Uzmanı uyardı: Baş dönmesi ve göğüs bölgesinde sıkışma hissi ile belirti gösteriyor! Kilolu bireylerde risk 2 kat daha fazla

Hipertansiyon, dünya genelinde en yaygın kronik hastalıklar arasında yer alıyor ve bir çok kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Vardar, hipertansiyonun nedenlerini, tedavi yöntemlerini ve bu hastalıkla başa çıkmanın yollarını Posta.com.tr’ye anlattı.

Emir Ceran / posta.com.tr Hipertansiyon, kanın damar duvarlarına uyguladığı yüksek basıncın sürekli hale gelmesiyle tanımlanan bir durumdur. Kan basıncı, sistolik (büyük tansiyon) ve diyastolik (küçük tansiyon) olarak iki ölçümle değerlendirilir. Hipertansiyon, sistolik kan basıncının 140 mmHg veya diyastolik kan basıncının 90 mmHg ve üzeri olması durumunda tanı alır. Ancak, hipertansiyon genellikle belirti vermez, bu nedenle düzenli ölçümlerle erken teşhis çok önemlidir.

HİPERTANSİYONUN TEMEL NEDENLERİ
Dr. Vardar’a göre, yüksek tansiyonun başlıca sebepleri arasında aşırı tuz tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı, sigara ve alkol kullanımı, obezite, diyabet ve stres yer alır. Bu faktörler, tansiyonun yükselmesine yol açan en önemli etmenlerdir. Hipertansiyon riski taşıyan kişiler, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeli, düzenli egzersiz yapmalı ve dengeli beslenmelidir. Strese bağlı tansiyon belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Baş ağrısı
- Baş dönmesi
- Kulakta çınlama
- Yüzde kızarma
- Kalp çarpıntısı
- Göğüs bölgesinde sıkışma hissi
- Boyun ve sırt kaslarında ağrılar
- Terleme

HİPERTANSİYON GENETİK MİDİR?
Ailesinde hipertansiyon olan bireylerin, bu rahatsızlığı geliştirme olasılığı daha yüksektir. Dr. Vardar, hipertansiyonun genetik bir hastalık olabileceğini, bu yüzden aile bireylerinin dikkatli olması gerektiğini belirtiyor.

TUZ TÜKETİMİNİN HİPERTANSİYON ÜZERİNDEKİ DEV ETKİSİ
Aşırı tuz tüketimi, hipertansiyonun başlıca sebeplerinden biridir ve dünya genelinde her yıl milyonlarca ölüme yol açmaktadır. Türkiye’de de hipertansiyon nedeniyle ölümler ciddi boyutlardadır. Dr. Vardar, tuz alımını kısıtlamanın hipertansiyonla mücadelede en etkili adımlardan biri olduğunu vurguluyor. Ayrıca, aşırı kilolu olmak, fiziksel aktivitesiz bir yaşam tarzı ve stres, hipertansiyon riskini artırmaktadır.

HİPERTANSİYONLA MÜCADELEDE DİYET VE EGZERSİZ
Diyetin hipertansiyon üzerindeki etkisi büyük. Dr. Vardar, özellikle şişmanlık ve düzensiz beslenmenin hipertansiyon gelişimine zemin hazırladığını söylüyor. Bu nedenle diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri, hipertansiyon tedavisinde öncelikli olarak tercih edilmektedir.

Tansiyonu dengelemenin en etkili yollarından biri de düzenli fiziksel aktivite yapmaktır. Ayrıca, alkol tüketimini sınırlamak ve tuz alımını azaltmak gereklidir. Tansiyon hastalarının beslenme düzeni büyük önem taşır. İşte hipertansiyonla mücadelede dikkat edilmesi gereken beslenme önerileri:
- Öğünlere yeşillik eklenmeli
- Tuzsuz ekmek tüketilmeli
- Yemeklere ekstra tuz konulmamalı
- Gün içinde meyve tüketilerek yeterli mineral ve tuz alımına dikkat edilmeli
- Hayvansal yağ yerine bitkisel yağ tercih edilmeli
- Sarımsak tüketilmeli
- Günlük en az 2 litre su tüketilmeli
- Balık başta olmak üzere besinlerden yeterli omega-3 alınmalı

DOĞAL YÖNTEMLERLE HİPERTANSİYONUNUZU KONTROL ALTINA ALIN
Yüksek tansiyonu kontrol altına almak için doğal besinlerden faydalanmak mümkündür. Muz, ıspanak, somon ve yoğurt gibi potasyum açısından zengin gıdalar, tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir. Tuz tüketimini sınırlamak ve bol su içmek de bu süreçte önemli rol oynar. Düzenli egzersiz yapmak, aerobik aktivitelerle kalp sağlığını iyileştirmek, stresi azaltan rahatlama teknikleri kullanmak da tansiyonun kontrol altında tutulmasına katkı sağlar.

YANLIŞ BİLİNEN VE DÜZELTİLMESİ GEREKEN İNANÇLAR
Toplumda hipertansiyonla ilgili pek çok yanlış bilgi bulunmakta. Örneğin, tansiyonu yüksek olmasına rağmen hiçbir yakınma hissetmeyen kişiler, tedaviye başlamayabiliyor.

Dr. Vardar, yakınma olmasa bile yüksek tansiyonun kalp, böbrek ve beyin gibi organlara zarar verdiğini belirtiyor ve tedavinin mutlaka devam etmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, tansiyonun normal değerlere ulaşmasıyla ilaçları bırakmak büyük bir hata olabilir; tedaviye doktor önerisiyle devam edilmesi önemlidir.

STRES YÖNETİMİ: TANSİYONUNUZU YÖNETMEK İÇİN ANAHTAR BİR ARAÇ
Stres, tansiyonun yükselmesine neden olabilen bir diğer önemli faktördür. Kaygı, endişe ve stres, kalp atışlarını hızlandırır ve kan basıncını artırır.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Vardar, stresle başa çıkmanın, tansiyon yönetimi için ne kadar önemli olduğunu ifade ediyor. Yoga, meditasyon ve derin nefes egzersizleri, stresin azaltılmasına ve dolayısıyla tansiyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.