Türkiye'de giderek yaygınlaşan hastalık bu belirtiyle başlıyor! Vakit kaybetmeden önlem alın

Hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyerek vücut dokularını tahrip ettiği hastalık olarak tanımlanan kanser, vücudun pek çok bölgesinde farklı türlerle ortaya çıkabiliyor. Her kanser türü kendine özgü belirtilerle kendini gösteriyor. Ancak aralarında öyle bir tür var ki çoğu zaman geç evrelerde fark ediliyor. Ağız kanseri olarak adlandırılan bu kanser türünün belirtilerini ise, Uzman Diş Hekimi ve Ağız Diş Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, Posta.com.tr okuyucuları için anlattı.

Azra Şahin - Posta.com.tr Ağız içindeki dokularda meydana gelen kötü huylu tümörler ağız kanseri olarak tanımlanıyor.
Bu kanserin risk faktörleri arasında sigara-alkol tüketimi, genetik faktörler, aşırı güneşe maruz kalma ve bazı enfeksiyonlar yer alıyor.
İşte ağız kanserinin diğer belirtileri, teşhis yöntemleri ve tüm merak edilenler...

KANSER SÜRECİ BU BELİRTİYLE BAŞLIYOR
Diş etleri, dudak içi, dil, ağız tabanı, yanak içi mukozası, damak ve yutak gibi bölgelerde görülen ağız kanserinin öne çıkan belirtileri, uzun süre geçmeyen ağız, dil ve dişeti yaraları; yanak içi, damak ve dudak içi beyaz veya kırmızı lekeler, şişlikler ve ağrı olarak sıralanabilir.

'ÇOĞU ZAMAN GEÇ EVRELERDE FARK EDİLİYOR'
"Ağız içi dokulara rahatsızlık veren bir yapının uzun süre hastalıklı kalmasıyla ağız kanseri süreci başlar. Ayrıca, ağızda geçmeyen kötü koku, yutma zorluğu ve çiğneme güçlüğü de dikkat edilmesi gereken diğer belirtiler arasında yer almaktadır." diyen Ağız Diş Çene Cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, şunları ekledi:

"Ağız kanseri, çoğunlukla yavaş büyür, ancak ilerledikçe baş ve boyun bölgesini etkileyebilir. Ne yazık ki, bu kanser türü çoğu zaman geç evrelerde fark edilir."

TÜRKİYE'DE GİDEREK YAYGINLAŞIYOR
Tedavi edilmeyen diş çürükleri, kırık diş dolguları ve kırık diş yüzeyleriyle birlikte eksik diş varlığı, kaplama tasarım uygunsuzluğu (anatomik olmayan), düz diş dolguları ve karşıt dişlerin birbirine orantısız kapanışı neticesinde uzun süreli yanak ısırmayla yanak, dudak ve dilde oluşan yaralar da ağız kanserini tetikleyen kaynaklar arasında bulunuyor.

Uzman doktor Özkan, Türkiye'de bu kanser türünün giderek arttığına, baş ve boyun bölgesindeki kanserler arasında oldukça yaygın bir tür olduğuna dikkat çekti ve kişiden kişiye bulaşmadığının altını çizdi.

ERKEN TEŞHİS EDİLİRSE KEMOTERAPİYE GEREK KALMAYABİLİR
Uzman cerrah Birkan Taha Özkan, ağız kanseri teşhisi ve tedavisiyle ilgili:
"Erken evrede tespit edilen kanserler, yalnızca cerrahi operasyon ile tedavi edilir ve hatta kemoterapiye veya radyoterapiye bile gerek kalmadan tedavi edilebilir. Ancak geç evre ağız kanser tedavisinde cerrahi operasyona ilaveten kemoterapi ve radyoterapi gerektirebilirken hayati risk taşıyabilir. Ağız, diş, dişeti ve çene yapılarının düzenli muayenesi bakımı ve tedavisi, yalnızca ağız sağlığını korumakla kalmaz, aynı zamanda kanser gibi ciddi hastalıkların önlenmesinde de etkili rol oynar," açıklamalarında bulundu.

Teşhis konulduktan sonra kanserin evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre cerrahi müdahale ve diğer tedavi yöntemleri de değişkenlik gösteriyor.

Ağız kanseri geç evrelerinde cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi yer alırken daha ileri evrelerde, hastanın yaşam kalitesini koruyabilmek için yalnızca radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler de uygulanabiliyor.

Ayrıca tedavi sürecinde tıbbi alanda birkaç uzmanlık dalının birlikte çalışması da hayati rol oynuyor.

Ağız kanseri, erken tanı, doğru teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabiliyor. Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, ağız kanseri konusunda farkındalığın artırılmasının, hayat kurtarıcı bir adım olacağını belirterek, "Ağız, diş, dişeti ve çene sağlığınızı koruyun, kanserden korunmanın ilk adımı olduğunu düşünün,” diyerek sözlerini sonlandırıyor.