Dünya 'Hiçbir ülke Suriye konusunda karar veremez'

'Hiçbir ülke Suriye konusunda karar veremez'

Paylaş
'Hiçbir ülke Suriye konusunda karar veremez'

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelen İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve Basın Yayın Genel Diplomasi Merkezi Başkanı Ramin Mehmanperest, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'nda basın toplantısı yaptı

Ortadoğu bölgesinin çok hassas bir dönemeçten geçtiğine işaret ederek konuşmasına başlayan Mehmanperest, Türkiye ve İran’ın konjonktürel durumuna bakıldığında iki ülke arasında daha çok işbirliğine ivme kazandırılması gerektiğini dile getidi. Mehmanperest, politik ve uluslararası konularda Türkiye ile İran’ın üst düzey yöneticilerinin aynı olduğunu ifade ederek, "Bazı konularda belki fikir ayrılığı olabilir. Bu da çok doğaldır. Tüm ülkelerin tüm konularda aynı görüşe sahip olmaları gibi bir şey yok.

Ama bu gibi görüşmeler ve diyaloglar iki ülkenin görüşlerinin birbirine yakınlaşmasında çok önemli rol oynuyor" diye konuştu. Kamuoyuna gerçekleri yansıtmada basın-yayının rolünün önemine dikkat çeken Mehmanperest, "Bu konuda basın ve yayının ikili boşluğundan faydalanarak, Batı basınının başka bir çerçeve yaratmasına izin vermememiz gerekiyor" dedi. Türkiye ziyaretinde Erzurum, Ankara ve Trabzon’da görüşmeler yaptığını aktaran Mehmanperest, Konya’ya da giderek, Şems-i Tebrizi’nin mezarını ziyaret ettiklerini anlattı.

SURİYE İÇİN 6 MADDELİK BİR ÇÖZÜM YOLU ÖNERDİK


Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Ramin Mehmanperest, "İran’ın doğalgazını hiç bir zaman silah olarak kullanmayacağının garantisini verebiliyor musunuz?" sorusuna "İran-Türkiye arasındaki ilişki stratejik bir ilişkidir. En iyi siyasi ilişki seviyesindeyiz. İki ülke arasındaki ticari işbirliği gün geçtikçe artmakta. 2011 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 16 milyar dolar üzerinde, 2012 yılında bu ticaret işbirliği 21 milyar doları aşmış durumda. İki ülke arasındaki üst düzey yetkililer çok ciddi bir şekilde 2015’te 30 milyar doları hedefliyorlar.

Biz iki komşu ülkeyiz. Her zaman birbirimizin yanında olduk ve olacağız. Bu ihtiyaçları birbirimize baskı olarak kullanmayacağız" dedi. Suriye konusunda Türkiye ve İran’ın nereye varacağının sorulması üzerine de Mehmanperest, "Suriye meselesiyle ilgili zannediyorum ki, ortak sonuca varmamız kolay. Biz Suriye için 6 maddelik bir çözüm yolu önerdik ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüştüğümde bu öneriler üzerinde açıklama yaptım. Zannediyorum açıkladığımız maddeler ki, ana temasını oluşturuyor, Türkiye tarafında da kabul edilecektir, öyle bir düşüncem var. İki ülke de kan dökülmesine ve bu çatışmanın devam etmesine karşılar. İki tarafta inanıyor ki, çatışmanın devamınde çocuklar, kadınlar, masum insanlar hayatlarını kaybediyorlar.

İki taraf da halkın oyuna saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyor ve çoğunluğun isteğine saygı duymamız gerekiyor. Ama nereden bileceğiz ki, çoğunluğun isteği nedir. Biz, sadece bunun cevabının bağımsız, özgür bir seçimle mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Bu yüzden hepimiz çaba göstermeliyiz ki, Suriye’de bu çatışmalar dursun. Çeşitli grupların temsilcileriyle diyalog kurulmalı ve bu çeşitli gruplardan oluşan bir geçici hükümetin kurulması gerekiyor. Onlar karar versinler, meclis, anayasa ve cumhurbaşkanı seçimlerinin tarihini belirlesinler. Basın-yayın da öyle bir zemin bulsun ki, gerçek haberleri yayınlasın. Düşünüyoruz ki, iki tarafın da anlaşması gereken bir konuda şartların hazır olması gerekiyor" diye konuştu.

İÇİŞLERİ BAKANI NASIL BÖYLE BİR AÇIKLAMADA BULUNABİLİR?

Bir basın mensubunun, Türkiye’de bazı ajanların bulunduğu yönünde haberleri hatırlatarak, "İran’ın PKK’ya destek verdiği yönünde İçişleri Bakanımızın açıklaması oldu" demesi üzerine Ramin Mehmanperest, "İçişleri Bakanlığı’nın bu haberle ilgili kaynağı ne?" diye sorunca basın mensubu da, istihbarat kaynakları olduğunu dile getirdi. Bunun üzerine Mehmanperest, "Terör örgütü karşısında iki ülkenin istihbarat teşkilatı sıkı bir işbirliği içindedir. İçişleri Bakanı nasıl böyle bir açıklamada bulunabilir? İçişleri Bakanının açıklaması doğru değil. Üzülerek belirtmem gerekiyor ki, İçişleri Bakanı’nın beyanı doğru değil. Bizim terörist gruplara karşı tutumumuz, özellikle PKK’ya karşı belli. Biz, tüm terörist gruplara karşıyız. Bizim ülkemiz teröristlerin kurbanı olmuştur zamanında. Teröristlerin karşısında tüm ülkelerle işbirliği yapıyoruz. Türkiye ile işbirliğimiz, özel olarak PKK terör grubuyla ilgili devam ediyor. Şaşkınlık yaratacak nokta şu ki, Sayın İçişleri Bakanı bu konuya değinmişlerdi. İran-Türkiye arasında üst düzey olarak bu görüşmeler yapılmıştır ve İçişleri Bakanlığı’nın kontrolü ve denetimi altında olmuştur. Türkiye yetkililerine bu konuyla ilgili sitemimizi belirttik. Bazı Türk yetkilileri dediler ki, ’Kendi kişisel görüşleridir’. Dikkat etmemiz gerekir ki, bir çok ülke İran-Türkiye arasındaki ilişkilerden pek memnun değiller. Öyle bir ortam yaratmak istiyorlar ki, iki ülke arasındaki ilişkiler arasında soru işaretleri yaratsınlar. Bunun gerçekleşmesine izin vermememiz gerekiyor. ’İran, teröristlere yardım ediyor’ veya ’Ajanlar gönderiyor’ gibi bazı haberler var. Bunlar doğru laflar değil. Buna paralel olarak İran’da da Türkiye ile ilgili bazı haberler çıkıyor. Bizim bölgeyle ilgili ortak hedeflerimiz var. Biz bölgede bulunan ülkeler için istikrar ve emniyet arıyoruz, onun peşindeyiz" dedi.

AMBARGOLARI FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRİYORUZ

Mehmanperest, ABD’nin 2013 bütçesinde yine İran’a yönelik ambargo kararlarının alındığı hatırlatılarak, "Yapılan ambargo ve yaptırımlara karşı 2013 vizyonunda neler var?" diye sorulunca, "Bizim ülkemizin aleyhine yapılan ambargoların hepsi yasadışıdır. Amerika ve Avrupa’da batılı ülkeler, İran’da nükleer faaliyetleri bahane ederek bunu gündeme getiriyorlar. İran’ın tüm nükleer faaaliyetleri Uluslararası Nükleer Ajansı faaliyetleri çerçevesindedir. Amerikalıların bahanesi İran’ın nükleer faaliyetleriyse, biliyorsunuz, son 10 yılda bu faaliyetler belki göze çarpıyor ama halbuki İran 32 senedir ambargo altında. Biz, nükleer faaliyette bulunmadığımız zamanlarda bile onlar ambargo uyguluyorlardı. Biz nükleer faaliyette bir anlaşma yaparsak onlar insan haklarını ortaya atacaklar. Eğer insan haklarında da bir anlaşma yaparsak, o zaman diyecekler ki, ’Seçimlerde bir olay olmuştur’ onu gündeme getirecekler. Eğer demokraside ve seçimde de anlaşırsak, o zaman diyecekler ki, ’Siz toplumda eşcinselleri özgür bırakmıyorsunuz’ onu gündeme getirirler. Onların rahatsızlığı bizim ülkemizde devrim olması ve onların ülkemizden çekilmesi. Biz herhangi bir ambargoyu doğru bulmuyoruz. Bağımsızlık ve ambargonun kaldırılmasında bir tercih hakkına sahip olursak, emin olun ki, bizim için bağımsızlık daha önemlidir. Ambargoları fırsat olarak değerlendiriyoruz ve bilimde dünyada ilk 10 ülkenin arasındayız. Amerikalılar bu ambargoları ne kadar çoğaltırsa, bizim de hızımız gelişmeye doğru artacaktır. İran’da şaka olarak bir laf var, diyorlar ki, ’Biz Amerikalılara teşekkür etmeliyiz’." diye konuştu.

HİÇBİR ÜLKE SURİYE KONUSUNDA KARAR VEREMEZ


"Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad için bir çözüm öneriniz var mı?" sorusu üzerine Mehmanperest, "Hiç bir ülke Suriye konusunda karar veremez. Sadece Suriye halkı bu hakka sahiptir. Ne biz onların işlerine karışmak istiyoruz, ne de başka bir ülke onların işlerine karışabilir. Hepimizin, halkın, çoğunluğun isteğine saygı duymamız gerekiyor. Eğer halkın çoğu başka bir insanı seçerse, o zaman hepimizin saygı duyması gerekir. Eğer halkın çoğunluğu şu anki sistemi destekliyorsa, kimsenin o karara karışmaması gerekiyor. Zannediyorum demokrasinin anlamı bu. Bizim çok ciddi bir eleştirimiz vardı Batı ülkelerine karşı. Batı ülkeleri ki, bu kadar Suriye halkının hukukundan yana çok tedirginler, neden Bahreyn halkıyla ilgili böyle bir duyarlılık göstermiyorlar. Bu konuda çifte standart uygulayabilir miyiz? Biz tüm ülkelerde halkın hukukunu savunuyoruz. Bizim için Suriye, Bahreyn, Yemen bir farkı yok. Ama bunun temeli seçim ve halkın çoğunluğudur" dedi.

FÜZELERİN BURADA OLMASINI ASIL AMACI İSRAİL’İ KORUMAKTIR


Ramin Mehmanperest, "Kış geldi... Suriye için bir ekmek, bir battaniye" sloganıyla başlatılan yardım kampanyasına destek olup olmayacaklarının sorulması üzerine de, "Özellikle baskı altında olan halklara yardım etme bizim ülkemizin en temel isteğidir" dedi. Suriye sınırına yerleştirilmek üzere Türkiye’ye getirilen Patriot füze bataryalarıyla İran’ın tutumu sorulunca Mehmanperest şunları söyledi: "Bazı tedirginlikler bizim askeri yetkililerimizin arasında olabilir. Siyonist rejimin destekçileri, İran’a saldırıyı teşvik ediyorlar. Sürekli İsrail, Amerika yetkilileri askeri seçeneğin masada olduğunu ilan ediyorlar. Askeri yetkililer her zaman herhangi bir ihtimali göz önünde bulunduruyorlar. İsrail veya Batı ülkeleri İran’a saldırırsa ve İran buna karşılık cevap vermek istiyorsa, NATO ülkelerinin burada kurduğu füzelerle İran’ın engellenmesi amacıdır. Bu füzelerin burada olmasını asıl amacı İsrail’i korumaktır. İnanıyorlar ki, nihai kontrol Türkiye’nin elinde değil, NATO ülkelerinin elinde olacak. İki ülkenin yetkilileri bu konu üzerinde daha çok beraber konuşsunlar, çünkü bizim politik ilişkilerimiz çok iyi. Tedirginlik ortamının artacağı bir ortam yaratmamalıyız" diye konuştu.

Dilhun GENÇDAL - İSTANBUL,(DHA)

Haberin Devamı