Mısır’daki darbe ve sonrasında yaşananlara değinen Demirtaş, "Orada seçimle iş başına gelmiş Mursi hükümeti ’Herşey benim, ben seçildim, bundan sonra ben ne dersem o olur’ anlayışıyla hareket etmek yerine ülkeyi demokratikleştirseydi bugün darbe ve cunta zihniyetine zeminde oluşturmayacaklardı. Emperyal zihniyet böylesine zihniyetlerden besleniyor. Biz Mısır’da darbeyle yönetime gelen yönetimin hiçbir meşruiyetinin olmadığını biliyoruz. Biz BDP olarak Mısır’ın tüm ezilenleriyle oradaki her grupla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz. Bu faşizan darbeci yönetimi kınıyoruz ve biran önce Mısır halkının seçimlere giderek özgür iradesiyle yönetimi oluşturmasını diliyoruz" dedi.

"HANGİ KANUNA GÖRE ÖCALAN’I 14 YIL TEK BAŞINA HÜCREDE TUTUYORSUNUZ

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın şartlarının iyileştirmesini de isteyen Demirtaş, "Siyasiler parlamentoda olanaklar içerisinde barış getirmek yerine savaş tezkerelerini oylarken sayın Öcalan 14 metrekarelik bir beton çukurun içinde barış mücadelesini verdi. Bu sürecin ilerleyebilmesi sağlıklı kalıcı barışa dönüşebilmesi için sayın Öcalan’ın koşullarının değişmesi gerekir. Bu Öcalan’ın dayattığı talebi değildir.

Kendisi orada bir beton çukur içerisindeyken bu sürecin ilerleme şansı yoktur. Hükümet bunu bilmiyor mu? Biliyor. Bunun karşılığının da Sayın Öcalan’ın koşullarının barış sürecine daha fazla katkı sunabileceği ortamın yaratılmasıyla olur. Bu konuda kimse milliyetçilik yapmasın. Sayın Arınç hükümet sözcüsüdür ve hukukçudur.

’Biz orada basın ziyareti yapalım’ dedik kendiside diyor ki ’Bunun kanun da yeri yok. Bu hukuksuzdur’ diyor. Kendisi bir hukukçudur. Buradan kendisine sormak istiyorum; Sayın hukukçu Bülent Arınç, bir mahkumu bir hücrede 14 yıl tek başına tutmak hangi hukukta hangi madde de yazıyor. Hangi kanuna göre Öcalan’ı 14 yıl tek başına hücrede tutuyorsunuz. Hangi kanun da yazıyor avukatlarıyla görüşemez. Bana söyleyebilir misiniz?

Hangi kanun da ailesi dışında basın mensupları dahil ziyaret edemez diyor. Bana o kanunun ismini numarasını söyleyebilir misin? Biz sizi hukuka davet ediyoruz, hukuksuzluğa değil. Kanunları uygulayın diyoruz. Başka bir şey demiyoruz. Bu hakları kullandırmak zorundasınız. Siz zaten suç işliyorsunuz. Tek sözüyle ülkeye barış getirecek kişiye de bu hukuksuzluğu işleyemezsiniz. Sayın Öcalan’ın son görüşmedeki kendi ifadesidir. Bu hukuksuzluklar son bulmazsa bu yaklaşımlar devam ederse kendisi bu süreçte olmayacak. Kendisinin mesajıdır buradan açıkça iletiyorum dedi.

"BU KESİN TİCARET LİSESİ MEZUNUDUR"

Başbakan Erdoğan’ın Gezi Parkı eylemlerinin arkasında faiz lobisi olduğu iddiasına da değinen Demirtaş "Gezi Parkı’nda cebinde beş kuruş olmayanı faiz lobicisi olarak ilan ediyorlar. Paraları yok faize versinler. Senin gibi trilyonları yok. Senin gibi ülkeyi yiyip bitirmediler. Senin maşallah şirketlerin var. Çoğu senin adına kayıtla değil biliyoruz. Ben hep şüpheleniyorum. Bu kesin ticaret lisesi mezunudur. İmam hatip lisesi değil. Kafa ticarete iyi çalışıyor çünkü. Kazandıkça kazanıyor" ifadelerine yer verdi.

"YARGILANANLARIN ARASINDA SİZDE OLABİLİRSİNİZ"

Başbakan Erdoğan’ın Uludere olayında hayatını kaybedenlerin aileleriyle görüştüğünü hatırlatan Demirtaş, "Eğer gerçekten Allah korkun varsa o ailelerden utanırsın ve çıkar özür dilersin. Sorumlularını yargıya teslim edersin ve gereğini yaparsın. Aileler mücadelelerini yerine getirdiler. Şimdi artık başbakan ailelerin acısızıyla aracısız yüz yüze geldiler. Bu görüşmenin sonucunu bekliyorum. Gerçekten vicdanın varsa aileler o görüşmede sizin yüzünüze söylediği gibi özür bekliyorlar. Dosyadaki gizlilik kararının kaldırılması ve sorumluların cezalandırmasını bekliyorlar. Bunların arasında siz de olabilirsiniz sayın başbakan. Yargılananların arasında siz de olabilirsiniz. O nedenle ailelerin size ilettiği taleplerin gereğini yerine getirecek misiniz getirmeyecek misiniz?" şeklinde konuştu.

Sinan BİLGİLİ, İstanbul (DHA)