Sırrı Süreyya'nın cenaze töreni bugün...İşte siyasilerden mesajlar

TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 18 gün önce geçirdiği kalp rahatsızlığının ardından hayatını kaybetti. Nüktedan ve renkli kişiliğiyle bilinen Önder’in vefatı siyaset ve sanat dünyasını üzüntüye boğdu...

TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan’da geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu hastaneye kaldırılmış ve ameliyata alınmıştı. 18 gündür yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam eden Önder, dün yaşam mücadelesini kaybetti. Önder’in acı haberi tedavi gördüğü hastaneden yapılan yazılı açıklamayla duyuruldu: “Sayın Sırrı Süreyya Önder, yoğun bakım ünitemizdeki takip ve tedavisinin 18. gününde çoklu organ yetmezliği nedeni ile 03. Mayıs 2025 tarih ve saat 16.10’da hayatını kaybetmiştir. Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerinin başı sağ olsun.”
Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, babasının yoğun bakımda olduğu dönemde “Diren baba” demişti...

MECLİS’İN NÜKTEDAN YÜZÜYDÜ...
63 yaşında yaşamını yitiren Önder, ‘yönetmen, senarist, yapımcı, oyuncu, gazeteci ve politikacı’ kimlikleriyle çok yönlü ve başarılı bir kariyeri arkasında bıraktı. Adıyaman’da Türkmen bir ailenin çocuğu olarak gençlik yıllarından itibaren sosyalizm mücadelesi veren, diğer yandan muhafazakâr kesimle de diyalog geliştirebilen Önder, Anadolu değerlerini benliğinde toplayan özgün kişilikti. Kültür dünyasının çok yönlü bir kalemi iken, 2013’ten itibaren de Kürt sorununa yönelik süreçlerin müzakereci yüzü oldu.

‘NEFSİME AĞIR GELDİ
Meclis yönetiminde kavga ve küfürlü gergin oturumlarda bile, “40 yıllık ilkelerime ters” diyerek disiplin cezası vermekten kaçındı. Son olarak yönettiği oturumlardan birinde, “Kürsüye gelen arkadaşınız oldu; ‘Sen ne biçim Başkansın lan!’ diye. Oturumdan çıkarmam gerekirdi, lafını bile etmedim. Tutarlılık böyle olur. Nefsime ne kadar ağır geldiğini anlatamam” dedi. Aynı oturumlarda bir yandan “İçtüzüğü açmaya üşeniyorsunuz. Bir Allah’ın kulu bakmaz mı! Tembel çokmuş bu Meclis’te” sözleriyle sitem etti. Diğer yandan “Dalları yeşermeyenlere gelsin” diyerek Başkanlık Divanı’nda Asaf Halet Çelebi’nin “İbrahim” şiirinden dizeler okudu: “Ben ki zamansız bahçeleri kucakladım/ güzeller bende kaldı/ İbrahim/ gönlümü put sanıp da kıran kim.”

CENAZE TÖRENİ BUGÜN
Sırrı Süreyya Önder bugün İstanbul’da son yolculuğuna uğurlanacak. 11.00’de AKM’de Anma Etkinliği düzenlenecek. İkindi namazından sonra Levent Barbaros Camisi’nde cenaze namazı kılınacak. Ardından cenaze Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedilecek. Şişli’de bulunan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde ise taziyeler kabul ediliyor.

BARIŞ SÜRECİNİN KİLİT İSMİYDİ
SIRRI Süreyya Önder, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te attığı adımla başlayan diyalog sürecinin önde gelen isimlerinden oldu. İkinci İmralı Heyeti’yle Ada’da ve Irak’ta temaslarda bulundu. Bu süreçte, Bahçeli’nin, tarihi girişimden önce de Sırrı Süreyya Önder’le iletişim halinde olduğu ortaya çıktı. Meclis’te “Çözüm süreci sizi etkilemiş” diye takılan muhaliflerine, nüktedan üslubuyla, “Bu tür ihtimallerde bize genellikle cezaevi yolu görünüyor” karşılığını verdi.

DEM PARTİ’DEN AÇIKLAMA: MÜCADELESİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ
DEM Parti’den yapılan açıklamada, “İmralı Heyeti Üyemiz ve Meclis Başkanvekilimiz Sırrı Süreyya Önder’i kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz. Türkiye halklarına, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz” denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Onun canı pahasına sürdürdüğü barış mücadelesini başarıya ulaştırmak, anısına bağlılığın gereğidir. Sırrı Süreyya Önder’in anısına ve onun barış mücadelesine layıkıyla sahip çıkacağız.” Önder’in vefatının ardından Meclis’te DEM Parti’ye düşen Başkanvekilliği görevine DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar’ın gelmesi bekleniyor.

İSTANBUL’DA KAMYON ŞOFÖRLÜĞÜ
Önder, 1962’de Adıyaman’da kendi ifadesiyle kentteki birkaç sosyalist aileden birinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ziya ve Zeliha çiftinin 5 çocuğundan biri olarak 8 yaşından itibaren yetim büyüdü. Küçük yaştan itibaren hem çalıştı hem okudu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisiyken 12 Eylül 1980 darbesi oldu. Siyasi çalışmalarından dolayı 7 yıl Mamak Cezaevi’nde yattı. Sonrasında İstanbul’da kamyon şoförlüğüyle geçimini sağladı. Kamyon satın alıp girişimciliği denedi, ancak battı. Kazakistan, Ukrayna ve Rusya’da inşaat işlerinde geçimini sağladı.