İbni Sina’dan asırlık uyarı! Yemek pişirirken tuz eklemeyin

Asırlardır şifa ve bilgelik kaynağı olarak kabul edilen İbni Sina, sadece tıpta değil beslenme konusunda da önemli uyarılarda bulunmuştur. Bunlardan biri de yemek pişirirken tuz kullanımına dair verdiği dikkat çekici tavsiyedir. İbni Sina, yemeğe tuzun pişirme aşamasında değil, sonrasında eklenmesi gerektiğini söylemiş; bu yaklaşım modern bilimsel çalışmalarla da günümüzde doğrulanmıştır. Peki, tuz neden kullanılmamalı?

Bugün pek çok beslenme uzmanı, tuzun pişirme sırasında değil, sonradan ilave edilmesini tavsiye etmektedir. Bunun nedeni sadece tuzun sodyum oranının yüksek ısıda artması değil; aynı zamanda yiyeceklerin içerdiği faydalı mineral ve vitaminlerle tuzun birleşerek besin değerini azaltmasıdır. Yani bu kadim uyarı, çağdaş sağlık anlayışının da temel taşlarından biri haline gelmiştir.

PİŞİRME AŞAMASINDA NEDEN TUZ KULLANILMAMALI?
Yemek pişirirken yüksek ısıya maruz kalan tuz, yapısal olarak bazı değişimlere uğrar. Bu süreçte tuzun içeriğindeki sodyum yoğunluğu artabilir ve bu durum, özellikle tansiyon hastaları için ciddi bir risk oluşturur.

Ayrıca, yüksek ısıda tuzla etkileşime giren bazı mineraller, yiyeceklerin besin değerini düşürebilir.

Dolayısıyla lezzet uğruna yapılan bu alışkanlık, sağlık açısından olumsuz sonuçlara yol açabilir.

HİPERTANSİYONLA BAĞLANTILI
Güncel araştırmalar, İbni Sina’nın yüzyıllar önce yaptığı bu uyarının ne denli isabetli olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, tuzun pişirme sonunda veya servis sırasında eklenmesi, hem lezzetin korunmasını sağlıyor hem de sağlık risklerini azaltıyor. Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir çalışmada, pişirme esnasında eklenen tuzun hipertansiyonla bağlantısı açıkça ortaya konmuştur.

DENGESİZ BİR TAT YARATIYOR
Pişirme sırasında eklenen tuz, genellikle yemeğin bütününe eşit şekilde yayılmaz. Bu da hem damakta dengesiz bir tat yaratır hem de fazla tuz kullanımına yol açabilir.

Oysa servis sırasında kontrollü şekilde eklenen tuz, yemeğin doğal tadını daha iyi ortaya çıkarır ve aşırı tuz tüketiminin önüne geçilmiş olur. Bu yöntem, özellikle çocuklar ve yaşlılar için daha güvenli bir beslenme sağlar.

KÜÇÜK AMA ETKİLİ BİR DOKUNUŞ
Günlük hayatımızda sıklıkla göz ardı edilen bu küçük detay, aslında genel sağlık üzerinde büyük etkilere sahiptir. İbni Sina’nın çağlar öncesinden gelen bu önerisi, sadece bir mutfak tüyosu değil, aynı zamanda sağlıklı yaşamın temel taşlarından biridir.
Mutfakta alınacak basit önlemlerle, hem kalp ve damar sağlığı korunabilir hem de yemeklerin doğallığı bozulmadan lezzetli sonuçlar elde edilebilir.