Hayatınızı nasıl daha çok seversiniz? 5 basit adım

İster inanın ister inanmayın, hayatınıza hayran olmanız mümkün ve hayatlarına tamamen aşık olan insanlar var. Bu neden önemli? Arthur Rubinstein, Sen hayatı seversen hayat da seni sevecektir demiş. 5 basit adımı izleyin ve göreceksiniz - hayatınızı sevmek sandığınızdan daha kolay. Hayatınızı seviyor musunuz? Bu cevaplaması zor bir soru. Hayat anlardan oluşan bir bilmeceyse, o zaman kesinlikle onun bazı kısımlarını sevdiğinizi söyleyebilirsiniz ama hayatınızı bir bütün olarak ele alırsanız… Hayatınızın yeterince iyi olmadığı günler vardır. Bazen geçmişte farklı kararlar vermiş olsaydınız daha iyisini yapabileceğinizi düşünürsünüz. Bazen hayatın yanınızdan geçip gittiğine dair sinir bozucu bir his yaşarsınız. Arthur Rubinstein, 5 basit adımını izleyin... Yanlış insanlarla geçirdiğiniz zamanı sınırlayabilirsiniz. Kendinize bir soru sorun - bugün hayatınızın son günü olsaydı kiminle geçirmek isterdiniz? Sıkıcı bir patron ve gergin iş ortaklarıyla akşam yemeği yemek mi? Uzun zamandır görmediğiniz eski sınıf arkadaşınızla sohbet mi ediyorsunuz? Ya da belki bu zamanı her zaman yanınızda olan iyi arkadaşlarla geçirmeyi tercih edersiniz? Her zaman sizin seçiminizdir ve doğru insanları seçmelisiniz. Kendinizi en sevdiğiniz ve sizi gerçekten önemseyen arkadaşlarla kuşatın, Arkadaşlarınız ve ailenizle geçirdiğiniz anlar kesinlikle hayatınıza değer katacaktır. Hastaysanız hayattan zevk alamazsınız. Grip gibi geçici bir hastalık olsa bile, birkaç gün boyunca yaşam döngüsünün dışına düşer ve yatakta vakit geçirirken sonunda biteceğini umarsınız. Ciddi sağlık sorunları elbette hayatınızı daha da mahvediyor. Bu, sağlıklı değilseniz hayatınızdan nefret etmeniz gerektiği anlamına gelmez. Sağlığınızdan sorumlu olduğunuz ve kendinize iyi bakarak mutluluk oranınızı artırdığınız anlamına gelir. Egzersiz yapmanın stresi ortadan kaldırdığını, özgüveninizi artırdığını ve hormonlarınızı dengelediğini herkes bilir. Sağlıklı beslenme genel ruh haliniz için de harikalar yaratır. Öyleyse neden bir sabah koşusu ve bir bardak taze meyve suyu ile hayatını sevmeye başlamıyorsun? Kendini özgür bırak;umursamadığın insanların yargılarından, gereksiz yükümlülüklerden, hayatımızı zehirleyen suçluluk, utanç veya kıskançlık duygusundan. Acele etmemeye çalışın ve kendinizi rahat bırakın. Modern dünyada çok az özgürlük var.Bir düşünün – teknolojilere, topluma, günlük rutinimize bağımlıyız. Başkalarını ve sizin hakkınızda ne düşündüklerini veya söylediklerini unutun. Beğenmeyi, paylaşmayı ve fotoğraf çekmeyi unutun. Hayatında ilk kez ne yapmak istediğini düşün ve yap. Bu yeni özgür ruhlu hayata aşık olacaksınız. Söylemesi yapmaktan kolay. Ancak herkesin işinden nefret ettiği ve sadece geçimini sağlamak için çalıştığı büyük bir yanılgıdır. Hatta burada Konfüçyüs'ten alıntı yapacağım (eğer çok iddialı gelmiyorsa): 'Sevdiğiniz bir iş seçin ve hayatınızda bir gün bile çalışmak zorunda kalmayacaksınız.' Bu doğru ve modern olasılıklar dünyasında bu gerçek bir amaçtır. Sorun istediğin işi bulamaman değil. Asıl sorun, ne istediğini bilmemendir. Önceliklerinizi ve hedeflerinizi analiz etmeli ve karar vermelisiniz - iş seçiminiz doğru mu? Bir şey yapma şansınız olsaydı, ne yapardınız? Belki de bu soruyu cevaplamak hayatınızı sonsuza dek değiştirecektir. Zeki insanların asla sıkılmadığını hiç fark ettiniz mi? Kendinizi geliştirirseniz ne olursa olsun keyif alırsınız. Beyniniz tatmin olmadığınızı düşünemeyecek kadar meşgul olacaktır. Kendinizi geliştirerek – becerilerinizi, karakterinizi, iradenizi – yaşam kalitenizi artıracaksınız. Daha iyisini hak edeceksin, hayattan daha fazlasını isteyeceksin ve er ya da geç hak ettiğini alacaksın. Bugün kendini geliştirmenin o kadar çok yolu var ki, bu bir zorunluluktan çok bir hobi gibi – kitap okumak, sesli dersler dinlemek, edebiyat kulübüne gitmek, çevrimiçi programlama kursları almak… Günde yarım saat bile fark yaratacak ve hayatınızı sevmek için pek çok yeni sebep bulacaksınız.