Haftada 2 kereden fazla oluyorsa dikkat! Özellikle bu yiyecekler tetikliyor, yemek borusunda kansere bile neden olabilir!

Toplumun büyük bir kısmını etkileyen ancak çoğu zaman ciddiye alınmayan reflü hastalığı, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Salih Boğa, reflüye dair en çok merak edilen soruları Posta.com.tr okurları için yanıtladı ve dikkat edilmesi gereken noktaların altını çizdi. İşte detaylar…

Beyza Erdoğan – Posta.com.tr / Göğsünüzde yanma, ağzınıza gelen acı bir tat ya da durduk yere başlayan öksürük… Bunlar size tanıdık geliyorsa, bedeniniz size reflüyle ilgili bir uyarı veriyor olabilir. Günümüzde masa başı yaşam, dengesiz beslenme ve yoğun stresle birlikte görülme sıklığı giderek artan reflü hastalığı, çoğu zaman basit bir mide sorunu sanılır. Oysa tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, ciddi sağlık risklerini de beraberinde getirebilir. Peki reflü nedir, neden olur, belirtileri nelerdir?

MİDEDE YANMA HİSSİYLE BELİRTİ VERİYOR!
Prof. Dr. Boğa'ya, reflü hastalığının en yaygın belirtisini sorduğumuzda “Reflü hastalığında en sık görülen belirti mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu oluşan yanma hissidir. Bu yanma, genellikle göğüs kafesinin arkasında ve mideyle göğüs arasında hissedilir. Bunun dışında ağza acı su gelmesi, gece öksürükleri, boğazda tahriş veya ses kısıklığı, yutma güçlüğü ya da göğüs ağrısı gibi belirtiler de reflüye işaret edebilir. Günümüzde kalp ile ilgili olmayan göğüs ağrısının en sık sebebi reflüdür.” yanıtını verdi.

AİLESİNDE HASTALIK ÖYKÜSÜ BULUNANLAR DAHA FAZLA RİSK ALTINDA
Ailede reflü öyküsü bulunan bireylerin risk altında olduğunu vurgulayan Boğa, “Reflü gelişiminde genetik faktörlerin rolü olabileceğine dair birçok bilimsel veri bulunmaktadır. Aile bireylerinde reflü öyküsü bulunan kişilerde hastalığın gelişme riski artar. Ancak bu durum genetik yatkınlığın tek başına hastalığı oluşturacağı anlamına gelmez. Yaşam tarzı, beslenme düzeni ve çevresel faktörler de hastalığın ortaya çıkmasında en az genetik kadar etkili olabilir.” dedi. Yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve çevresel etmenlerin de hastalığın ortaya çıkışında kilit rol oynadığı biliniyor.

YAĞLI GIDALARI SIK TÜKETENLER DİKKAT!
Reflü gelişiminde belli başlı faktörlerin belirleyici olduğunu ve bazı kişilerin çok daha fazla risk altında olduğunu belirten uzman isim, “Reflü açısından yüksek risk taşıyan bireyler genellikle obezite sorunu yaşayan, sigara ve alkol kullanan, hareketsiz bir yaşam süren ve düzensiz beslenen kişilerdir. Özellikle yağlı ve kızartılmış gıdaların sık tüketimi, büyük porsiyonlarla yemek yeme alışkanlığı ve yemek sonrası hemen yatmak gibi davranışlar reflü riskini artırır. Ayrıca hamilelikte hormonal değişimler ve basınç artışı nedeniyle geçici reflü gelişebilir. Mide fıtığı gibi anatomik bozukluklar da hastalığın oluşmasında etkili olabilir.” dedi ve özellikle yağlı ve kızartılmış yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini söyledi.

YEMEK BORUSUNDA İLTİHAPLANMAYA VE HATTA KANSERE SEBEP OLABİLİR!
Prof. Dr. Salih Boğa, tedavi edilmeyen reflü rahatsızlığı ile ilgili olarak “Reflü tedavi edilmediği takdirde zaman içinde yemek borusunda ciddi sorunlara yol açabilir. Sürekli mide asidi maruziyeti yemek borusunda iltihaplanmaya, daralmalara ve doku değişimlerine neden olabilir. Özofajit, yutma güçlüğü, Barrett özofagusu gibi riskli durumlar ve hatta yemek borusu kanseri gelişme riski ortaya çıkabilir. Bu nedenle uzun süren reflü şikayetleri mutlaka ciddiye alınmalı ve bir gastroenterolog değerlendirmesiyle uygun tedavi planlanmalıdır.” dedi ve reflü şikayetlerinin hafife alınmaması gerektiğinin altını çizdi.

UYURKEN BAŞI YÜKSEKTE TUTMAK ETKİLİ OLABİLİR
Sık görülen reflünün tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri de etkili olabiliyor. Boğa, bu konuya ilişkin olarak “Reflü tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri oldukça önemli bir yer tutar. Az ve sık yemek, öğünlerden sonra hemen yatmamak, uyurken başı biraz daha yüksekte tutmak, kilo kontrolü sağlamak ve sigara ile alkol kullanımından uzak durmak şikayetleri önemli ölçüde azaltabilir. Beslenme açısından ise yağlı, kızartılmış, baharatlı, çikolatalı ve kafeinli gıdalardan kaçınılmalı, mideyi tahriş etmeyen, daha hafif ve sindirimi kolay besinler tercih edilmelidir.” açıklamasında bulundu.

HAFTADA 2 KEREDEN FAZLA OLUYORSA DİKKAT EDİLMELİ
Reflünün en belirgin semptomlarından biri mide ekşimesi. Peki, her mide ekşimesi reflüye mi işaret ediyor? Uzman isme bu soruyu yönelttiğimizde “Ara sıra yaşanan mide ekşimesi, özellikle ağır yemeklerden sonra veya kafein ve alkol tüketimi sonrası oluşuyorsa bu durum her zaman reflü hastalığı anlamına gelmeyebilir. Ancak bu şikayetler haftada iki veya daha fazla kez tekrarlanıyorsa ve kişinin yaşam kalitesini etkiliyorsa, altta yatan kronik bir reflü hastalığından şüphelenilmelidir. Bu durumda doğru tanı için gastroenteroloğunuza başvurmanız önemlidir.” yanıtını verdi.

STRES ARTTIĞINDA TETİKLENEBİLİR!
Modern yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelen stresin de reflüyü tetiklediğini ifade eden Prof. Dr. Boğa, “Stresin reflü üzerinde etkili olduğu artık bilinen bir gerçektir. Vücutta stres arttığında mide asidinde artış olabilir ve yemek borusunu mideyle birleştiren kas gevşeyerek asit kaçışına yol açabilir. Stresli dönemlerde bireylerin beslenme düzenlerinin bozulması, reflü semptomlarını tetikleyebilir. Bu nedenle stresle başa çıkma yöntemleri, psikolojik destek, nefes egzersizleri ya da düzenli egzersiz gibi yaklaşımlar reflü tedavisinde olumlu katkılar sağlayabilir.” diyerek sözlerini noktaladı.