Gündem Haberal'dan çağrı!

Haberal'dan çağrı!

Paylaş
Haberal'dan çağrı!

CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, organ bağışı çağırısında bulup, hekimlerin de hasta sahiplerinin güvenlerini kazanması gerektiğini söyledi

Türkiye’de ilk organ naklini yapan Prof. Dr. Mehmet Haberal, Adana Başkent Hastanesi’nde Organ Bağışı Haftası nedeniyle düzenlenen etkinliğe katıldı. Başkent Hastanesi Nefroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ayşegül Zümrütdal ile Adana Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Dr. Nezahat Bingöl, Türkiye’deki organ nakli ve organ bağışında gelinen nokta hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Ardından konuşan Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, organ naklinin önemini anlattı. Haberal, "3 Kasım 1975’te, Türkiye’de ilk kez 12 yaşındaki Bahtiyar’a annesi Mürüvet Hanım’ın böbreğini takmak suretiyle Türkiye’de akrabalar arası transplantasyonu başlatmış olduk" dedi. Haberal, şöyle devam etti:
"O dönemde Türkiye’de bir organ nakli yasası olmadığı için muvafakatname ile transplantasyonları yapıyorduk. Yasa olmadığı için de birçok insanımız sağlam organlarıyla aramızdan ayrılıyor, birçok insanımız da sağlam organlara ihtiyaç duyarak maalesef aramızdan ayrılıyordu. O zaman yasa gerekiyordu ve şunu göstermemiz gerekiyordu, ölen insanların organları hastaların tedavisinde kullanılabiliyor.

Onun için 10 Ekim 1978’te Avrupa Transplantasyon Vakfı’ndan getirdiğimiz böbreği hastamız Erol Emeksizoğlu’na takmamız suretiyle o kapıyı da araladık. O böbrekleri taktığımız hastalar yaşamlarını sürdürmeye başladılar ve o hastalarımızla birlikte kapı kapı her kurumu dolaşmaya başladık. Burada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da çok önemli rolü olmuştur.

Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç o zaman benimle beraber televizyona çıkarak ’ölen insanların organların hastaların tedavisinde kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur’ dedi. 2294 sayılı yasa, ülkemizde transplantasyonu yasalaştırmıştı ama o gün, bugünü dahi görerek çok önemli maddeler o yasanın içerisinde bulunuyordu. Yasanın üçüncü maddesinde ’herhangi bir çıkar karşılığı organ anılamaz ve satılamaz’ deniliyor. Bugün maalesef dünya organ ticareti ile meşgul. Dünyada bugün o yasa, diyebilirim ki bu konuda dünyanın en çağdaş yasaların başında gelir."

’ÜLKEMİZDEKİ İMKANLARDAN GURUR DUYUYORUM’


Konuşmasında sık sık hastaların ve hasta sahiplerinin hekimlere güvenmesi gerektiğini vurgulayan Haberal, hem vatandaşlara hem de hekimlere çağrıda bulunarak şunları söyledi:

"Sene 1975, Türkiye’de 1 tane transplantasyon merkez var, Hacettepe’de bizim kurduğumuz transplantasyon merkezi. Bugün 61 böbrek transplantasyonu merkezi olmuş. Bu tabloyla gurur duyuyoruz. Maalesef bu kadar 2 tane mükemmel yasamız olmasına rağmen, bu kadar mükemmel hastanelerimiz olmasına rağmen ülkemizde hala birçok vatandaşımız sağlam organlarıyla aramızdan ayrılmakta ve birçok vatandaşımız da o sağlam organlara muhtaç olarak aramızdan ayrılmaktadır. Neden? Önce bu sorunun cevabını vermemiz gerekiyor. Esas bana göre yapılması gereken en önemli şey. Önce hasta sahiplerimizin ve hastalarımızın bize inanmaları gerekmektedir.

Biz insanlarımızın güvenini sarsacak hiçbir şey yapamayız. Biz hekimiz ve hastalar olduğu için biz varız. Hastalarımız bilmelidir ki, tıbbın bütün imkanlarını bize uygulayabiliyorlar. Bugün gerçekten ben ülkemizle, ülkemizdeki imkanlardan gurur duyuyorum. Diyaliz makinesinin olmadığı zamanlardan bugün transplantasyonda gerekli tıbbi cihazlar hastalarımızın başına geldiği günlere geldik. Bu, gurur verici tablodur.

Böyle olduğuna göre neden acaba hala biz birçok vatandaşımızın sağlam organlara ihtiyaç duyarak aramızdan ayrılıyor ve canlılardan transplantasyon yüzde 75, kadavradan yüzde 25. Bunu kabul etmek mümkün değildir. İspanya’da transplantasyonların yüzde 90’ı, ölen insanların organlarından yapılmaktadır. Bugün ülkemizde, özellikle bazı ülkelerden insanlar geliyor ya da getiriliyor, onların değişik şekilde transplantasyonu yapılıyor. 2008’de İstanbul’da 78 ülkeyle birlikte bir toplantı yaptık ve bu organizasyon sonunda yayınladığımız İstanbul Deklarasyonu sayesinde dünyanın birçok ülkesinde yasalar çıkarılmaya başlandı ve bu yasalar dışı yapılan transplantasyonlar da artık yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Ülkemiz kesinlikle böyle bir grubun içerisinde olmamalıdır. Ve biz insanlarımız inandırıp güvenleriniz sağlamlaştırmalıyız."

Haberal’ın konuşmasının ardından hayatını kaybeden yakınlarının organlarını bağışlayarak yeni hayatlar kurtaranlar ile bağışlanan organlarla hayata yeniden ’merhaba’ diyenler duygularını dile getirdiler. Daha sonra ölürken organlarıyla hayat kurtaranların anısına, ölenlerin yakınlarına plaket verildi.

Ömer KOÇ/ADANA, (DHA)