Hormonal problemler üreme sağlığını etkiler mi?

TİROİD HORMONU BEBEĞİN ZİHİNSEL VE BEDENSEL GELİŞİMİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR

İnsan vücudunun düzenli ve uyum içinde çalışmasını sağlayan pek çok hormon bulunmaktadır. Bu hormonların her birinin salgılanma ve faaliyetlerine ait hastalık halleri söz konusudur. Her hormona ait düzensizliğin gebe kalma ve gebelik süreçlerini etkilemesi olasıdır. Ancak bu hormonlar arasında, bazılarına ait düzensizlikler daha sık görülmekte ve bu düzensizliklerde gebe kalma sorunları ile daha sık karşılaşılmaktadır. Üreme çağındaki kadınlarda düzensizliğine en sık rastlanan hormonların başında tiroid hormonları gelmektedir diyen Doç. Dr. Özkan Özdamar; “Tiroid bezinin salgıladığı hormonlar, miktar olarak kanda belli seviye aralıklarında bulunmak zorundadır. Bu seviyelerin altında veya üstünde salgılanan hormonlar vücudumuzda tüm sistemleri olduğu gibi üreme sistemimizi de olumsuz yönde etkilemektedir. Tiroid hormonları, insan vücudunda metabolizmanın orkestra şefidir ve bu hormonlar, hemen hemen tüm organ sistemlerinin doğru bir şekilde çalışmasında kilit rol oynamaktadır. Gebeliğin erken ve ileri evrelerinde doğru bir şekilde çalışan, gereken düzeylerde salgılanan tiroid hormonları bebeğin zihinsel ve bedensel gelişimi için son derece önemlidir. Benzer şekilde gebe kalmak isteyen kadınlarda da bu hormonlar kanda belirli düzeylerde bulunmalıdır. Tiroid bezinin az veya çok çalışmasına bağlı hormonal düzensizlikler, gebe kalamamanın altında yatan nedenler olabilir. Ayrıca tiroid hormon bozuklukları olan kadınlarda oluşan gebeliklerin düşük ile sonuçlanma olasılığı da artmaktadır. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyip de gebe kalamayan kadınlar üreme sağlığı uzmanlarına başvurdukları zaman yapılan araştırmaların başında tiroid fonksiyon testleri gelmektedir. Doç. Dr. Özkan Özdamar, Tiroid hormonlarında tespit edilen anormallikler hızlı bir şekilde giderilmeden ve bu hormonun kan seviyeleri normale döndürülmeden, tüp bebek tedavilerine veya yardımcı üreme tekniklerine başlanmamalıdır” şeklinde uyarılarda bulundu.

PROLAKTİN HORMONUNUN FAZLALIĞI GEBELİK KAYIPLARINA SEBEP OLABİLİR

Üreme çağındaki kadınlarda sık görülen hormonal bozuklukların bir diğeri de prolaktin veya diğer adıyla süt hormonu bozukluklarıdır. Prolaktin yüksekliğinin belirtileri çoğu kişide benzer şekilde kendini gösterir. Bunlardan ilki adet düzensizliği veya adet görememe sorunudur. Adet düzensizliğinin haricinde süt hormonu yüksekliği sorunu olan kişilerde görülebilecek en yaygın belirtiler göğüslerden süt gelmesi, göğüslerde hassasiyet ile şişlik, vajinal kuruluk ve cinsel isteksizliktir diyen Doç. Dr. Özkan Özdamar; “Sıklıkla bu hormonda aşırı salgılanma ve kan seviyesinde artış görülmektedir. Bazen tiroid hormon düzeylerindeki anormalliklere de eşlik edebilen prolaktin hormon fazlalığı da gebe kalamama ve erken haftalarda gebelik kayıpları ile ilişkili olabilir. Tüp bebek tedavisi öncesinde prolaktin hormon düzeyleri de kontrol edilmekte ve tespit edilen yüksek düzeylerin düşürülmesi için tedavi verilmektedir” diye ifade etti.

POLİKİSTİK OVER SENDROMU OLAN KADINLARIN BAZILARINDA GEBE KALMA SORUNU YAŞANIR

Üreme çağındaki kadınlarda sıklıkla karşılaşılan hormonal bozukluklardan bir diğeri de polikistik over sendromudur. Düzensiz adet veya adet görememe, ultrasonda yumurtalıklarda çok sayıda küçük çaplı yumurtaların varlığı ve erkeklik hormonu düzeylerinin yükselmesi ile karakterize bir tablo görülür. Yumurtanın olgunlaşması ve çatlamasında problem vardır. Bu nedenle bu hastalıktan muzdarip olan kadınların önemli bir kısmında gebe kalma sorunu yaşanmaktadır diye belirten Doç. Dr. Özkan Özdamar; “Polikistik Over Sendromu olan kadınların bir kısmı yumurtlama takibi ve aşılama gibi daha basit tedavi yöntemlerinden fayda görseler de bir kısım hastada tüp bebek zorunlu olmaktadır. Tüp bebek tedavisinde genellikle aşırı yumurta yanıtı veren bu hasta grubunda kişiye özel tedavi protokollerinin ve embriyo transferi yöntemlerinin uygulanması zorunludur” şeklinde konuştu.