'Evrenin kader kapıları aralanacak' denmişti, gökyüzünde gezegen defilesi hakkındaki gerçek şok etti!

Son günlerde, geceleri gökyüzüne bakıldığında Güneş Sistemi'ndeki altı gezegen bir arada gözlemlenebiliyor. Şubat sonunda ise bu manzaraya yedinci bir gezegen daha dahil olacak ve ortaya oldukça ilginç bir görüntü çıkacak. Peki, gezegenlerin bu şekilde sıralanmasının Dünya üzerindeki etkileri neler? Bu dizilim sahiden kader kapılarının açıldığı anı mı temsil ediyor? Astrofizikçi Prof. Dr. Ersin Göğüş konu hakkında tüm merak edilenleri açıkladı.

25 Ocak gecesi gökyüzünde nadir ve büyük bir olay gerçekleşti. Güneş sistemindeki 8 gezegenden 6'sı, farklı hızlarla ve mesafelerde dönerken, Merkür, Venüs, Dünya, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün aynı hizaya geldi. Bu muazzam hizalanma, bilim insanları tarafından "gezegen defilesi" veya "gezegen geçidi" olarak adlandırıldı. Sosyal medyada ve astroloji çevrelerinde, bu doğa olayı "evrenin kader kapılarının açıldığı an" şeklinde yorumlanarak, dua ve meditasyon çağrıları yapıldı. Ancak astrofizikçi Prof. Dr. Ersin Göğüş, bu olayın astrolojiyle ilişkilendirilmesinin ne kadar yanıltıcı olduğunu ve konu hakkındaki tüm detayları Hürriyet.com.tr'den Fulya Soybaş'a açıkladı.

BU OLAY BİR DAHA 150 YIL SONRA YAŞANACAK
Gezegenlerin güneş etrafında farklı hızlarda hareket ettiğini ve bu nedenle aynı hizaya gelmelerinin çok nadir olduğunu belirten Prof. Dr. Göğüş, şunları söyledi: “Çünkü gezegenler, güneş etrafında farklı hız ve büyüklükte hareket ederler. Dolayısıyla hepsinin aynı hizaya gelmesi yıllar alır. Tüm bu farka rağmen, 6 gezegenin güneş etrafında döngüsü şu an aynı konumda.”

GEZEGENLER YAN YANA DEĞİL, AYNI HİZADA
Birçok kişi gezegenlerin yan yana olduğunu düşünse de, aslında gezegenler sadece aynı düzlemde yer alıyor. Prof. Dr. Göğüş, bu durumu şöyle açıkladı: “Gezegenler belirli bir açıyla dizildikleri ve biz dünyadan baktığımız için yan yanaymış gibi görünüyorlar. Oysa aynı hizadalar. Yuvarlak bir masa düşün. Masanın merkezinde güneş var. Gezegenler de masa yüzeyinde, merkeze belli mesafe ve değişik yarı çapta, güneş çevresinde hareket halinde. Dünya da onlarla aynı düzlemde olduğu için biz de tüm gezegenleri aynı doğrultuda görüyoruz.”

GEÇMİŞTE BENZER BİR OLAY GERÇEKLEŞTİ
Bundan yaklaşık 30 yıl önce, 1997-1999 yılları arasında benzer bir gökyüzü olayı yaşandı. Ancak şu anda, tüm gezegenler güneşin battığı doğrultuda hizalanmışken, bu pozisyonun tekrar gerçekleşmesi için bir başka 150 yıl beklemek gerekecek.
Uzman isim, bu konu hakkında ise “Yaşadığımız döneme böyle bir olayın 2 kez denk gelmiş olması gözlem açısından iyi bir fırsattı. Tüm gezegenler şu an güneşin battığı hat üzerinde hizalı. Merkür güneşe yakın olduğu için battıktan hemen sonra çıplak gözle seçebiliriz, o doğrultuda Jüpiter, Satürn ve Venüs, ileride Mars, ortada da Uranüs var. Tabii iyi bir gözlem ve fotoğraf için şehir ışığının olmadığı, karanlık bir bölgeyi tercih etmek daha uygun olur. Bir daha böyle bir ‘Tam kare’ yaklaşık 150-180 yıl sonra yaşanacak. Çünkü gezegenler, güneş çevresinde sabit bir hızla hareket eder. Mesela Dünya hareketini 1 yıl, Mars neredeyse 2 yılda tamamlar. Bu da demek oluyor ki 6 gezegenin şu anki rotasyona yeniden gelmesi aşağı yukarı 2150 yılı sonrasına denk gelecek. Bu nadirlikte olmasından sebep, astrologlar bu olaya, ‘kader kapılarının açıldığı gün’ gibi bir anlam yüklüyor sanırım. Ama hatırlatmakta fayda var; Bilim olan ‘astronomidir.’ Astroloji değildir.” dedi.

ASTROLOJİNİN YERİ: KADER KAPILARI AÇILMAZ
Prof. Dr. Göğüş, gökyüzündeki bu tür olayların insanlar üzerinde bir "kader" etkisi yaratmasının bilimsel bir temele dayanmadığını belirtti: “Yaşadığımız bu gökyüzü olayı güneş sistemindeki ahengin devam ettiğini göstermekte. İlahi bir mesaj değil yani, kader kapılarının falan açıldığı yok. Gezegenler, yıldızlar... Yer değiştirir, bazen yavaşlar ya da yeniden aynı konuma gelebilirler. Bu hareketlere yüklenen anlamlar tamamen bizim bakışımızla orantılı. Zira dünya yerine başka gezegenden gökyüzüne baksaydık, şüphesiz bu olayı da başka açıdan görecektik. Ancak Gökkürede yaşanan yıldız ve gezegenlerin tamamen doğal bu olaylarına insanların, yüzyıllar boyu ilahi anlamlar yüklemesi ve bunun bazı mesajlar barındırdığını düşünmesi yeni değil.”

ASTROLOJİ VE ÖZGÜVEN
Astrolojiye olan ilgiyi de değerlendiren Prof. Dr. Göğüş, şunları söyledi: “Başta sorduğun ‘Gök cisimlerinin konumlarının, yaşamımıza ve vereceğimiz kararlara bir etkisi olabilir mi?’ sorusu binlerce yıldır soruluyor. Tam da bu nedenle Babil’de önemli aşamalar kaydedip, eski Mısır’da geniş coğrafyalara yayılarak, uzun zamandır hayatımızın içinde astroloji. Astrolojiyi kötüleme derdinde değilim ancak bilimselmiş gibi görünen öğretiler veya yönlendirmelerin gerçek fayda sağlamadığı hatta zarar verebildiği de aşikâr. Bilimin meyvelerinden son 400 yıldır ziyadesi ile faydalandığımız halde insanlar neden hâlâ astrolojide umut arıyorlar dersen de bence sosyolojik bir durum. Köşeli olmayan, ucu açık yönlendirmeler insanları rahatlatıyor. Fakat ben de şunu sorayım: ‘İsveç’te aynı gün saatte doğan kişi ile Gazze’de aynı gün ve saatte doğan kişinin hayatı aynı olabilir mi?’ Genele aynı gömlek giydirilemez. Hayatın anlamı yıldızlar değil kişilerde saklı. İnsanın astrolojiye yönelmesini kendi penceremden özgüven eksikliği olarak görüyorum.”

BİLİMLE TANIŞMAK ERKEN YAŞLARDA ÖNEMLİ
Prof. Dr. Göğüş, bilimin insanın dünya görüşünü şekillendirmede önemli bir yer tuttuğunu vurgulayarak, bu farkındalığa erken yaşlarda ulaşmanın önemine değindi: “Oysa gökyüzünde izlediğimiz bu olağanüstü düzen, evrenin büyüklüğünü hatırlatıyor bana. Ve de işleyişine dair yeni sorular sormak, keşifler yapmak gerektiğini... Çünkü işleyen bu mekanizma hala büyük bir gizem. Ama bu farkındalığa erişebilmek için daha küçük yaşlarda bilimle tanışmak gerekir. Ne yazık ki Türkiye’de, öğrencilerin hayatı sınavlar etrafında şekillenmekte. Gençlerin hevesi, isteği ve hayalleri ötelenmekte, köreltilmekte.”

GEZEGEN GEÇİDİ NEDİR?
Birden fazla gezegenin aynı anda gece gökyüzünde görülebilir olmasıdır. Bu yıl özel olan; Jüpiter, Venüs, Mars, Satürn, Uranüs, Neptün’ün parlak olması. Yani yeryüzünden çıplak gözle görülebilmesi. Sadece Uranüs ve Neptün için teleskop ve dürbün gerekiyor.
HİZALANMA NEDİR?
Gezegen geçidi, üç boyutlu Güneş Sistemi'mizde gerçek bir 'hizalanma' değil; Dünya'dan bakıldığında gezegenlerin ekliptik düzlemde sıralanmasıdır. Güneş etrafındaki yörüngeleri nedeniyle bir çizgi üzerinde görünüyorlar. Bu çizgiye 'ekliptik' deniyor.