Türkiye (Son Dakika) Koronavirüsle boğuşurken yeni küresel tehdit kapıda: Kum kıtlığı

Koronavirüsle boğuşurken yeni küresel tehdit kapıda: Kum kıtlığı

Paylaş
Koronavirüsle boğuşurken yeni küresel tehdit kapıda: Kum kıtlığı

Sudan sonra dünyanın en çok tüketilen hammaddesi olan kum, tükenmek üzere. Kum kıtlığıyla karşı karşıya gelirken iklim bilimciler de bu durumun 21'inci yüzyılın en büyük sürdürülebilirlik problemlerinden biri olacağını söylüyor.

Kum, çok fazla farkında olamasak da günlük yaşamın vazgeçilmez bileşenlerinden biri. Ancak dünya kum kıtlığıyla karşı karşıya. İklim bilimciler de bu durumun 21'inci yüzyılın en büyük sürdürülebilirlik problemlerinden biri hale geleceğini vurguluyor. İşte Hürriyet'ten Selin Erdoğan Dinç ve Cemile Gelgeç'in haberi...

Haberin Devamı

İnşaattan cama pek çok alanda birincil malzeme olarak kum kullanılıyor.

Uzmanlar dünyanın giderek artan bir kum kıtlığıyla karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor. Üstelik Covid-19 pandemisi kum tüketimini de artıracak. Aşıların içine doldurulduğu küçük şişeler camdan yapıldığı için kuma olan talebin artması bekleniyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nda (UNEP) İklim Bilimci olan Pascal Peduzzi, düşünce kuruluşu Chatham House'un ev sahipliğini yaptığı bir web seminerinde, kum hakkındaki ‘kolay ulaşılabilir ve ucuz’ algısını değiştirmenin zamanı geldiğine dikkat çekmişti. Aynı zamanda UNEP’in İsviçre’nin Cenevre kentindeki ‘Küresel Kaynak Bilgi Veritabanı’nın Direktörü olan Peduzzi, kum kaynaklarının küresel yönetimini “kimsenin hakkında konuşmak istemediği büyük bir sorun” olarak tanımlıyor.

Haberin Devamı

Peduzzi, “Dünyaca kumun her yerde olduğunu düşünüyoruz. Bir gün biteceğini hiç düşünmemiştik ama bazı yerlerde ciddi bir tedarik sorunu oluşmaya başladı. Önümüzdeki on yıl içinde neler olabileceğini gözden geçirmeliyiz. Çünkü ileriye bakmazsak, tahmin etmezsek, kum tedariki ve arazi planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız olacak“ diye ekledi.

Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Kocatepe Üniversitesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özdemir de kumun sanıldığı gibi sınırsız bir doğal kaynak olmadığına dikkat çekti ve gelecekte kum temininde güçlükler yaşanabileceğini söyledi.

İşte Özdemir'in hurriyet.com.tr'ye özel açıklamalarından satır başları...

KUM KITLIĞI COVID-19 AŞI TEDARİKİNİ ETKİLEYEBİLİR

Kumun bir kıtlık tehdidi yaratabileceğini düşünüyor musunuz? Bunun için şimdiden herhangi bir zaman dilimi belirtmek mümkün mü?

Kum, dünyada tüketilen temel doğal hammaddelerin başında geliyor. İnşaat, silikon üretimi, beton üretimi, asfaltlama çalışmaları ve cam sanayiinde cam şişelerin, farmasötik cam ve flakonların üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Son yirmi yılda kum kullanımı üç kat artarak 50 milyar tona yaklaşmış durumda. Elbette bu yoğun tüketimin, kum kaynakları üzerinde baskı oluşturması da kaçınılmaz hale geliyor. Dolayısıyla bu baskı kum hammaddesine dayalı ürünlerde maliyet artışına yol açmakta. Bu veriler göz önüne alındığında kısa vadede aşılarda kullanılan flakonlar gibi ürünlerin tedarikini ve üretimini engelleme potansiyeline sahip diyebiliriz.

Haberin Devamı

Ülkemizdeki kum kaynaklarının gelecek için yeterli rezerve sahip olduğunu düşünüyor musunuz?

Türkiye kum kaynakları ve bu kaynakların kendilerini yenilemesi konusunda avantajlı ülkelerden biri. Çok sayıda baraj gölüne kavuşan akarsuların yatakları ve ağızlarında biriken kumlar gelecek için rezervdir. Ancak günümüzde oluşumu devam etse de hala geçmişte milyonlarca yılda oluşan kum kaynaklarını kullanıyoruz. Bu kaynaklar gittikçe azalmakta. Çöl tozlarının kullanıma uygun olmaması da ayrıca sorun yaratabilir.

Şimdi olduğu gibi gelecekte de sahil kumları bacasız sanayi denen turizmin ihtiyaçlarını karşılayamayacak. Asıl sorun bu alanda yaşanmakta ve yaşanacaktır. Türkiye kıyıları 8333 kilometre uzunlukta olup sahil kumullarının bulunduğu alanlar oldukça sınırlı. İşletmeler plaj kumlarından faydalanma konusunda yoğun bir rekabet içinde. Bu rekabet ne yazık ki hukuki ve sosyal sorunları da beraberinde getiriyor. Haliyle kumsuz alanlara yapay kumsallar oluşturmak ve turizme kazandırmak adeta zorunlu bir ihtiyaca dönüşüyor.

Haberin Devamı

Bilindiği üzere Covid-19 aşıları için de büyük miktarda farmasötik cam tüpe, dolayısıyla kuma ihtiyaç var. Kum temini konusunda medikal cam endüstrisi talebi karşılamada sorun yaşar mı? Bu durum Covid-19 aşılama sürecini nasıl etkiler?

Şu ana kadar koronavirüsle mücadelede cam tüp ihtiyacı konusunda bir sorun rapor edilmemiştir. Böyle bir sorun olsa da bunun kısa vadeli olacağını düşünüyorum. Aşı için gerekli tüplerin üretimini riske atacak bir tablo beklenmiyor. Ancak pandemi döneminde böyle bir eksiklik yaşanırsa şüphesiz sorun oluşturabilir. Medikal cam endüstrisini temsil eden şirketler bunu fırsat bilip ticari kazanca dönüştürmek de isteyebilir. Sektörde tekel varsa bu sorunu krize dönüştürmesi olası görünüyor.

Haberin Devamı

Birleşmiş Milletler, her yıl 4,1 milyar ton çimento üretildiğini tahmin ediyor. Bu bağlamda kum kıtlığının yaşanmasının başlıca sebebi inşaat sektörüdür diyebilir miyiz? Yoksa teknoloji gibi diğer sektörler de önemli bir etken mi?

Ülkelerin kalkınmasında ve istihdamında en önemli sektörlerden biri olan inşaat sektörünün en büyük kum tüketicisi olduğu bilinen bir durumdur. Ancak cam ve cama dayalı sektör de önemli tüketiciler arasında yer alıyor. Aşırı ve kontrolsüz tüketim elbette doğal kaynaklar üzerinde baskı yaratır. Kum ocakları işletmecilerine ruhsat verilirken planlı ve sürdürülebilir tüketimi göz ardı etmemeliler.

Öngörüldüğü gibi küresel bir kum kıtlığı yaşanırsa, bu durumun çevreye ne gibi etkileri olur?

Kum kaynaklarının plansız tüketimi hem doğal çevreye hem de ekosisteme geri dönüşü olmayan zararlar vermeye devam ediyor. Nehir yatağı çökelleri suların depolanması ve temizliğini sağlar. Bu çökellerin alınması sonucunda su rezerv alanları zarar görür ve su kirliliği ortaya çıkar. Ayrıca kumul alanlar Van kefali veya inci kefali, deniz kaplumbağası (Caretta caretta), kum zambağı gibi pek çok canlı için doğal yaşam alanıdır. Herhangi bir kum kıtlığında canlıların barınma, beslenme ve korunma alanları zarar görecektir. Besin zinciri, dolaysıyla ekosistem olumsuz etkilenir ve besin zincirinin bozulması da kuşların göç rotalrının değişmesine yol açar.

Kum ve çimento kullanımında ne gibi iyileştirici adımlar atılabilir? Alınan önlemler ne kadar etkili olur?

Kum kaynakları sanayi ve inşaat sektörünün önemli bir hammaddesidir. Kum kaynaklarının sürdürülebilir temini sektörün gelişiminde önemli bir rol oynuyor. İyileştirici adım olarak öncelikle kaynak planlaması yapılmalı ve eldeki kum potansiyel tespiti edilmelidir. Ülkemizdeki zengin kaynaklara rağmen küresel iklim değişikliği kum kaynaklarının yenilenmesi üzerinde baskı oluşturuyor ve ileri vadede tedarik riski doğuruyor. Bunun için özellikle geri dönüşüm teknolojilerine yatırım yapılmalıdır. Aksi halde kum temini doğal ve kültürel çevrenin tahribatına yol açacak, çevreye büyük zararlar verecektir. Özellikle hassas ekosistemlerin canlıları yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir.

Zürih bu küresel tehdide karşı yüzde 98 geri dönüştürülmüş beton içeren binalar inşa ediyor. Amsterdam ise 2030 yılına kadar doğal kaynak kullanımlarını yarıya indirmeyi hedefliyor. Türkiye için de benzer uygulamalar söz konusu olabilir mi?

Türkiye gelişmekte olan bir ülke olarak Hollanda, Almanya, İsviçre gibi gelişmiş ülkelerden ekonomik açıdan çok farklı seviyelerdedir. Haliyle gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerin tercihleri ve sorunları arasında büyük farklar vardır. Gelişmekte olan ülkeler genç nüfusa iş bulmak, milli geliri artırmak zorundadır. Buna rağmen Türkiye, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı, geri dönüşüm teknolojileri ve çevre bilinci konusunda duyarlı bir tutum sergiliyor. Bu kapsamda özellikle atıkların geri dönüşümü ile pek çok ülkeden ileri düzeyde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Ancak, doğal kaynakların kullanımını azaltmaya yönelik tercihte bulunma lüksüne sahip değiliz. Dünya’da sınırlı kaynak olması nedeniyle kum tedarikinin zorlaşacağı, alt yapı ve inşaat maliyetlerini artıracağı açıktır. Bu nedenle inşaat atıklarını yeniden değerlendirmeye yönelik yatırımların yapılması gerekir. Bu yatırımlar çevre ve peyzaj bozulmasını önlemede önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.

Kum sanıldığı gibi sınırsız bir doğal kaynak değildir, gelecekte kum temininde güçlükler yaşanacaktır. Kum kaynaklarına göre kum ocakları, üretim ve tüketim planlaması yapılmalı, kullanılmış ürünlerin geri dönüşümü çalışmalarına hız kesmeden devam edilmelidir.