açılışından sadece birkaç ay sonra Frida'nın sağlığı kötüleşti ve sonunda sağ bacağı kangren nedeniyle dizinden kesildi. Depresif ve endişeli hale geldi ve ağrı kesicilere bağımlılığı kötüleşti.Kahlo son günlerinde çoğunlukla bronkopnömoni ile yatalak olmuştu. Buna rağmen, Guatemala'nın CIA işgaline karşı bir gösteriye katıldı ve konuştu. Daha sonra hastalığı kötüleşti ve o gece yüksek ateşi vardı ve aşırı acı çekiyordu.1954'te o gece, Frida 47 yaşında öldü. Pulmoner emboliden öldüğü bildiriliyor, ancak bazıları intihar veya aşırı dozdan ölmüş olabileceğini öne sürüyor.Ölümünden birkaç gün önce günlüğüne şöyle yazdı: Umarım çıkış eğlencelidir - ve umarım bir daha geri dönmem - Frida. Kahlo, yaşamı boyunca başarılı oldu, ancak o sırada yaptığı iş, Diego Rivera'nın karısı olduğu için genellikle reddedildi.Ölümünden sadece birkaç yıl sonra, çalışmaları geniş çapta beğeni topladı. Ünü 1970'lerde büyüdü ve 21. yüzyılda bazı eleştirmenlerin Fridamania dediği şeye ulaştı.Yıllar geçtikçe, ünlü eseri Two Nudes in a Forest ile 2016'da 8 milyon dolara satılan çalışmaları değer kazanmaya devam etti .Otobüs kazası, çalkantılı evlilik, aşk ilişkileri, aşırı içki ve uyuşturucu kullanımı gibi hayatı, Salma Hayek'in başrolde oynadığı 2002 biyografik filmi 'Frida' da dahil olmak üzere yıllar boyunca birçok kitap ve filme ilham kaynağı olmuştur. Ölümünden sonra, 1970'lerde feminizmin yükselişi, Frida'nın feminist ikonu olmasına yol açtı.Frida'nın çalışması, son derece kişisel olduğu ve kadın deneyimine dair bir içgörü gösterdiği için geniş çapta övüldü. Ayrıca, birçok kişiye cinsiyet rolleri ve vücut pozitifliği hakkında konuşan doğal tek kaşını ve diğer sakallarını saklama gereği hissetmediği için övüldü.Cinselliği konusundaki açıklığı -o biseksüeldi- ve zaman zaman cinsiyetten bağımsız kıyafet seçimleri onu LGBT topluluğunda ikonik bir figür haline getirdi. Meksika köklerinden duyduğu şiddetli gurur, onu kültüründeki birçok kişi için bir gurur kaynağı haline getirdi.