"Günlerden bir gün Beyoğlu’nda bir yerde rastlaştık. Masaya çağırınca, 'Ben o herifin yanına oturmam' dedi. Ben de, 'Sen kimseye kızamazsın, senin soyadın Cansever' deyince güldü, barıştılar. Can bir Nazım ölünce sabaha kadar ağladı, bir de Edip ölünce..."