6.2 depremin ardından gözler bina güvenliğine çevrildi! Bitişik yapıların sağlamlık üzerindeki etkisi, en tehlikeli çatlaklar

23 Nisan tarihinde İstanbul’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, yapıların güvenliğini yeniden tartışma konusu haline getirdi. Vatandaşlar, oturdukları binaların depreme ne kadar dayanıklı olduğunu sorgulamaya başladı. Uzmanlar, kesin sonucun ancak teknik dayanıklılık testleriyle anlaşılabileceğini ifade ediyor. Ancak halk arasında çatlaklar ve kolon yerleşimi gibi dışarıdan gözlemlenebilen unsurlar da belirleyici kabul ediliyor. Peki, yaşadığınız bina gerçekten ne kadar güvenli? Bitişik yapılar sağlamlığı etkiler mi? En tehlikeli çatlak türleri hangileri?

İstanbul’da yaşanan son sarsıntı, binaların güvenliğini bir kez daha mercek altına aldı. Artık sadece oturulan yerin konumu değil, yapısal sağlamlığı da hayati önem taşıyor. Uzmanlara göre gerçek güven, detaylı teknik incelemelerle ortaya çıkıyor. İşte tüm detaylar!
İSTANBUL'DA KORKUTAN DEPREM!
23 Nisan günü İstanbul'da Silivri açıklarında bir deprem meydana geldi. 13 saniye süren depremin büyüklüğü 6.2 olarak açıklandı. Artçı depremlerin de eşlik ettiği korku dolu anlarda vatandaşların aklına gelen ilk şey, bina güvenliği oldu.

BİNA GÜVENLİĞİ YAŞAMSAL BİR ÖNCELİK!
Son yaşanan depremin ardından vatandaşlar oturdukları yapıların güvenliği konusunda daha önce olmadığı kadar hassas davranmaya başladı. Binaların gerçekten ne kadar sağlam olduğu sorusu, artık sadece bir merak değil; yaşamsal bir öncelik haline geldi. Bu süreçte riskli yapıların nasıl tespit edildiği ve hangi teknik ölçütlerin esas alındığı gibi sorular kamuoyunda sıkça tartışılıyor.

Gündelik sohbetlerde ise yapıların bitişik nizamda olup olmaması, ev içindeki kolon ve kiriş düzeni ile duvarlardaki çatlak izleri vatandaşların dikkatini çeken başlıca konular arasında yer alıyor. Özellikle İstanbul’un bazı semtlerinde yan yana dizilmiş eski yapılar, endişeleri daha da artırıyor. Görünür yapısal detaylar çoğu zaman bina güvenliğini değerlendirmede ilk bakılan unsurlar oluyor.

UZMANINDAN YAPI GÜVENLİĞİ AÇIKLAMASI!
Hürriyet.com.tr'den İsmail Sarı, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Laboratuvarı’ndan Prof. Dr. Ercan Yüksel ile görüşmeyi yeniden aktarıyor. Prof. Dr. Yüksel, yapıların güvenliğiyle ilgili dikkat edilmesi gereken kritik unsurları ayrıntılı şekilde aktarmış ve konunun hayati önemine vurgu yapmıştı.

BİNA DAYANIKLILIĞINDA BİTİŞİK NİZAM İNŞAAT BELİRLEYİCİ Mİ?
- Toplumda sıkça dile getirilen "bitişik binalar birbirini destekler" düşüncesi, mühendislik açısından ciddi bir yanılgıdır. Oysa her bina, deprem gibi yatay kuvvetlere karşı bağımsız hareket edebilecek şekilde, ayrı bir blok olarak tasarlanmalıdır. Farklı zamanlarda ve standartlarda inşa edilen bitişik yapılar, döşeme kotlarının uyuşmaması gibi durumlarla karşı karşıya kalabilir; bu da deprem anında yapıların birbirine çarpması sonucu kolon kırılması gibi ağır hasarlara yol açabilir. Bu tür plansız bitişik yapılaşmalar, şehirlerdeki mevcut yapı stokunun en riskli yönlerinden biri olarak dikkat çekmektedir.

EN TEHLİKELİ KISIMLAR HANGİ BÖLÜMLER?
- Deprem anında bitişik nizam yapılarda en büyük riski genellikle kenarda bulunan binalar taşır. Uçtaki yapılar, orta bölümlere göre daha savunmasızdır çünkü destek alabilecekleri bir başka yapı bulunmaz. Orta kısımdaki binalar, kütle transferiyle birbirlerini bir nebze dengeleyebilir, bu da görece daha iyi bir yapı davranışı ortaya çıkarır. Ancak bu durum, sadece "kötünün iyisi" olarak değerlendirilebilir; ideal bir çözüm değildir.

BİNALARIN ARASINDAKİ MESAFE NE KADAR OLMALI?
- Binaların güvenli şekilde davranabilmesi için proje verilerinin dikkatle incelenmesi ve ilgili deprem yönetmeliklerine tam uyum sağlanması şarttır. Örneğin, yanındaki yapı deprem anında 25 santimetre kadar yatay hareket edebilecekse, mevcut binanın da benzer bir deplasman göstermesi mümkündür. Bu nedenle, iki yapı arasındaki mesafe, her iki binanın olası hareketleri ve ek güvenlik payı dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Aksi halde, yapılar arasında çarpışma riski ciddi hasarlara yol açabilir.

KOLON GÖRÜNMÜYORSA ENDİŞE EDİLMELİ Mİ?
- Çerçeve sistemli binalarda kolonlar mutlaka bulunur, ancak bazı durumlarda bu kolonlar duvarla aynı hizada inşa edildiği için gözle fark edilemeyebilir. Bu gibi durumlarda, kolonun yerini tespit etmek için metal dedektörleri oldukça etkili bir çözümdür. Cihaz, donatı içermeyen duvar kısımlarında sessiz kalırken, kolon olan bölgelerde net bir sinyal verir. Alınan bu sesli uyarı, kolonun tam konumunu belirlemeye yardımcı olur.
