Bel ağrısıyla bile teşhis konabiliyor! Prof. Dr. Özmen’den kritik meme kanseri uyarısı

Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, son yıllarda daha erken yaşlarda ortaya çıkmaya başladı. Meme Sağlığı Merkezi Direktörü Prof. Dr. Vahit Özmen, erken tanının hayati önem taşıdığını belirterek, “Bel ağrısıyla bile teşhis alan hastalar var” dedi.

Beyza Erdoğan - Posta.com.tr Son yıllarda görülme sıklığı artan meme kanseri, kadınların en çok endişe duyduğu hastalıkların başında geliyor. Özellikle erken yaşta adet görmek, doğurmamak ya da 35 yaşından sonra doğum yapmak gibi faktörlerin riski artırdığını belirten Meme Sağlığı Merkezi Direktörü Prof. Dr. Vahit Özmen, “Türkiye’de meme kanseri vakalarının yüzde 20’si 40 yaş altı kadınlarda görülüyor” diyerek uyardı. Bazı kadınların bel ağrısı ya da sırt ağrısı gibi beklenmedik şikâyetlerle bile teşhis aldığını vurgulayan Prof. Dr. Özmen, “Erken tanı ve düzenli kontroller hayat kurtarır” dedi.
Lipom sanılan her kitle masum olmayabilir!
Kadınlarda memede lipom oluşumu sık rastlanan bir durum. Ancak birçok kişi lipomu kanserle karıştırdığı için büyük endişe yaşıyor. Prof. Dr. Özmen, lipomun tehlikeli olmadığını belirterek, “Memenin yağlı tümörü yani lipomu iyi huylu bir kitledir. Organ için ya da kadın için herhangi bir tehlikesi yoktur. Ancak kozmetik olarak büyüdüğünde ya da görüntü bozukluğu yarattığında alınabilir. Kansere dönüşmez, lipomla kanserin bir ilişkisi yoktur” dedi.

İlaçla geçmez, gerekirse cerrahiyle alınır
Lipomların ilaçla tedavi edilemeyeceğini söyleyen Özmen, “Lipomu ilaçla geçirmek mümkün değil. Ancak çok büyüdüğünde, ağrıya yol açtığında veya kozmetik rahatsızlık oluşturduğunda cerrahi olarak çıkarılabilir. Genellikle 2-3 santim çapında olurlar ama nadiren 10-15 santime ulaşabilirler” diye konuştu.

Sert yapılı kitlelere dikkat: Liposarkom olabilir
Lipomla karıştırılan liposarkomun kötü huylu bir tümör olduğuna dikkat çeken Özmen, “Liposarkom yağ hücrelerinden kaynaklanan, hızla büyüyebilen kötü huylu bir tümördür. Lipomlar yumuşakken, liposarkomlar serttir ve ağrılı olabilir. Uzak organlara yayılma (metastaz) riski taşırlar. Bu nedenle tedavi ve takip dikkatle yapılmalıdır” uyarısında bulundu.

20 yaşından sonra düzenli muayene hayat kurtarır
Meme kanserinde erken teşhisin önemine vurgu yapan Özmen, “Kadınların 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapması gerekir. Bu, adet bitiminden sonraki bir hafta içinde, duşta ya da yatarken yapılmalı. Ayrıca yılda bir doktor kontrolü ve 40 yaşından itibaren düzenli mamografi taramaları ihmal edilmemeli” dedi.

Ayna karşısında da kontrol önemli
Ayna karşısında meme başında çekilme, deride renk değişikliği veya asimetri gibi değişikliklerin fark edilmesi durumunda uzmana başvurulması gerektiğini hatırlatan Özmen, “Kadınların ayda bir kez kendi kendine muayene yapmaları hayat kurtarır” ifadesini kullandı.

Bel ağrısıyla gelen hastalar bile oldu
Geciken tanıların ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyleyen Prof. Dr. Özmen, “Bazı hastalar bize bel ya da sırt ağrısı, hatta kol kırığıyla başvuruyor. Bunların nedeni kanserin kemiğe metastaz yapması olabiliyor. Bizim amacımız hastalığı memedeyken, ileri evreye geçmeden yakalamak” dedi.

Genç yaşta meme kanseri artıyor
Türkiye’de meme kanseri vakalarının genç yaşlarda da sık görüldüğünü belirten Özmen, “Yaptığımız analizlerde hastaların yüzde 20’si 40 yaşın, yüzde 50’si ise 50 yaşın altında. Hiç doğurmayan, 12 yaşından önce adet gören, 35 yaşından sonra doğuran, 50 yaşından sonra menopoza giren, ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlarda risk artıyor. Ayrıca obezite ve hareketsizlik de önemli risk faktörleri arasında” dedi.

Haftada 5 saat egzersiz riski azaltıyor
Hastalığı önlemenin mümkün olduğunu belirten Özmen, “Erken tanı çok önemli ama korunmak da mümkün. Haftada en az 5 saat egzersiz yapmak, alkol tüketmemek, stresle başa çıkmak ve ideal kiloda kalmak riski azaltıyor. Gerektiğinde genetik testlerle risk düzeyi belirlenip kişiye özel takip planlanabilir” diyerek sözlerini noktaladı.
