Kilo almamak için restoranlarda asla yememeniz gereken 7 besin

Evde malzemesini bilerek yaptığımız yemeklerin dışarıdakilere oranla çok daha sağlıklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak hijyen kurallarının da ötesinde, kilo almamak için dışarıda mümkün olduğunca az yemek yemeliyiz, çünkü dışarıdaki yiyecekler sağlıklı ve düşük kalorili gibi gözükse de evdekine oranla her zaman daha yüksek kalorilidir. Diyet yaparken uzak durulması gereken yiyeceklerde ilk sıralar neden dışarıda yenenlere ayrılmış; hiç düşündünüz mü? İşte restoranlarda asla yememeniz gereken 7 besin! Marullar çoğunlukla iyi yıkanmıyor ve mikroplar yeşilliklerin kat yerlerinde ve köşelerinde saklanıyor. İyi yıkanmış oldukları zaman da çok yumuşamış ve kıvamlarını kaybetmiş oluyorlar. Hele bir de mayonezli bir salata sosu üzerine eklendiğinde, sonuç felaket. Bunun kilo almayla ne ilgisi var? diyorsanız, sırrı soslarında saklı. Evdeki salatanıza sos olarak ne koyuyorsunuz? Zeytinyağı, limon, sirke? Belki biraz kekik? Biz hiç evde yaptığı salata sosuna mayonez koyan birini tanımıyoruz... Yemeğin yanında minik kaselerin içinde soslar gelir. Bu sos kaseleri her müşteri için farklı olmayabilir. Bunun yerine boş tabakta kalan kasenin içindeki mayonezin üzerine yeni mayonez ilave edilir ve kase yeniden servise gönderilir. Restoranlarda yediğiniz soslar hiçbir zaman ev yapımı mayonez olmaz, saf olmayın. Bir sosun en lezzetli haline erişmesi için mümkün olduğunca bol yağ kullanılması gerekir. Aslına bakılırsa tavuk yemekleri genel olarak çok sıradan tariflerle pişirilirler. Ancak tavuk kendi başına yoğun aromalı bir et türü olmadığı için, restoranlarda tavukları yağlı soslara basarlar. Bu yetmemiş gibi, tavuğu daha kızarmış göstermek için türlü çeşit baharat kullanırlar. Baharat her zaman iyidir fakat, ucuz baharatların kırmızı boyaları ne olacak? Restoranlar açıkta kalmamak için çoğu zaman ihtiyaçlarından fazla malzeme sipariş ederler. O günün malzemelerini ertesi gün çöpe atmak söz konusu olamayacağı için bunlar genellikle bol soslu yemeklerde kullanılır, makarnaya ya da çorbaya gizlenirler. Evde yaptığınız bir makarnayı düşünün, en kalabalık malzemeli makarnanızda bile daha çok taneli ürünler olur. Bir et türü, domates, biber, belki krema? Restoranlardaki makarnaları yerken ise damağınızdaki yoğun yağ ve peynir dokusunu düşünün. İçeceğinizin yanında gelen fındık, fıstık, cips gibi atıştırmalıklar çoğu zaman sizden önceki müşterilerin yarım bıraktıklarıyla birleştirilir. Artanlar kavanozlara geri konur, ertesi gün yeniden servis edilir. O çerezlere sizden önce kimlerin dokunduğunu asla bilemezsiniz. Bunun da ötesinde, normalde içeceğinizi tek başına tüketecekken, restoranın dayatmasıyla yok yere kalori alırsınız. Örneğin şekersiz, yağsız süt ile içildiğinde fazla bir kaloriye sahip olmayan latte, krema, yağlı süt, şeker ve aromalı şuruplar ile birleştiğinde kilo aldıran kahveler arasında yerini alıyor. Diğer aşırı köpüklü ve aromalı kahveleri içerek serinlemenin yanı sıra sadece bünyenize yok yere yağ almış olursunuz. En iyisi fırında, ızgarada veya buharda pişmiş, sotelenmiş veya haşlanmış yiyecekler yemektir. Kızarmış yiyecekler çok fazla yağ emerler ve yiyeceklerin kalorisini arttırırlar. Üstelik sizin evde belki de her kullanımda değiştirdiğiniz kızartma yağı, restoranlarda makine yağına dönüyor. Monosodyum Glutamat adı verilen bir madde, protein içeren doğal besinler, süt ürünleri, et ve bazı sebzelerde bile bulunabiliyor. Lezzet arttıran bu madde, yüksek derecede bağımlılık yapıyor. Bu nedenle, zincir fast food restoranlarında patates kızartması yemeye başlayınca kendimizi durduramıyoruz.