Hayatını kaybeden Avrupa Yakası'nın Kubilay'ı Vural Çelik bugün son yolculuğuna uğurlanacak
Aralarında Bir Demet Tiyatro, Avrupa Yakası, Yahşi Cazibe, Seksenler ve Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım'ın da bulunduğu birçok yapımda rol alan, ünlü oyuncu Vural Çelik hayatını kaybetti. Vefat haberinin ardından Vural Çelik'in adeta hayatının da özeti olan, Avrupa Yakası'ndaki ünlü repliği yeniden gündem oldu. Başka kadın için babası tarafından terk edilen oyuncunun hayat hikayesi ise herkesi duygulandırdı. Çelik'in ölüm nedeniyle ilgili konuşan menajeri "Adli Tıp kesin sonucu söyleyecek ama kalp krizi gibi gözüküyor" demişti. Ünlü oyuncu bugün son yolculuğuna uğurlanacak!

Aralarında Bir Demet Tiyatro, Avrupa Yakası, Yahşi Cazibe, Seksenler ve Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım'ın da bulunduğu birçok yapımda rol alan oyuncu Vural Çelik hayatını kaybetti.

'ŞEKER, KALP, TANSİYON HEPSİ VAR...
Acı haberi Birol Güven, sosyal medya hesabından duyurdu: "Maalesef Vural'ı kaybettik. Çok üzgünüm." Vural Çelik 51 yaşındaydı. Çelik'in menajeri Rasim Özcan ise ''Henüz yeni öldü, ölüm haberi doğru fakat neden öldüğüyle ilgili net bir şey söyleyemiyorum. Hastanedeydi. Şeker, kalp tansiyon hepsi var" ifadelerini kullanmıştı.

İki gün önce hastane yatağından paylaşım yapan Vural Çelik’in son sözleri ise yürekleri dağladı:

“Şu hastanelere geldiğim kadar dizi bölümü çekseydim şimdiye kadar cipim, yatım, katım, villam olmuştu...”
Tüm bu yaşananların ardından sosyal medyada Vural Çelik'in ardında bıraktığı replikler yeniden gündem oldu. Özellikle Avrupa Yakası'ndaki falcı sahnesini izleyenler büyük şaşkınlık yaşadı.

'KALP KRİZİNDEN HERALDE'
Vural Çelik'in yer aldığı Avrupa Yakası'ndaki falcı sahnesinde geçen replikler şaşkınlığa neden oldu. Vurak Çelik o sahnede "Bu gencecik yaşımda ben niye ölüyorum yahu?!" diyor. Falcı ise "Kalp krizinden herhalde" sözleriyle karşılık veriyor.

"KALP KRİZİ GİBİ GÖZÜKÜYOR"
Vural Çelik'in ölüm nedeniyle ilgili açıklama yapan menajeri Rasim Özcan, şu ifadeleri kullandı: "Şeker vardı tansiyon vardı kalp vardı. Olaydan 2 gün önce de rahatsızlandı hastaneye gitti ve serum fotoğrafını zaten paylaşmıştı. Eve geldikten sonra Adli Tıp kesin sonucu söyleyecek ama kalp krizi gibi gözüküyor. Olay böyle."

"ULAŞAMAYICA POLİS KAPIYI AÇTI, ÖLMÜŞ OLARAK BULDUK"
Bir gün cevap vermeyince telefonlara adli mercilere başvurduk; polis kapıyı açtı. Ölmüş olarak bulduk. Ulaşamayınca gerekli işlemi yaptım. Polis girdikten sonra kendisine baktım. Kesin ölüm nedenini Adli Tıp söyleyecek. Zaten kalp hastalığı vardı. Halkın içinden bir insandı, sevilen bir insandı. Sokağa çıktığı zaman yakın zamanda bir rol almamasına rağmen insanların ona gösterdiği sevgi onu tek mutlu eden şeydi zaten son zamanlarda. Kalp krizi gibi gözüküyor ama o neticede bir tahmin. Adli Tıp tam cevabı verecek."

BUGÜN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANACAK
Film yapımcısı ve senarist Birol Güven, Vural Çelik'in cenaze töreni bilgilerini de açıkladı. Güven açıklamasında " 19 Ekim Cumartesi günü Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde öğle namazını müteakiben kılınacak cenaze namazından sonra Kilyos Mezarlığı'nda defnedilecektir" ifadelerini kullandı.

KUBİLAY’IMIZI ERKEN KAYBETTİK
Ata Demirer: “Güzel zamanlar, güzel yıllar. Çok erken bir veda. Ailesine sabırlar diliyorum. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yat kardeşim.”
Gülse Birsel: “Kubilay’ımızı çok erken kaybettik. Çok üzgünüz.”

Hakan Yılmaz: “Çok üzgünüm. Yattığın yer cennet olsun kardeşim.”
Hale Caneroğlu: “Üzüntümü ifade bile edemiyorum. Şoktayım. Yıllarca rol arkadaşım oldun. Işıklar içinde uyu Kubim.”
Şenay Gürler: “Dizimizin Kubilay’ı Vural’ı çok erken kaybettik maalesef. Sevenlerine sabır dilerim.”

Öykü Çelik: “Ahh Vural, seni tanımak, seninle çalışmak gerçekten büyük bir şanstı. Nurlar içinde uyu güzel adam.”
Ceyhun Fersoy: “Çok üzgünüm. Başımız sağ olsun. Vural abicim yattığın yer incinmesin.”

"BABAM BİZİ GÖZLERİ GÖRMEYEN BİR KADINA BIRAKIP GİTTİ"
2013 yılında Ömür Gedik'e röportaj veren Vural Çelik, hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yapmıştı. Zorlu bir hayat geçiren oyuncu, babası tarafından da terk edilmiş. 11 yaşında babasını kendilerini başka bir kadın için terk ettiğini söyleyen Çelik, şunları söylemişti: "Ben 11 yaşında, kardeşim 9 yaşındaydı; babam bizi gözleri görmeyen bir kadına bırakıp gitti. Hiç aramadı. Bazen camiada bizim dünyadan insanlar haber olur, babasını görmüyor ve bakmıyor diye."

"HER ZAMAN ÇOK ÖFKELİYİM"
"Onlara hayırsız derler ama çoğu hayırsız değil. Baban sen çocukken anneni terk etsin, başka kadınlara gitsin, sonra sen büyü, toplum içinde yer ve unvan kazan, o zaman ortaya çıksın! Her zaman öfkeliyim, 2005’te öldü zaten."

"BABA OLMAKTAN KORKUYORUM"
Baba olmaktan çok korktuğunu söyleyen ünlü oyuncu sözlerine şöyle devam etmişti: "Baba olmayı istemekle beraber bundan korkuyorum. Belleğime o kadar işlemiş bir acı ve kader var ki... Yanlış bir seçim yapıp, çocuğumun ayrı anne baba ile büyümesinden korkuyorum."

"HAYATINI BİZE ADADI"
"Gözleri görmeyen bir kadın büyüttü bizi. O kadın ne başkasıyla evlendi, ne başka erkek girdi hayatına, hayatını bize adadı. Yemedi yedirdi, giymedi giydirdi. Ayakkabısı delik diye içine poşet giydiğini bilirim fabrikaya giderken. Nasıl tapmazsın bu kadına? Gençliğinde, fabrikada çalıştığı dönemde gözleri rahatsızlanmış."

"DAYIM DA AYNI HASTALIK VARMIŞ, ANNEMİNKİ İLERLEDİ"
"Gittiği doktor gözlük vermiş, takmamış. Dayımda da aynı hastalık var; tavuk karası... Dayım gözlüğü iyi kullanarak bertaraf etmiş ama anneminki ilerledi. Şu an sokakta tek başına yürüyemeyecek kadar ileri. Çok uzun yıllar olduğu için o da biz de artık alıştık. Ara ara iyi haberler duyuyoruz, heyecanlanıyoruz ama sonra olmuyor. Kader... "

"MÜTEVAZİ BİR HAYAT YAŞIYORUM, ÖNEMLİ OLAN ANNEM"
"Benim için dünyanın hiçbir unvanı ya da varlığı önemli değil. Mütevazı, küçük bir hayat yaşıyorum zaten. Önemli olan annemin mutluluğu. O her zaman 'Oğlum ben senden razı oldum, Allah da senden razı olsun2 der. Dünyanın en büyük mutluluğu bu işte... Bunun dışında hiçbir dünya nimeti umurumda değil. Hayatıma girecek kadının anneme karşı ufacık bir tavrı, yaptığı küçücük bir mimik beni yıkar. Hatta aşkımı bitirir. Belki psikolojide de bu bir rahatsızlıktır, bilmiyorum."

"LİSE 2 TERKİM, BİLGİSAYAR OKUMAK İSTERDİM"
Oyunculuk olmak gibi bir hayalinin olmadığından ve eğitimini erkenden bitirmek zorunda kaldığından bahseden oyuncu şu ifadeleri kullandı: "Lise 2’den terkim. Üniversite okumadım, Levent Kırca’da alaylı oldum ama üniversitede astronomi ya da bilgisayar okumak isterdim. Oyuncu konservatuvarlı olmak zorundadır diye de düşünmüyorum. Tarihe bak, büyük başarılar göstermiş alaylı insanlar vardır. Çünkü bu, tanrısal bir yetenektir."

"NECATİ AKPINAR VE YILMAZ ERDOĞAN BENİM ELİMDEN TUTTU"
"Çocukken oyuncu olmayı düşünmedim ama hep taklitler yapardım. Hatta komşularımız 'Vural sen çok komiksin, tiyatrocu olsana' derlerdi. Sonra Levent Kırca’ya gittim, 'Yanınızda yetişmek istiyorum' dedim ve başladık. 1 yıl sonra Yılmaz Erdoğan ve Necati Akpınar ile tanıştık. Benim taytay dönemimde elimden tutan insanlardır onlar. Yılmaz abiye özel bir gönül bağım vardır. “Sen hiç Ateş Böceği Gördün mü?” oyununda benim için bir sahne yazdı. O eserin sahnesinde bana yer verdi, büyük gururdu.

"FATMA GİRİK'LE YAŞADIĞIM AN DÜNYANIN EN BÜYÜK MUTLULUĞUDUR"
“'Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım' filmi ile Bursa film Festivalinde’yiz. Fatma Girik girdi salona, ilk kez görüyorum kendisini. O dönemde Avrupa Yakası'nda da oynuyorum. 'Seni öpmeden geçemem' dedi. Dünyanın en büyük mutluluğu budur. Yasemin Yalçın, Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan, Levent Kırca, Nejat Uygur gibi en büyük sanatçıların ya yanındaydım, ya perdenin arkasındaydım, ya afişlerini astım ya da aynı sahnedeydim!

"ŞÖHRET BENİ HİÇ ETKİLEMEDİ"
Şöhretin kendisini hiç değiştirmediğin bahseden Yılmaz Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Şöhret beni hiç etkilemedi. Ukalalık olarak algılanmasın ama gittiğim her yerde insanlar 'Ağabey sen ne kadar mütevazısın' diyor. Bodrum’da bir otelin garsonu kızdı bana, 'Sen ne biçim bir adamsın, insan biraz sanatçı gibi davranır, bu ağır başlılık, mütevazılık nedir' dedi. Ama şöhret öyle çok güzel bir şey değil.

İnsanların gözünde güvensiz oluyorsun. Geçmişte oyuncuların şahitliği bile kabul edilmezmiş mahkemelerde. Şimdi birisinden hoşlanıyorsun, ama inanmıyor sana."