Karantina yaklaşıyor: Kaşlarını kendi başına almanın 6 avantajı

Evde kaş almak... Çoğumuzun korkulu rüyası. Cımbızı ve aynayı elimize aldığımız anda titremeye başlarız. İyi ama neden, hem de yüzümüzü en iyi biz tanırken. Neden kendimizi bir başkasının eline teslim ederiz? Evde kaşlarını almak inanın bana korkulacak bir şey değil. Kuaförler de kapanmaya 'yine çok yaklaşmışken' vücudunuzun en çok görünen bölgesinde her yerden fışkıran siyah kılların canınızı çok sıkacağını biliyorsunuz. Buna hazırlanın ve kendinizi kaş almaya ikna edin. Siz etmezseniz ben edeceğim. İşte kaşlarını kendi başına almanın 5 avantajı! // Neslihan Arslan Kaşlarını en son kaça aldırdın? Ben kaşlarımı en son geçen sene kuaförde aldırdım, bir düğüne yetişecektim, vaktim yoktu. Mecburen kuaförde aldırmak zorunda kaldım. İstanbul'un hiç de lüks olmayan bir semtinde, dandik denebilecek bir kuaförde kaş aldırmaya 40 TL verdim. Eğer bu fiyatı önceden bilseydim saçlarım yapılırken bir yandan da kaşlarımı almak için her şeyi yapardım. En pahalı cımbız haydi olsun olsun 30 TL olsun, bir kaş usturası zaten 10 TL civarı. Üstelik cımbız ömürlük bir malzeme, bir kaş usturasını ise haftada bir kez kaş alsanız en az 3 ay kullanırsınız. Kaşların kötü alındığında ruh halin nasıl oluyor. Yarım saat boyunca kopmak üzere olan boynunla etlerin yolunuyor, üstüne para veriyorsun, bir de aynaya baktığında kendini beğenmiyorsun. Kuaförde istediğin kadar carlasan da o kaşlar gitmiş oluyor. Düzeltmenin bir yolu yok, uzamasını bekleyeceksin ya da her gün boyayacaksın. Beğenmediğin kaşların için kuaför sana en fazla 'ücretini ödeme' der. Hırsını alamazsın, kuaförün önünde paydosa kadar bekleyip o kaşçıyı gününü gösterme hayalleri kurarken bulursun kendini. Ama kendin alırsan, suçlayacak kimsen kalmaz. Kendi kendine ağlarsın. Zaten kuaförlerin yeniden kapanması yakın. Adımımızı atmaya bile korkuyoruz. Korona bulaşma riskinin en yüksek olduğu işlem kaş alma, çünkü çalışan kişiyle bu kadar yakın olduğunuz bir başka işlem daha yok. Resmen ağız ağıza olursunuz. İki tarafta da maske bile olsa bir panik atak krizi işten bile değil. Pazar günleri canın hiçbir şey yapmak istemez bazen. Bir dizi izlemek, bir kitap okumak için kafanı toparlamaya ihtiyacın olur. Başka şeyler düşünmekten ne okuduğunu anlarsın ne de izlediğini. Elle yapılan bir şeye kafa gerekmez. Güneşin en tepede olduğu saati seç, evin en güneş alan penceresinin karşısına geç, al elini aynanı ve kaşlarına giriş. Hem bittiğinde güzelleşmiş olursun hem de kafanı yorman gerekmez. Eğer kaşlarını hep aynı kişiye aldırıyorsan, yeni bir model deneme konusunda çekingen davranabilir. Genellikle sabit fikirli olur, sanki sana yakışan tek bir kaş şekli varmış gibi davranırlar. İyi ama niye denemeyesin farklı modelleri. Bu konuda kendi başınayken her zaman daha cesur olur, daha yaratıcı kararlar alırsın. Bir kuaförü ise bu konuda ikna etmen gerekir. Kaşlarını sinirlendiğinde mi yoksa güneşte mi daha çok çattığını kuaförün mü bilir sen mi? Kaşlarını boyamaya üşenip üşenmediğini? Kilo aldığında yüz şeklinin değişip değişmediğini? İşte tüm bunlara göre kaşlarını şekillendirmelisin. Kuaförler ise genelde herkesi tek bir makineden çıkmış gibi gösterir.