Ağlara takılan kuşların tedaviye müsait olduğu zaman gerekli işlemin yapılarak doğaya yeniden salındığını aktaran Bacak, "Veteriner Fakültesi ve başka bölümlerden öğrencilerimiz kuşların tedavisi ve halkalama çalışmalarına gönüllü olarak katılıp bize destek veriyorlar. Biz de üstümüze düşen küçük müdahalelerde bulunuyoruz fakat asıl yaptığımız uzmanlara teslim etmek oluyor. Kuş halkalama çalışmasının hedefi kuşların ölçümlerini, göç zamanlarını bulmak kadar kuşlar aracılığıyla hangi hastalıkların, parazitlerin taşındığını, hastalıkların tespitini ve yoğunluğunu da belirleyebilmektir." dedi.
Yaban Hayvan Biyoloğu Bacak, en çok kene taşıyan kuşların kızıl gerdan olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Bir kızıl gerdandan bazen 70-80 kene çıkabiliyor. Kenelerin belirli bir türe ait özelliği yoktur 2 veya 3 konaklı keneler olur, bu kenelerin çoğu insanlara zarar vermiyor ama bu kadar kızıl gerdan olmasaydı keneler belki de insanlara bulaşacak ve zarar verecekti. Kızıl gerdana bulaşan keneler kuşun üzerinde döngüsünü tamamlayıp, insana bulaşmadan hayatını devam ettirebiliyorlar yani onların yaşam döngüsünün nedenlerinden biri de kenelerin kuşların vücudunda olması, belki diğer canlılara bulaşmadan çoğalmasını engellemesi için kenenin asılı kalması veya ölmesine neden olabilir. Bizler de halkalama yaptığımız zaman aldığımız notlar sayesinde ve araştırmalarımızın sonucunda bunları öğrenmeye çalışıyoruz."
Kuşlara olan ilgi ve merakının 6-7 yaşlarında başladığını anlatan Bacak, "Dedem eskiden avcılık yaparmış bize hikayelerini anlatırdı. Turnaların, çullukların, kız kuşlarının geldiğini anlatırdı, bizler de dinlerdik. Küçükken ansiklopedilere bakıp ornitoloji (kuş bilimi) kelimesinin anlamını öğrenip, 'Ben ornitolog olacağım.' demiştim. Sonrasında bunun eğitimlerini aldım, biyoloji ve yüksek lisans, doktora derken kuş bilimci oldum." dedi.
Bacak, kuş bilimine ilgi duyan gençlere şu mesajı verdi:
"Farkına varabilmeniz için doğada bulunmanız, ilişkileri incelemeniz ve güzellikleri görmeniz lazım çünkü doğada kalmak sizlere bunları gösteriyor. Kuş merakı da böyle, küçücük kuşların 10 binlerce kilometre yol aldığını görüyorsunuz. Söğütbülbülü diye bir kuş var mesela Türkiye'de üremiyor, 10 gramlık bir kuş ilkbaharda Yakutistan'a gidip, sonbaharda Güney Afrika'ya her yıl minimum 24 bin kilometre gidip-geliyor. Bu muhteşemliği incelemek istemez misiniz? Bununla ilgili bir şey öğrenmek istersiniz, hangi faktörler veya fizyoloji buna sebep oluyor? Akademisyen ve bir kuş bilimci olarak gençlere, ömürlerini mutlu olarak geçirmek istiyor ve hayallerini emeklilikten sonrasına bırakmak istemiyorlarsa ki insanın en büyük gayesinden biri de mutlu olmaktır, sevdikleri işi yapmalarını öneriyorum."