Saba: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar; Türk müziğinde bir makam
Sabah: Günün başlangıcı
Sabina: Juniperus bitkisinden geliyor
Safiye: Katıksız, katışıksız saf
Sahra: Kır, ova, çöl
Sahure: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
Sakine: Oynamayan, kımıldamayan, durgun
Saliha: İyi, yarar, yetkili, hakkı olan
Salime: Eksiksiz, sağ, sağlam
Salkım: Çoğunlukla bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş
Samiye: Yüksek, ulu
Sanem: Put, put kadar güzel, çok güzel
Saniye: İkinci.
Sara: Halis, saf, katkısız
Sarmaşık: Koyu ve yeşil renkli ve değişik biçimde yaprakları, renkli çiçekleri olan bir bitki
Saygın: Sayılan, sevilen
Seçen: Seçme işini yapan, bir şeyi seçen
Seçil: Beğenilen, seçilen
Seçilay: Seçil ve Ay gibi güzel ol
Seçkin: Seçilerek en iyi diye ayrılmış olan; benzerleri içinde niteliklerinin üstünlüğüyle göze çarpan, üstün
Seda: Ses
Sedef: Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu
Seden: Sesin, seslenişin
Seher: Tan ağartısı, ortalığın aydınlandığı an
Selcan: Dede Korkut öykülerinde geçen bir ad
Selda: Dağ seli, dağdan inensel
Selen: Haber, havadis, kulakla duyulan, işitilen
Selin: Öğünç, sevinç
Seliz: Cennette açan bir çiçeğin ismi
Selma: Doğru ve iyi yolda, selamette olma
Selmin: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan
Selvi: Kış yaz yaprağını dökmeyen, ince uzun bir ağaç, servi selbi
Selvican: Servi gibi güzel kimse
Sema: Gökyüzü
Semahat: Cömertlik, el açıklığı
Semiha: Cömert gönüllü, eli bol
Semiramis: Asur kraliçesinin adı