Yaşlanmayı yavaşlatıcı etki gösteriyor! Eksikliğinde kritik sağlık sorunları ortaya çıkıyor

Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar, Omega-3'ün faydasıyla ilgili çarpıcı bir gerçeği ortaya koyuyor. Düzensiz egzersizle birleştiğinde ise bu etkisi artıyor. Diyetisyen Gülçin Işık, Omega-3'ün faydaları ve ortaya çıkan etkisiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunuyor.

Hilal Gülden Boğazkesen - Posta.com.tr / Omega-3, vücudun sağlıklı işleyişi için kritik öneme sahip temel yağ asitlerindendir. Günlük alımı, vücudun uzun vadeli sağlığını sürdürmesi için önemli bir rol oynar. İşte merak edilen tüm detaylar!

LİTERATÜRE 1978'TE GEÇTİ!
Omega-3, insan sağlığı için en önemli bileşenlerden biridir. Vücut fonksiyonlarının düzenli bir şekilde işleyişine devam edebilmesi için kritik bir rol oynuyor. Omega-3'ün faydalarından tam anlamıyla yararlanabilmek için öncelikle tam olarak ne anlama geldiği bilmek gerekiyor.

Diyetisyen Gülçin Işık, "Beslenmenin önemli parçalarından biri olan, poliansatüre yağlar sınıfına giren Omega-3 ilk kez 1978 yılında tıbbi literatüre giriyor. O günden bu yana çoklu faydaları bilimsel literatürde yer almaya devam ediyor" açıklamasında bulundu.

Uzman isim, mevcut Omega-3 tüketiminin kardiyovasküler etkilerine ilişkin kanıtlarının, başlıca diyet kaynakları, fizyolojik risk faktörleri üzerindeki etkileri, potansiyel moleküler yollar ve biyoaktif metabolitler, belirli klinik son noktalar üzerindeki etkileri ve mevcut diyet yönergeleri dahil olmak üzere uzun zincirli (deniz ürünleri kaynaklı) Omega-3’lere odaklanarak incelediğini belirtiyor. Omega-3’ün başlıca diyet kaynakları arasında yağlı balıklar ve diğer deniz ürünleri yer alıyor.

FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR!
Omega-3 takviyesi kullanmak ya da Omega-3 içeren besinleri düzenli olarak tüketmenin sayısız faydası bulunuyor. Uzman isim, bu faydaları şu şekilde açıklıyor;
"Plazma trigliseritlerini, dinlenme kalp hızını ve kan basıncını düşürüyor. Miyokardiyal dolumu ve verimliliği iyileştirebiliyor. Deneysel çalışmalarda, insanlarda belgelenmesi zor olan doğrudan anti-aritmik etkiler gösterebiliyor. İnflamasyonu azaltarak vasküler fonksiyonu iyileştirebiliyor."

Diyetisyen Işık, Omega-3'ün vücutta oynadığı temel rolleri ise şu şekilde açıklıyor;
- Hücre zarlarının fiziksel ve kimyasal özelliklerini değiştiriyor.
- Zar kanalları ve proteinleriyle doğrudan etkileşime girer ve düzenleme sağlıyor.
- Nükleer reseptörler ve transkripsiyon faktörleri aracılığıyla gen ifadesini düzenliyor.
- Eikozanoid profillerinde değişikliklere neden oluyor.
- Omega-3 ve diğer poliansatüre yağlar biyoaktif metabolitlere dönüştürülmesi dahil olmak üzere çok sayıda moleküler yolu etkiliyor.

EKSİKLİĞİ KRİTİK SORUNLARA YOL AÇIYOR!
Diyetisyen Işık, Omega-3’ün bunca faydalı özelliği varken eksikliğinin vücutta yol açtığı sonuçları ele almanın, neden ihtiyaç duyduğumuzu göstermek açısından önemli olduğunu belirtiyor ve Omega-3 eksikliğinin belirtilerini şöyle sıralıyor:
- Kuru ve Tahriş Olmuş Cilt: Omega-3’ler, cilt hücreleri de dahil olmak üzere vücuttaki hücrelerin temel bileşeni olarak biliniyor. Omega-3 eksikliği, cildin bariyer fonksiyonunu zayıflatarak kuruluk, tahriş ve hassasiyete yol açabiliyor. Egzama semptomlarını kötüleştirebiliyor, akneyi artırabiliyor.
- Kırılgan Saçlar: Omega-3 eksikliği, saçın kurumasına, kırılmasına ve dökülmesine neden olabiliyor.
- Beyin Sisi: Omega-3, beyin sağlığı için gereklidir. Eksikliği odaklanma sorunları, unutkanlık ve bunama riskini artırabiliyor.
- Depresif Ruh Hali: Omega-3’ler, beyin fonksiyonlarının kritik bir bileşeni olup iltihap giderici ve koruyucu etkilere sahip. Eksikliği, ruh sağlığı bozuklukları ve depresyon riskini artırabiliyor.
- Eklem Ağrıları: Omega-3, inflamasyonu azaltarak eklem ağrılarını hafifletebiliyor. Eksikliği ise ağrıyı şiddetlendirebiliyor.

YAŞLANMA KARŞITI ETKİ GÖSTERİYOR!
Diyetisyen Işık, Harvard ve İsviçreli bilim insanlarının yaptığı çalışmada Omega-3’ün DNA metilasyonu, DNA onarımı ve epigenetik belirteçler üzerindeki etkilerini incelediğini belirtiyor ve bu yağ asidinin hücresel yaşlanmayı yavaşlatıcı etkiler gösterebileceğine dikkat çekiyor.

Çalışmada Omega-3; kalori kısıtlaması, D vitamini seviyeleri ve egzersiz gibi faktörlerin kombinasyonlarının incelendiğini söyleyen Diyetisyen Işık, en belirgin DNA metilasyon yanıtının, D vitamini düzeyi 20 ng üzerinde olan bireylerde omega-3 kullanımıyla ortaya çıktığının gözlendiğini vurguluyor.

Egzersiz ve kalori kısıtlaması da bu etkiyi artırıyor. Ancak, bu etkinin yalnızca Omega-3’ten mi yoksa diğer faktörlerin katkısıyla mı ortaya çıktığını kesin olarak belirlemek için daha fazla çalışma gerekiyor. Yine de Omega-3’ün sağlık üzerindeki olumlu etkilerini göz önünde bulundurmak önem taşıyor.

Ulusal ve uluslararası kılavuzlar, genel nüfusun günde en az 250 mg uzun zincirli omega-3 ve poliansatüre yağlar almasını veya haftada en az 2 porsiyon yağlı balık tüketmesini öneriyor.

BU BESİNLERİ MUTLAKA TÜKETİN!
Beslenmek, insan yaşamanın devam ettirilmesini sağlayan en kritik eylem. Fakat sofranıza hangi yiyecekleri koyduğunuza dikkat etmek, daha da fazla önem taşıyor. Omega-3'ü besin yoluyla alabilmek için ise çeşitli besinleri, düzenli tüketmek gerekiyor.

Bu besinlerden en önemlileri ise şu şekilde;
- Deniz Ürünleri: Hamsi, somon, ton balığı, sardalya, uskumru, alabalık, ringa balığı, karides
- Bitkisel Kaynaklar: Chia tohumu, ceviz, keten tohumu, yeşil yapraklı sebzeler
- Meyveler: Kivi, papaya, çilek
- Diğer: Bitkisel yağlar, kuyruk yağı

Sağlıklı bir yaşam için beslenmede Omega-3’e yer verilmesinin şart olduğuna vurgu yapan Diyetisyen Gülçin Işık, “Omega-3 takviyesi kullanmadan önce mutlaka bir uzmana danışın, ancak haftada en az 2 porsiyon yağlı balık tüketerek de ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz” diyerek sözlerini tamamlıyor.