Sizi girdiği ortamlarda arkadaşlarıyla tanıştırmıyor, belki elinizi bile tutmuyor. Ya da sevgili olalı aylar oldu amam bırakın Instagram'a fotoğraf koymayı, sizi takip bile etmedi. Sizce de sizi birilerinden saklıyor olabilir. Saklanan kişinin, "Yoksa unutamadığı, cepte tutmaya çalıştığı biri mi var?" ya da "Benden utanıyor mu?" diye düşünmesi işten bile değil.
"Annen öldüğünde yanındaydım", "Sen işsizken sana destek oldum"... Sanki annesinin ölümü ya da işsiz kalması onun suçuymuşçasına. Zor bir dünyada yaşıyoruz, sevdiğimiz kişinin bize ufacık katkıları olmayacaksa neden yaşıyoruz bu ilişkiyi? Belki ondan aldığınız bir taksi parası için gün boyu kötü hissettiniz, sevgilinizin de meğer o taksi parasını bir köşeye yazdığını fark ettiniz. Bir daha sittin sene, sakız parası bile almazsınız.
Tarihte gördüğümüz örnekler bize tüm diktatörlerin sonlarının pek de parlak olmadığını gösteriyor. Etraflarındaki kişiler kendilerine sürekli ne yapmaları gerektiğinin söylenmesinden sıkılıyorlar. İlişkilerde de aynı durum söz konusu; insanlar sürekli kendilerine ne yapmaları gerektiğinin söylenmesinden bıktı. Hiç kimse bir ilişkide kendini güçsüz taraf olarak görmek istemez. Çünkü bir ilişkide her iki tarafın da eşit olması gerekir.
Karşıdaki kişiyi cinsel cazibe ile kontrol etmenin etik boyutu yıllardır tartışılan bir konudur. Şunu unutmamanız gerekir: Bir erkeğin kendini manipüle eden bir kadına saygı duyması oldukça zordur.
İlişkiniz iyi gidiyor olsa da, kötü de gidiyor olsa hayatınızdaki kişinin bir fiskesi, saçınızın teline dokunması büyük yaralar bırakır. Siz istediğiniz kadar unutmaya çalışın, istediği kadar özür dilesin... Onun izi sizde kalacak, bir travmaya neden olacak. Belki de elini her kaldırdığında kaçmak isteyeceksiniz.
Çok canınızı yakan bir şey söyledi ya da sadece zor bir gün geçirdiniz. Bardağın son damlasıyla beraber ağlamaya başladınız. Karşınızda size gülen, duygu sömürüsü yaptığınızı söyleyen bir adam. İnsana kendini daha değersiz hissettiren bir şey var mı?
Telefonunu unutmuştur, iş yerine yetiştirirsiniz. Faturasını ödememiştir interneti kesilecektir, öğle arasında yatırırsınız. Verirsiniz, verirsiniz, verirsiniz... Kalkar size bir gün der ki, "Sen benim için ne yaptın ki?".
Dozunda bir kıskançlık her ilişkide sağlıklı olsa da kıskançlık, hastalık noktasına geldiyse artık tehlike çanları çalıyor demektir. Arkadaşlarınızla bir kahve içmekten bile 'Aman tadımız kaçmasın' diye vazgeçecek noktaya geliyorsanız oturup ciddi konuşma yapmanın zamanı gelmiş demektir.
İlişkinin başında uzun kitapçı turları yaptığınız adam, size gün içinde sevdiğiniz yönetmenin röportajını yollayan adam bir bakmışsınız artık sadece PlayStation oynayan bir adama dönüşmüş. Nerede o kültür timsali insan? Sizi tekrar olmadığı biri olduğu yönünde kandırmayacağına nasıl güveneceksiniz?
