Doğum Öncesi Gebelik zehirlenmesi nedenleri nelerdir? Gebelik zehirlenmesi nasıl önlenir?

Gebelik zehirlenmesi nedenleri nelerdir? Gebelik zehirlenmesi nasıl önlenir?

Paylaş
Gebelik zehirlenmesi nedenleri nelerdir? Gebelik zehirlenmesi nasıl önlenir?

Hamilelik sürecinde hipertansiyona eşlik eden baş ağrısı, çift görme, görme bulanıklığı gibi belirtilerle kendini hissettiren gebelik zehirlenmesi anne adaylarının %3 -14 ünün karşılaştığı bir durumdur. Gebelik zehirlenmesinin hamileliğin en ciddi komplikasyonlarından biri olduğunu ifade eden Bahçeci Bursa Tüp Bebek Merkezi doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Betül Dündar, gebelik zehirlenmesi nedenlerini ve gebelik zehirlenmesi nasıl önlenir, sorusunun cevaplarını açıkladı.

Posta.com.tr

Haberin Devamı

Gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi gebeliğin en ciddi komplikasyonlarından biridir, bununla birlikte gebelikte anne ve bebekle ilgili en önemli ölüm nedenlerindendir. Tüm gebeliklerin %3-14’ünde gebelik zehirlenmesi ile karşı karşıya kalınmaktadır. Gebelik zehirlenmesi basitçe gebeliğin 20. Haftasından sonra tespit edilen hipertansiyon olarak tanımlanabilir. Doç. Dr. Betül Dündar, gebelik zehirlenmesi nedenlerini ve gebelik zehirlenmesi nasıl önlenir, sorularına cevap verdi.

Gebelik zehirlenmesi nedenleri nelerdir?

Gebeliğin 20. haftasından önce son derece nadirdir ve daha az sıklıkla da doğumdan sonraki ilk 6 hafta içinde görülebilir diyen Doç. Dr. Betül Dündar; “Hipertansiyon, sistolik kan basıncının 140 mm Hg; diastolik kan basıncının da 90 mm Hg’nin üzerinde olmasıdır. Daha önceleri bir gebede gebelik zehirlenmesi tanısı konulması için mutlaka idrarda protein kaçağının da tespit edilmesi gerekirken güncel tanı kriterlerine göre gebelikte 20. haftadan sonra tespit edilen hipertansiyon idrarda protein kaybı eşlik etmese de gebelik zehirlenmesi olarak kabul edilmektedir. Gebelik zehirlenmesinin oluşum mekanizması tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte anne karnında bebeğin beslenmesini ve kan dolaşımını sağlayan plasenta ile ilgili anormalliklerin ve vücuttaki damarların yüzeyini kaplayan endotel hücreleri ile ilgili yaygın bir inflamatuar hasarın hastalığın ortaya çıkmasında ve ilerlemesinde altta yatan önemli etkenler olduğu düşünülmektedir” şeklinde belirtti.

Haberin Devamı

Gebelik zehirlenmesi belirtileri

Gebelik zehirlenmesi durumunda çoğu zaman hipertansiyona eşlik eden birtakım belirti ve bulgular söz konusudur. Hipertansiyona protein kaybı eşlik etmese de kan sayımında tespit edilen trombosit düşüklüğü, böbrek ve karaciğer fonksiyon testlerindeki bozukluklar, akciğer ödeminin belirti ve bulguları, çift görme, görme bulanıklığı gibi santral sinir sistemi ile ilgili belirti ve bulgular görülebilir diye belirten Doç. Dr. Betül Dündar; “Bunlara ek olarak en sık karşılaştığımız belirtiler mide üzerinde ya da sağ üst kadranda şiddetli ağrı, bulantı ve kusma, vücutta gelişen yaygın su tutulmalarına bağlı hızlı kilo artışı, bacak, eller ve yüzde ödem olarak sıralanabilir. Bu belirtilerden herhangi birinin varlığında mutlaka tansiyon kontrol edilmeli ve gerekli laboratuvar testleri yapılarak hasta gebelik zehirlenmesi açısından değerlendirilmelidir. Tanı ve tedavideki gecikmeler; nöbet, karaciğer yetmezliği ve bunun sonucunda ortaya çıkan şiddetli bir kanama, pıhtılaşma bozukluğu veya inme gibi son derece hayati sonuçları olan komplikasyonlara yol açabilir” diyerek uyardı.

Haberin Devamı

Gebelik zehirlenmesi nasıl önlenir?

Gebelik zehirlenmesi için belirlenmiş bazı risk faktörleri bilinmektedir. Bunlar; daha önce hiç doğum yapmamış olmak, bir önceki doğumun üzerinden 10 yıldan uzun süre geçmesi, daha önceki hamilelik sürecinde gebelik zehirlenmesi geçirilmesi, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkların olması, lupus ve antifosfolipid antikor sendromu gibi bazı otoimmün hastalıkların varlığı, anne yaşının 40’ın üzerinde olması ve obezite olarak sıralanabilir. Gebelik zehirlenmesinin anne adayı kadar bebek için de sorun oluşturabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Betül Dündar; “Gebelik zehirlenmesi ile birlikte ortaya çıkabilecek önemli sorunlardan biri anne karnında bebeğin beslenmesini sağlayan plasentanın fonksiyonlarındaki yetersizlik ve bunun sonucu olarak da anne karnındaki bebeğin büyümesinin yavaşlamasıdır. Bu durum gebelik takipleri sırasında yapılan ultrason incelemelerinde bebeğin ölçümlerinin olması gerekenden küçük olması, suyunun azalmış olması veya bebeğe giden kan akımında ortaya çıkan yüksek direnç ile tespit edilebilir. Gebelik zehirlenmesi herhangi bir şekilde öngörülebilir veya önlenebilir bir gebelik komplikasyonu olmamakla birlikte günlük düzenli egzersizler ve dengeli beslenme ile obeziteden kaçınarak sağlıklı bir yaşam şeklinin benimsenmesi ve damar sağlığının korunması durumunda risk azaltılabilir” şeklinde ifade etti.

Haberin Devamı

Gebelik zehirlenmesi nasıl tedavi edilir?

Gebelik zehirlenmesi tanısı konulan anne adayının hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi önerilir. Hastanedeki takip sürecince kan basıncı, idrardaki protein miktarı, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını gösteren kan testleri düzenli olarak kontrol edilir ve ultrasonla anne karnındaki bebeğin gelişimi, bebeğe giden kan akımı ve anne karnındaki bebeğin iyilik halini gösteren diğer parametreler düzenli olarak değerlendirilir. Gerekli durumlarda tansiyon yüksekliğini kontrol altına almak ve nöbet gelişimini önlemek için uygun ilaç tedavisi başlanır diye belirten Doç. Dr. Betül Dündar; “Gebelik zehirlenmesinin nihai tedavisi doğumdur ancak bu hastalarda doğum bazen anne ve bebeği kurtarabilmek için gebeliğin 37. haftasına ulaşmadan gerçekleştirilmek zorunda kalınabilir. Bu durumda doğum, anne ve bebeğin hayatını kurtarmakla birlikte erken doğan bebeğin prematürite ile ilişkili sorunlar yaşama olasılığı da artmaktadır. Ayrıca, bu hastaların doğum sonrasında da dikkatli bir şekilde izlenmesi son derece önemlidir. Çünkü sonraki 6 hafta içerisinde gebelik zehirlenmesi ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek birtakım komplikasyonlar açısından risk devam etmektedir. Bu nedenle bu hastalar taburcu olduktan sonra da bir süre daha kan basıncı ölçümlerine devam etmelidirler ve 6-8 hafta sonrasında mutlaka doktor kontrolüne gitmeleri önerilmektedir” dedi.

Haberin Devamı