Cumartesi Postası “KARA MURAT rolüne talibim”

“KARA MURAT rolüne talibim”

Paylaş
“KARA MURAT rolüne talibim”

35 yaşında. Fitnes Superstar'ı. Dünyaca ünlü markaların mankenliğini yaptı. Televizyon programları, özel koçluk, oyunculuk da cabası. Müthiş bir vücudu var...

Uzun yıllar ve olağanüstü disiplin isteyen kaslı vücudu ile ilgi odağı. Şimdi Murat Tavman’ın hedefinde aksiyon filmlerinde oynamak ve Cüneyt Arkın’ın filmlerini günümüz teknolojisiyle çekmek var...

Haberin Devamı

RÖPORTAJ: Mina YAZICI

Murat Tavman kim?

Dışarıdan bakıldığında şekillendirilmiş bir vücudum ama gerçekte hayal ürünüyüm. 20 yıl önce başlayan ve bugün bu noktaya gelen bir hayal ürünü.

Hikayen nerede, nasıl başlıyor?

15-16 yaşlarında ailem okumam için beni Amerika’ya gönderdi. Her şey orada başladı. İşletme eğitimi gördüm. Büyük bir müteahhitlik şirketimiz var. İşi genç kuşakların yürütmesini istiyordu ailem. Şimdi hem kendi işimdeyim hem babama destek oluyorum.

Fitnes ile tanışman nasıl oldu?

Amerika’da spor herkesin yaşam tarzı. Okulda Amerikan futbol takımına girdim. Performansa yönelik bir spordur. Bir yandan ağırlık antrenmanları yapıyordum. Vücudum yapılandı, güçlendi.

18 kişi yaşadığımız müstakil evin zemin katını; aynalar, barlar, dumble’lar ve iki poster ile spor salonuna dönüştürdüm. Arnold Schwarzenegger ve Sylvester Stallone çocukluk kahramanlarımdı, hala da öyle. Onların posterleri vardı.

Haberin Devamı

Hedefin Hollywood muydu?

Kaslarını, atletik vücutlarını beyazperdeye taşıyan isimlerdi bunlar. Nerelerden geldiklerini araştırdım, hayatlarını ezberledim, idolüm oldular. Ben de gelecekte beni takip edecek bir gençliğin idolü olabilirdim.

Ailemin maddi gücü vardı ama mesela Arnold tek başına Amerika’ya gidip başardığı için onların geçtiği yolları geçmek istedim. Bu yüzden ailemden para almadım.

Günde altı saat bir İtalyan restoranında çalışarak paramı kazandım. Ya ikisi gibi olacaktım ya bu hayalden vazgeçecektim.

Peki onlarda olmayıp sende olan artılar var mı?

Var. Ben işin bilimine de hakimdim işe başladığımda. Çünkü öğretiyorlardı. Onların zamanında bu yoktu, deneme yanılmayla bulmuşlardı. Hangi gıdanın hangi kası geliştireceğini, uykunun nasıl etki ettiğini, ağırlık egzersizlerinin protokollerini öğrenmiştim.

Amerika’da profesyonel spor modelliği, aktörlük, yazarlık, televizyon programı, özel koçluk yapmışsın. Neden hayalini Türkiye’de gerçekleştirmek istiyorsun?

Türkiye’ye tatile gelmiştim, güneyde bir yerde egzersiz yaparken bir yönetmen gördü, televizyon programı önerdi. Programa katıldım, Amerika’da yaptıklarımı anlattım. Dönecektim, kaldım.

Haberin Devamı

“Megaloman değil, disiplinliyim”

Megaloman mısın? Çünkü ‘hep en iyisi olmalıyım’ diye önüne bir hedef koyuyorsun.

Bir şeyi yaparken ya en iyisini yapın ya hiç yapmayın. Bu ego değil, disiplin. Kendimi asla ‘en iyi’ olarak görmeyeceğim, her zaman daha iyisi vardır çünkü.

Hayatın sadece spor mu? Hiç gezip tozmaz mısın?

Hayat, kızlar, partiler elbette güzel şeyler ama şunu da unutmamak lazım; birileri aynı zaman diliminde senden daha fazla çalışıyor. Bir gün o birileri daha iyi yere gelirse sadece kendini suçlayabilirsin.

Şimdiki hedefin?..

Türk Sineması’nda yapılmayanı yapmak. Dergi kapaklarında yarattığım karakteri film afişine yansıtmak.

Kendine biçtiğin rol ne?

Vatansever bir bordo bereli, bir albay, bir Mehmetçik olabilir. Cüneyt Arkın’ın eski filmlerini bugünkü teknolojide canlandırmak isterdim. Mesela Kara Murat

“Uygun sevgili bulamadım”

Plajda kaslarını göstererek kız tavlamak isteyenlerle ilgili ne düşünüyorsun?

Onlar ayrı bir klasman. 20’li yaşlarda ben de yaptım. Herkesin kası kendine. Kişinin, aynada kendini nasıl görmek istediğiyle alakalı. Ama aslında o kası bir kadını etkilemek yerine, kendi için yapsa etrafında bir değil, onlarca kadın olur.

Haberin Devamı

Vücudunla kadın tavladın mı?

Tavlamışımdır. -Kız arkadaşının yanında bu vücutla diğer erkekleri korkutuyor musun? Sanmam. Onlar da çalışıp yapsınlar.

Sevgilin başka kadınların bakışlarından seni kıskanıyor mu?

Sevgilim yok ki! Benim amacıma kendi amacı gibi bakan, beni destekleyen bir sevgili bulamadım. Türkiye’de bir garip bu işler. Biriyle tanışıyorsun, ikinci buluşmada evlenmekten bahsediyor.

İki gün aramasan “Niye telefon etmedin?” diyor. Bir de artık 35’ime geldim, ideallerim için basamakları çıkmam gerek. Bir insanı sevip ilgi gösterdiğinde vakit ayırmalısın. İdeallerime destek olacak bir kadın varsa ne ala, evleneyim.

“Kadınlar sokakta popomu avuçladı”

Kadın tacizine uğradın mı?

Amerika’da kaç kere yolda yürürken kadınlar arkadan popomu avuçladı.

Sen kadının önce neresine bakarsın?

Haberin Devamı

Bakılacak üç bölge var zaten, ama sanırım önce kalçasına bakarım.

Bir günün nasıl geçer?

Belli bir saatte uyumam, yemeğimi düzenli ve uygun yemem gerekiyor. Sabah altıda kalkıyor, güzel bir double expresso shut ile güne başlıyorum. Sonra koşarım ve bir saat salonda vücut çalıştırırım. Ardından ofisime gider, web sayfamla ilgilenirim.

“Yemeğimi kendim yaparım”

Türkiye’nin ilk ve tek fitness chief’isin. Ünlü isimlere beslenme konusunda da danışmanlık veriyorsun. Yemek yapmakla aran nasıl?

Makarna haşlamayı bilmezdim, bugün televizyon programı yapıyorum. Hangi gıdanın ne kadar yararlı olduğunu, ne yersem-içersem vücuduma yarayacağını biliyorum. Kendi yemeğimi kendim hazırlarım, dışardan bir şey almam. En çok da kırmızı eti severim.

AÇ, SUSUZ POZ VERMEK...

Uluslararası fitness dergilerine de kapak oldun. O kapaktaki pozu vermek kolay olmasa gerek.

Kapakta gördüğünüz pozu verebilmek için 15 gün önceden hazırlık yapmalısınız. Vücutta, kas ve deri arasında belli bir su miktarı bulunur.

Yağsız ve kaslı olsan da o su tabakası yüzünden, pozlarda görünen çizgileri ve gölgeleri yakalamak için ciddi bir hazırlık yapmalısın.

Güzel görüntüyü o su önler çünkü. Çekimden önce karbonhidratı olabildiğince azaltmalısın, çünkü vücutta su tutar.

Bu hazırlık diyeti sağlıklı değilmiş öyleyse.

Değil. Vücudun yüzde 70’i sudan oluşur ama vücudunuz çekim gününde susuz olmalı. Çekim saatini sabaha koyarım, çünkü vücudun en susuz olduğu zaman sabah saatleri.

Açsın, susuzsun, ağırlıkla poz veriyorsun. Elindeki dumble sana 100 kilo geliyor. Bir de objektife gülümsemen gerekiyor. Zor iş yani.

(20.07.2013 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )