Gündem Hizbullahçılara büyük indirim!

Hizbullahçılara büyük indirim!

Paylaş
Hizbullahçılara büyük indirim!

Mahkeme 181 maktüllü dosyada “duruşmadaki iyi halleri” nedeniyle sanıkların tamamına iyi hal indirimi yaptı

CMK’nın 102. maddesinde düzenlenen tutukluluk süreleri nedeniyle 10 sanığın tahliye edildiği Hizbullah Ana Davası’nda mahkemenin sanıklara “iyi hal indirimi” yaptığı ve savcılığın bu indirimi temyiz etmediği ortaya çıktı.

Yargıtay’ın iyi hal indiriminin vicdanları rahatsız etmeyecek durumlarda uygulanması gerektiğine ilişkin çok sayıda içtihadına rağmen sanıkların cezasını indiren mahkeme, kararına gerekçe olarak “sanıkların geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarını” göz önüne aldığını belirtti.

Hizbullah Ana Davası’na bakan Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi dava ile ilgili kararını 30 Aralık 2009’da, yani tahliyelerden tam bir yıl önce verdi. Mahkeme, Hizbullah’ın beyin takımı olarak değerlendirilen 16 sanığı, suç tarihinde yürürlükte olan eski Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesinde düzenlenen “Türkiye Cumhuriyeti anayasanın tamamını ya da bir kısmını tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs suçundan” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme, daha sonra sanıkların bu cezasından “iyi hal indirimi” olarak bilinen “takdirimi indirim” uyguladı. Böylece sanıkların cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine “müebbet hapis cezasına” düştü.

ÖLENE KADAR 20 YIL

Her ikisi de müebbet hapis olmasına rağmen, bu iki ceza arasında çok önemli bir fark bulunuyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olan “terör suçluları” ölene kadar cezaevinde yatıyor ve şartlıtahliye imkanları bulunmuyor. Buna karşın müebbet hapis cezasına mahkum olan “terör suçluları” ise 30 yıl cezaevinde yatıyor. Hizbullah sanıkları 10 yıldır cezaevinde olduğu için geriye 20 yıl cezaları kalıyor. Mahkeme, sanıklar açısından “hayati” önem taşıyan bu indirimi uygulama gerekçesini ise karar tarihinden 3 ay sonra tamamladığı yaklaşık 1.200 sayfalık gerekçede “geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları göz önüne alınarak” ifadesiyle açıkladı.

Vatan'da yer alan habere göre, mahkemenin 181 cinayetin kovuşturulduğu ve kamuoyu vicdanını derinden yaralayan böyle bir davada iyi hal indirimi uygulamasına karşı, kararı temyiz eden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı herhangi bir itiraz yöneltmedi. Diyarbakır özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan’ın kaleme aldığı temyiz dilekçesinde mahkemenin “örgüt üyeliği” suçundan mahkum ettiği sanıklar İsmail Kınay ve Abdulvahap Ekinci’nin vahim nitelikteki öldürme eylemlerine de karıştıkları ve bu yüzden müebbet hapis cezasına mahkum edilmeleri gerektiği belirtildi.

Savcı Özcan, bu iki sanık hakkında bozma kararı verilmesini isterken, mahkemenin yaptığı iyi hal indirimi konusunda ise bir itiraz yöneltmedi. Başsavcılığın temyiz etmediği iyi hal indirimi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı tebliğnamede de tartışılmadı. Başsavcılığın tebliğnamesinde de mahkemenin kararının onanması istendi. Müdahil avukatların da karara ilişkin herhangi bir temyiz itirazları olmadı. Davada temyiz duruşması 26 Ocak’ta yapılacak ve karar da duruşmadan sonraki günlerde açıklanacak.

MAKUL SEBEP GEREKLİ

Yargıtay’ın emsal kararlarında, mahkemenin takdiri indirim yaparken gerekçelerini göstermesi gerektiği belirtilerek özellikle suçun işleniş şeklinin ve suçun ortaya çıkarılışının indirim uygulayıp uygulamama konusunda etkili olması gerektiği belirtiliyor.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun konuya ilişkin bir kararında, “Bu maddenin (iyi hal indirimi) uygulanması mahkemenin takdirine ait olmakla beraber, bu takdir hakkı kullanılırken gösterilen sebeplerin makul ve makbul olması gerekir. Takdir hakkı kullanılırken gösterilen gerekçenin makul olması, hukuk kurallarını zedelemeyecek, yasaların maksat ve amacına aykırı düşmeyecek, vicdanları rahatsız etmeyecek bir nitelik taşıması gerekir” deniliyor.

Kararda dört yaşında bir çocuğun ırzına geçtikten sonra, bu suçun kanıt ve izlerini ortadan kaldırmak için onu öldüren sanığa takdiri indirim uygulanmaması gerektiği belirtiliyor. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin bir kararında da suçun sanıkların itirafı dışındaki delillerle aydınlatılmış olmasına rağmen, sanıkların ikrarı ve iyi hali gerekçe gösterilerek takdiri indirim uygulanmasının doğru olmadığı belirtildi. Yargıtay’ın bir başka kararında ise uzaktan akrabası olan bir kadını, iki altın bileziğini almak için öldürdükten sonra kaçan sanığa verilen cezada iyi hal indirimi yapılmasına karşı çıkıldı.

3