Gözlerde kaşıntı ve şişliğe neden oluyor! İlaçsız tedavi mümkün

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte alerjilerin yaşanma sıklığında da artış görülüyor. Bu durum her ne kadar kontrol altına alınabiliyor olsa da alerjen bireylerin günlük yaşamı olumsuz etkilenebiliyor. Alerji, Klinik İmmünoloji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Buket Başa Akdoğan, bahar alerjisiyle ilgili bilinmesi gerekenleri Posta.com.tr okuyucuları için anlattı...

Sinem Paksoy-Posta.com.tr/ Halk arasında bahar alerjisi olarak bilinen alerjik rinit (AR), yetişkinlerin %10-30’unu çocukların ise %40’ını etkiliyor. Farklı bölgelerde yaşamını sürdürenlerde değişen oranda görülmesi ise bu rahatsızlığın çeşitli sebeplerinin olduğunu doğruluyor.

GENETİK YATKINLIK ALERJİYE KAPI ARALIYOR
Klinik İmmünoloji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Buket Başa Akdoğan, ailede alerjik hastalığın olmasının, yani kişide genetik yatkınlık olmasının bu hastalıkların gelişmesinde önemli bir risk faktörü olduğunu belirtiyor.

Uzman isim: "Alerjik hastalığın annede olması, çocukta olma ihtimalini artıran bir faktör olarak biliniyor. Hem annede hem babada alerjik hastalık olması halinde bu hastalıkların çocuklarda görülme riski daha da artıyor. Ancak alerjik hastalıkların genetik yatkınlıktan bağımsız olarak ailede olmasa bile ortaya çıkabiliyor. Alerji gelişiminde farklı genler rol alıyor. Bazı genler hastalığın ortaya çıkmasında bazılarıysa hastalığın şiddetinde etkili olabiliyor." sözleriyle alerjinin temel sebebinin değişim gösterebileceğinin altını çizdi.

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Bahar nezlesinin tüm dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde sık görüldüğüne dikkat çeken uzman, gelişmekte olan ülkelerde alerjik reaksiyonların daha fazla olduğunu vurguluyor. Bu durumun temel nedeninin ise sanayileşme ve endüstrileşmeyle başlayan yaşam tarzı değişiklikleri olduğunu belirtiyor.

"Beslenme alışkanlıklarının değişmesi, kırsal yaşam koşulları yerine kentsel yaşama dönüş, küresel ısınma, iklim değişiklikleri, hava kalitesindeki değişiklik, doğal afetler, aşırı şiddetli yağmurlar, toz fırtınaları, yangınlar ev içi ve dış ortam hava kirliliği, sigara dumanına maruziyet, sezaryen ile doğum, ilk yaşlarda geçirilen bazı virüs enfeksiyonları, sık antibiyotik kullanımı gibi faktörlerin alerjik hastalıkların artmasında etkili oluyor."

HER BİREYDE RASTLANMIYOR
Alerjik reaksiyonların her bireyde görülmemesi pek çok kişinin dikkatini çekiyor. Dr. Akdoğan: "Alerji her bireyde görülmüyor çünkü bu durum bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkıyor. Normalde sağlıklı bir bağışıklık sistemi, zararlı maddeleri etkisiz hale getirirken zararsız olanları tolere edebiliyor. Alerjik hastalıklar, genetik olarak yatkın bireylerde, çevresel faktörlere ve yaşanılan coğrafyaya bağlı olarak gelişen aşırı immün yanıtla ortaya çıkıyor. Anne karnından itibaren çevresel etkilere maruz kalan kişilerde alerji gelişme olasılığı artıyor." sözleriyle alerjinin neden her bireyde görülmediğini açıkladı.

SEMPTOMLARI AZALTMAK MÜMKÜN
Dr. Akdoğan, alerjik bünyeye sahip olanların semptomları azaltmak için bazı önlemler alabileceğini belirtiyor. Öncelikle, alerjiye neden olan tetikleyicilerden uzak durulması gerektiğini vurgulayan uzman isim, bazı besin takviyelerinin semptomları hafifletebileceğinin de altını çizdi.

Uzman doktor: "Alerjik nezle şikayeti olan hastalara Quercetin takviyesi öneriliyor. Quercetin, antioksidan, antihistaminik ve antiinflamatuvar özelliklere sahip bir flavonoiddir ve alerjik nezlede etkinliği kanıtlanmış bir madde olarak öne çıkıyor. Quercetin, kırmızı meyveler, kırmızı soğan, kırmızı lahana ve kapari gibi gıdalarda doğal olarak bulunuyor veya takviye olarak alınabiliyor." diyerek semptomları azaltmak isteyenlerin hangi yolları izleyebileceklerine değindi.

ALERJİDEN KURTULMAK MÜMKÜN
Dr. Akdoğan, kronik hastalıkların önlenmesinin ilaç kullanımı ihtiyacını azaltabileceğini belirtiyor. Alerjinin önlenmesi için beslenme düzeninin değiştirilmesi, Akdeniz tipi diyetin benimsenmesi ve uyku düzenine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Tüm bunların yanı sıra çevresel etmenlerden etkilenmemek için kimyasal arınmaya da dikkat etmek gerekiyor.

Alerjik nezle ortaya çıktıktan sonra tetikleyicilerin belirlenmesi ve korunma yöntemlerinin uygulanması önemli. Çevresel kontrolün iyi sağlanması ilaç ihtiyacını azaltıyor. Korunma yöntemlerine rağmen semptomlar devam ederse, hastaların yaşam kalitesini artırmak için semptom giderici ilaç tedavilerinden yararlanmak mümkün.

GÖZLERE ELLE TEMASTAN KAÇININ
Bahar alerjisi sebebiyle yaşanan göz kaşıntısı, kuruluk ve burun akıntısı pek çok kişinin şikayetçi olduğu konular arasında yer alıyor. Dr. Akdoğan, polenlerden korunmanın kaşıntı ve kuruluk için şart olduğunu vurgularken bu noktada dikkat edilmesi gerekenlere değindi.

Eve geldikten sonra duş almak veya yüzü yıkamak da alerjen temasını azaltmaya yardımcı oluyor. Gözlerin kaşınmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Akdoğan, suni gözyaşı damlalarının alerjenleri gözden uzaklaştırabileceğini ifade ediyor. Kaşıntıyı hafifletmek için gözlere günde 2-3 kez ve 3-4 dakika süreyle soğuk kompres uygulanması öneriliyor.

Bu önlemler yeterli olmazsa, doktorun önerdiği alerji göz damlalarının kullanılabileceği belirtiliyor. Gerekli durumlarda alerji ilaçları da tavsiye ediliyor. Göz alerjilerinde immünoterapi (aşı) seçeneğinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirten Dr. Akdoğan, bu tedavinin semptomları azaltabileceğinin de altını çizdi.