Krem seçerken işinize yarayacak temel bilgiler: AHA, BHA, PHA nedir?

Kleopatra’nın bir bildiği varmış, sütten elde edilen laktik asit güzellik dünyasının etkili içeriklerinden biri olarak kullanılıyor. Vitrinlerde gördüğünüz o cezbedici bakım kremlerinin içerisindekiler; elma, şeker pancarı, turunçgiller, üzüm ve süt gibi doğal kaynaklardan elde ediliyor. Sağlıkla ışıldayan bir cilde sahip olmanın yolu içeriklerden geçiyor. Doğanın mucizesi dediğimiz bu içerikler hakkında bilgi sahibi olmanız önemli. Formsante'de yayınlanan makalede Dermatolog Uzm. Dr. Vildan Şengöz, “Doğada bitkilerin ve meyvelerin özünde doğal olarak bulunan pek çok madde hidroksi asitlerin yapısında da bulunuyor. Hidroksi asitler; Alfa Hidroksi Asit (AHA), Beta Hidroksi Asit (BHA) ve Poli Hidroksi Asit (PHA) olarak gruplanıyor” diye anlatıyor. BHA, söğüt kabuğundan elde edilen salisilik asit. PHA ise AHA’ların alt grubu olarak bulunmuş. Daha az iritan ve tahriş edici özelliği var. Kleopatra’nın tarihte yaptığı söylenen süt banyoları en eski AHA’lı uygulama olarak kabul ediliyor. Sütün içerisinde laktik asit var. Romalı kadınların şarap fıçılarının dibindeki üzümleri güzelliklerini arttırmak için kullandığı biliniyor. Bunun içinde tartarik asit bulunuyor. AHA’lar 1970’li yıllarda sedef hastalığındaki kuruluk ve kabuklanmanın tedavisinde kullanılırken, 1990’lı yıllarda kırışıklık giderici özellikleri keşfedildi ve ürün patentlendi. AHA’lar o dönemden beri en popüler kırışıklık karşıtı ve yaşlanma karşıtı ürünlerin önüne geçti. Yaşlanmaya bağlı ince çizgiler, güneşe bağlı lekeler, güneşe bağlı cilt pürüzleri, kabalaşma hali ve derinin nemsizliğinden kaynaklanan sertlik durumlarında tedavide kullanılıyor.Kolajen sentezini destekliyor. Cildin en üst tabakasını dermise inip, tahribat yapmadan nazikçe soyuyor, ölü deriyi uzaklaştırıyor. Bir yandan da su tutma kapasitesini arttırıp, cildi nemlendiriyor. Düzensiz kabalaşma halini dengeye getiriyor. Anormal pigmentasyon olan bölgelerin çalışmasını düzenliyor. Bunun sonucunda deri esnek, parlak ve homojen olarak ışıltılı hale geliyor.AHA’ların kullanımı ve uygulanması genelde güneşin yoğun olmadığı dönemlere sınırlı olmalı. Mutlaka güneş koruyucu kullanmak gerekiyor. AHA’ların arasında en sık kullanılan glikolik asit, kolajen sentezini desteklediği için nemlenmeye ve kırışıklık azalmasına katkıda bulunuyor. Leke tedavisinde kullanılıyor. PHA molekülleri arasında en popüler olan molekül. Rosasea ve atopik dermatitte bile kullanılabiliyor.İritasyon yapma özelliği en az olan. Antioksidan özelliği nedeniyle yaşlanma karşıtı olarak çok yönlü çalışıyor.Son yıllarda antiaging ürünlerde popüler oldu. Kullanım ve uygulama dönemlerinde, seans şeklinde uygulama yapılıyorsa yaz döneminde yapılmamalı. Her gün en az 30 faktörlü güneş koruyucu kullanmalı. Koyu tenlerde ürünün yüzdesi ve içeriği mutlaka dermatolog önerisiyle belirlenmeli. Uygulamalar bir süre sonra soyulma ve kuruluk yapabileceği için uygun nemlendirici kullanmalı. A vitamini türevi olarak bilinen retinoidler (retinol) yaşlanma karşıtı olarak cildin kolajen sentezini arttırıcı olması ve aynı zamanda akne izleri ile güneş lekeleri tedavisinde kullanılıyor. Farklı özellikte pek çok türevi var. Cilt tipine ve şikayetin durumuna göre hekim tarafından belirlenecek oranda ve çeşitte kullanılması uygun oluyor. Retinol türevleri kullanılırken ciltte kızarıklık, soyulma olabileceği için en düşük konsantrasyonda başlamak doğru oluyor. Glikolik Asit (Şeker pancarından elde ediliyor)Sitrik Asit (Turunçgillerden elde ediliyor)Mandelik Asit (Elmadan elde ediliyor)Laktik Asit (Sütten elde ediliyor)Tartarik Asit (üzümden elde ediliyor) Hidroksi asitli ürünler bugün pek çok ev ürününde ve dermatoloji doktorları tarafından yapılan özel cilt bakımı uygulamalarında solüsyon veya krem şeklinde kullanılıyor.