Siyaset KCK Basın davası yarına ertelendi
Paylaş
KCK Basın davası yarına ertelendi

Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya ilişkin, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 19'u tutuklu, 46 sanığın yargılandığı davada mahkeme, avukatların müvekkilleri ile görüşme taleplerini kabul ederek, duruşmayı yarına erteledi

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda görülen duruşmada öğleden sonra söz alan tüm sanıkların avukatı Sinan Zincir, mahkeme heyetinin başından beri tarafsız olmadığını düşündüğünü ifade ederek, "Bu durumlardan dolayı heyetinizi reddediyoruz. Heyetinizin reddi için de müvekkillerimizle görüşmek için süre talep ediyoruz" dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Kazım Kahyaoğlu da, "Taleplerinizi kabul etmek zorunda değiliz" diye cevap verdi.

Daha sonra avukat Zincir, "Siz burada gazetecilerin gazeteciliğini kabul etmiyorsanız, heyetinizi reddediyoruz. Ayrıca yargılamanın durdurulmasına ilişkin verdiğiniz karara ilişkin müvekkillerimizle görüşüp yargılamanın yarına bırakılmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.

Kısa bir ara veren mahkem heyeti, reddi hakim talebinin yasaya ve usule uygun olmadığından, reddine karar verdi.

Tekrardan söz alan avukat Zincir, mahkemenin ara kararı dahi yanlış oluşturduğunu ifade ederek, "Özel Yetkili Mahkemeler, bu aşamadan itibaren gayrimeşrudur. Bu yargılamayı yapmayı ahlakı ve vicdanı görmüyoruz. Bu mahkemeyi tanımak tanımamak konusunda ise, müvekkillerimizle görüşmek için süre talep ediyoruz" diye konuştu.

BALBAY: İDDİANAME TANIDIK GELDİ

KCK’ın Basın Komitesi’ne yönelik açılan 19’u tutuklu 46 sanığın yargılandığı davayı izleyen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, "Gazetecilerin yargılandığı bütün davalarda ayrımsız bütün gazetecilerin serbest bırakılması gerekir" dedi.

'BÜTÜN GAZETECİLERİN SERBEST BIRAKILMASI GEREKİR'

"Buradaki davayı ben tanıyorum" diyen Balbay, "Çünkü iddianameyi ilk okuduğumda bana çok tanıdık geldi. Gerçekten yapılan haberler, yapılan görüşmeler, çıkan bir kartvizit, bilgisayarındaki bir not bütün bunlardan oluşturulmuş bir yargılama. Bu gerçekten gazetecilerin değil gazeteciliğin yargılanması. Mesleğin yargılanması. Bu anlamda hepimiz tehdit altındayız. Bunu böyle görmek gerekiyor. Zaten Türkiye’de can güvenliğinden bile önemli olan hukuk güvenliğinin ne kadar zaaf içinde olduğunu bugün bu ülkenin en üst noktalarındaki kişiler de görmüş oldular, yaşamış oldular. Gazetecilerin yargılandığı bütün davalarda ayrımsız bütün gazetecilerin serbest bırakılması gerekir" dedi.

'YARGI ÇUVALLAMIŞTIR'

Davayı izlediğini ve avukatları dinlediğini söyleyen Balbay, avukatların özel yetkili mahkemelerin görevlerinin sona erdirilmesi gerektiğini söylediklerini aktardı. Balbay, İlker Başbuğ’un da özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini söylediğini belirterek, "Düşünün bugün belki çok farklı yelpazede görünen bu kişilerin ortak sorunu hukuksuzluk haline gelmiştir. Herkesin aynı çuvala konulduğu bu yargılamalarla birlikte yargı çuvallamıştır. Bu çuvallamanın ortadan kaldırılması için yeni bir çuval aramak daha kötü bir çuvallamayı beraberinde getirecektir. O yüzden bu yargılamaların en azından özgür yapılması, yani herkesin serbest bırakılması gerekir. Ben kamuoyu vicdanında kabul görmemiş yargılamalar nedeniyle tutuklu bulunan herkesin tahliye edilmesinden yanayım. Bu KCK Davası’nda da biraz inceleyince görüyorsunuz ki bunlar gerçekten delil değil. Eğer bunlar delilse Türkiye’de başta gazeteciler olmak üzere herkes tehdit altındadır" diye konuştu.

'TÜRKİYE’DE YAVAŞLATILMIŞ ÖLÜM CEZASI UYGULANIYOR'

Ergenekon Davası’nın tutuklu sanıklarından Fatih Hilmioğlu ile görüştüğünü söyleyen Balbay, "Hilmioğlu Cerrahpaşa’ya gidiyordu. Biz gelince durdurdular ve Cerrahpaşa’ya giderken dosyasındaki belgelerden birini aldım. Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin raporunun bir cümlesini okuyacağım, ’Bu görünüm tümör açısından şüpheli bulunmuştur’ diyor. Cezaevindeki bir kişinin tümör açısından böyle şüpheli olması bu Fatih Hilmioğlu başta olmak üzere KCK Davası’nda da öteki davalarda da sağlık durumu nedeniyle hapiste bulunan daha da öncelikli derhal serbest bırakılması gerekir. Fatih Hilmioğlu ile konuştuktan sonra şu kanıya vardım; Türkiye’de yavaşlatılmış ölüm cezası uygulanıyor. İnsanların cezaevlerinde bu ağır sağlık koşullarında hala tutulmasının anlamı budur" ifadelerini kullandı.

Adli Tıp Kurumu’nun kararlarını da eleştiren Balbay, şöyle konuştu:

'SEN HİÇ HAPİS YATTIN MI ARKADAŞ?'

"Artık bu yargılamaların yargılama olmadığını Ankara’da bütün katlar kabul etti, iktidar dahil. Bu önemliydi. Bir sorun masaya konulduysa çözüm başlamıştır. Çözüm nasıl olacak bence kestirme çözüm bu davalar nedeniyle hapiste olanların öncelikle serbest bırakılmasını sağlamak gerekiyor. Farklı çözüm önerileri yine tartışabilir. ’Yolsuzluklar örtülsün diye mi ya da şimdi yolsuzlukların örtülmesi karşılığı mı ’ bu özgürlükler konuşuluyor gibi’ herşeyi ben reddediyorum. Bu tartışmayı yapanlara sormak isterim. Sen hiç hapis yattın mı arkadaş? Bu demir parmaklıklar arkasında haksız yere olduğuna inandığın bir gün kaldın mı? O yüzden yargılamanın nasıl süreceği ayrı bir tartışma konusu. Ben herşeyden önce önce özgürlük diyorum. Onun sağlanması gerekir. Bu KCK Davası için, Gezi Gençleri Davası için, Askeri Casusluk Davası için, Balyoz Davası için bütün davalar için geçerli olmalıdır" diye konuştu.

"Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulunmak istiyorum" diyen Balbay, şöyledevam etti:

'KENDİMİ SİLİVRİ MİLLETVEKİLİ OLARAK KABUL EDİYORUM'

"Anayasa Mahkemesi bir karar verdi benim özgürlüğümü sağlayarak. Bir yol açtı. Dedi ki, ’Milletvekili görevini yapmalı, seçilmiştir’ dedi. Tahliye etti. O zaman bu özgürlüklerden yana tavır koydu. Anayasa mahkemesi önünde bulunan 3. Yargı Paketindeki Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılmıştır geçici ikinci maddesini hemen görüşsün. Eğer görüşür de bu mahkemeler şimdi kaldırılmışsa dava da göremez, KCK Davası’nı göremez. Ergenekon Davası’nın gerekçesini yazamaz derse bu davalar zaten fiilen çökmüş olacak. Ondan sonra da gerçekten hukuk zemininde süreç devam edebilir. Anayasa Mahkemesi bence üzerine çok önemli bir sorumluluk aldı. Bunun arkasını getirmelidir. Ben de bir milletekili olarak bu sorumluluğun içinde yer alıcam. Tabii İzmir Milletvekiliyim ama fiilen ve ruhen de kendimi Silivri Milletvekili olarak kabul ediyorum.

Burada yatanların halinden en iyi anlayabileceklerden biri benim. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Dam Anadolu’da cezaevi anlamına da gelir. Cezaevine girmiş olanın halini, cezevinden çıkmış olan anlar, diyorum."

'HAPİSTEKİ ARKADAŞLARIMIZIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN KAVGA VERDİK'

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) eski Başkanı Ercan İpekçi "Bütün hapisteki arkadaşlarımızın özgürlüğü için kavga verdik, bu kavgayı devam ettiriyoruz. Bu kavgaya hapisten çıkan meslektaşlarımızında katkı vermesi bizim açımızdan çok önemliydi" diye konuştu
Balbay daha sonra aracına binerek Silivri’den ayrıldı.

AA-DHA

2

Haberin Devamı