Kadınların yaptığı bu şey bakın neye iyi geliyormuş !

Beynimizin ödül kimyasalı olan dopamin, yaşamımızın her alanında yer alıyor. Sevilmek, beğenilmek, zevk veren etkinliklerde bulunmak ve daha birçok faktör beynimizde dopamin salgılanmasını sağlıyor.

KADINLAR ÇÖZÜMÜ SAÇLARINDA BULUYOR!

Dopamin eksikliği yaşayan kişilerin ödül mekanizmasını çalıştırabilmek için arayışa girdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, sıkıntılı dönemlerden geçerken kadınların saçlarında değişiklik yapmasının dopamin artırmanın sağlıklı bir yolu olabildiğine dikkat çekti.

“GÜNLÜK HAYATTA DOPAMİNSİZ YAŞAYAMIYORUZ”

“Günlük hayatta dopaminsiz yaşayamıyoruz, haz veren her şey dopamin salınımını artırır” diyen Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar,

“Yemek yaptığımızda eşimizin ‘Eline sağlık’ demesi, çocuğumuzun mutlu sağlıklı olduğunu görmek, bir beğeni ifadesi günlük yaşamımızda azar azar dopamin salgılıyor ve bu bize yetiyor. Fakat dopamin salgılanmasında genetik ya da sonradan ortaya çıkan bozukluklar olabiliyor. Bununla beraber sosyal imkânlar, koşullar itibariyle dar bir çevrede yaşıyorsak haz alabileceğimiz nesnelerin sayısı azsa ve bir yandan da o dopamine ihtiyaç duyuyorsak o zaman ulaşabildiğimiz haz verici etkinliklere daha fazla yönelebiliyoruz. Birçok davranışsal bağımlılığın kökenindeki sorunlardan birisi de budur” şeklinde konuştu.

“KADINLAR SAÇLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPARAK KENDİLERİNİ TOPARLIYOR”

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, “Daha fazla dopamin salınımı için birey farklı yollar seçebilir. Örneğin; kişi evlidir, cinsellikle aşırı uğraşabilir, sağlıklı bir cinsellik yaşıyor olabilir ya da dopamini internette önüne açılan dünyadan alabileceğini düşünebilir” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Mesela toplumda çeşitli stresler yaşayan kadınların sağlıklı bir düzelme, kendisini toplama çabası olarak sıklıkla saçlarında bir değişiklik yapıyorlar. Bir değişiklik, kendi görüntüsünü beğenme, çevreden aldığı olumlu geri bildirim ile gelen dopamin salınımı ile içinde bulundukları gündelik sıkıntılardan çıkış yolu bulup kendilerini toparlayabiliyorlar.”