Cumartesi Postası 'Kışkırtacak tipler değiliz'

'Kışkırtacak tipler değiliz'

Paylaş
'Kışkırtacak tipler değiliz'

14 yıllık müzik grubu Gripin yoğun konser programına başladı. Buna rağmen grubun dört üyesi bu röportaj, pardon sohbet için fırsat yarattı

Röportaj: Çağnur Hatipoğlu
cagnurhatipoglu@gmail.com


Grup elemanları bir söyledi, bin güldü. Biz de tabii... Aslında mühendis olan vokal Birol Namoğlu (34), iç mimar gitarist Murat Başdoğan (31), İngilizce işletme mezunu davulcu İlker Baliç (32), işletme mezunu bas & klavyeci Arda İnceoğlu (30) ile, sonbaharda çıkaracakları albümün ilk röportajını biz yapmış olduk.

Yaz geldi. Festival ve turne zamanı...

Arda: Bahar şenlikleri, yaz etkinlikleri, turnelerin olduğu ayları çok seviyoruz. Çünkü bu aylarda insanlarla karşı karşıya geliyoruz. Yılın en güzel ayları...
İlker: Benim bildiğim en güzeli 11 ayın sultanı Ramazan’dır (gülüşmeler).

Yeni albümün yolda olduğu tüyosu aldım.

Arda: Evet, yüzde 95 bitti. Zaten onun verdiği bir rahatlık var içimizde.

Hangi tarihte çıkacak?

İlker: Henüz net tarih yok. Birol: Var, var. Okulların açıldığı ekim ayında çıkarmak istiyoruz.
Murat: Evet, ekimde çıkacak (gülüşmeler).

Tarihle ilgili fikir ayrılığı var galiba. Her zaman böyle misiniz?

Murat: Yok, her zaman böyle değiliz.
Birol: Üç gündür konserimiz yoktu, İstanbul’dayız ya, o yüzden kafalar normal değil.

Anlaşıldı, dinlenmek size iyi gelmiyor.

İlker: Evet, rutinden çıkınca feleğimizi şaşırdık.
Birol: Üç gün sonra yine yollara düşeceğiz

‘BUGÜNÜN HAYALİNİ KURMADIK’

Nasıl kesişti yollarınız?

Birol: Tamam, bu soru için bizi karşı karşıya sıralı oturttuğun anlaşıldı. Aslında mesele çok evvelden başlıyor. Lise yıllarında başladı. Hepimizin kendi çapında amatör bir müzik geçmişi var. 1999’da şu an aramızda olmayan Evren arkadaşımız ve ben pazar günleri buluşuyor, “Müzik yapalım” diyorduk. Murat: Evren’den sanki ölmüş gibi bahsettin bir an (gülüşmeler)...
Birol: Yok canım, yaşıyor. İş hayatını sürdürüyor. Ne anlatıyordum? Evet, böyle başladık ama kafamızda bugünün hayali yoktu. Önce barda çıkmaya başladık. İkinci yılda bu gördüğünüz grubun tüm elemanları birer birer toplandı.

Tanınıp sevilen bir grup olacağınız günlerin hayalini kurar mıydınız?

Birol: Buralara geldik ama böyle bir hedef, dolayısıyla böyle bir hayal de yoktu.

Son albümünüz 2010’da çıktı. Ama daha onu tüketmeden yenisi geliyor.

Birol: Ne güzel.
İlker: Grubumuzun gelişi yavaşça, sindire sindire oldu. Çabuk tüketilen bir grup değiliz. Şarkılarımızın uzun ömürlü olması da bununla alakalı.

‘BAŞI AĞRIYAN KADINI ARIYORUZ’


Grubun adı neden Gripin?

İlker: O da tesadüfi oldu. Biz yokken grupta, Birol ve Evren isim arıyorlar... Tesadüfen Gayrettepe’deki Gripin fabrikasının önünden geçiyorlar. Pardon, Gripin binasının... Akıllarına öyle esiyor.

Eskiye özlem mi cazip geldi size?

Birol: Asıl bizi Gripin kutusunun üzerindeki başı ağrıdığı için kafasını yana eğmiş sarı saçlı kadın resmi cezbetmişti. Bulamadık o kadını (gülüyor)...

‘Model ile düet yapacağız’

Yeni albümde bizi nasıl sürprizler bekliyor?

Birol: Bence yeni albüm müzik ve söz üzerine kurulu... Bir de sürpriz şarkımız bulunuyor: Leman Sam’ın ‘Gül Güzeli’ parçasını yorumladık. Bir de Model grubuyla bir düet olabilir.
Murat: Yeni albüm müzikal açıdan bana daha çok hitap etti.
İlker: Albüm için Birol ‘dingin’ dedi ama bence ‘olgun’ diyebiliriz. Albümde 12 parçanın yer alacak olması da enterasan.

Neresi enteresan?

İlker: Zor bir şey yapıyoruz biz. 10 şarkı olacaktı, 12’ye çıkardık.
Birol: Biz zar zor 10-12 parça yapabiliyoruz. Hepimizin içine çok sindi bu albüm. Arda: Yeni albümde şarkılar arasında bir bütünlük var. Şarkılar, söz ve sound olarak birbirine daha yakın.
İlker: Tempo olarak da çok dengeli. Normalde bizim şarkılarımız yavaş tempoludur.
Arda: Çünkü ya epeyce ağır ya da ‘zıplayalım oynayalım ama ağlayalım’ şarkıları yapıyoruz.

Bu albümde ‘zıplayalım oynayalım’ şarkısı yok mu?

Arda: Var. Ama en hareketli şarkı, aslında en acıklısı da...
Birol: Hatta o şarkıyı ‘albüme koymasak mı’ diye düşündük.

Niye bu kadar acıklı peki?

Birol: Yaşadığımız, gözlemlediğimiz olayları şarkılarımıza yansıtıyoruz.

“GALATASARAY MARŞI BİZİ HEYECANLANDIRDI”

Gelelim Galatasaray marşına? Nasıl oldu bu?

Arda: Galatasaraylı grubun tek Beşiktaşlısı olarak ben istedim.
Birol: Ultraslan grubunun başkanı Oğuz Ağabey (Altay) geldi, “Arkadaşlar, Galatasaray için unutulmaz bir şarkı yapalım” dedi. Yaptık ama bir süre stüdyoda bekledi şarkı.

Neden?

Birol: Galatasay grupta 14. sıradayken yaptık şarkıyı. Galatasaray’ın en kötü dönemiydi. Bir de izin bekledik, o sıralar takımın yönetimi karışıktı. Şarkıyı unutmuştuk. O arada GS Dergisi’nde röportajımız çıktı. Adnan Öztürk şarkıyı dinledi, onayladı. 6 ay önce de Galatasaray-Fenerbahçe maçı öncesi yasal sitede ve statta çaldı. Hayal ötesiydi. Çok heyecanlandık.

Sizinkisi cesaret işi. Ya diğer takımları tutan hayranlarınız küsmüşse?..

Birol: Bu cesareti, sevgimiz verdi. Rakip takıma herhangi bir söz sarfetmediğin, birine kılıç batırmadığın sürece taraf olmakta problem yok.
İlker: “Sadece biz varız, diğerleri yoktur” gibi sözler yok marşta. Karakter olarak kışkırtacak tipler değiliz. Bu özelliğimizi insanlar algıladı ve sorun çıkmadı

( 02.06.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )

Haberin Devamı