Gündem Laiklik ladinilik olursa itiraz gelir'

Laiklik ladinilik olursa itiraz gelir'

Paylaş
Laiklik ladinilik olursa itiraz gelir'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın, “Yeni anayasada laiklik olmasın” sözlerine ilişkin, “AK Parti'yi kurarken laiklikle ilgili düşüncemizi programa koymuştuk. İsmail Bey de parti mensubu olarak o programı kabul etmiştir

AĞZINA KİLİT VURULAMAZ

Haberin Devamı

TBMM Başkanı’nın yeni anayasada laikliğe yer verilmemesi yolundaki sözleri tartışma yarattı. Muhalefet ağır ifadeler kullandı. Sizin yorumunuz nedir? TBMM Başkanı’nın ağzına herhalde kimse kalkıp kilit vuracak değil. Bu insan, hayatı siyasetin içinde geçmiş biri. Ortada bir anayasa çalışması var, o da görüşünü söylemiş. Beğenirsin beğenmezsin, o ayrı mesele. ‘Peki bu konuda, Tayyip Erdoğan olarak siz ne düşünüyorsunuz?’ diye soruyorsanız, benim düşüncem AK Parti’yi kurduğum dönemden itibaren belli. Laiklikle ilgili düşüncemizin ne olduğu, kurucusu olduğum AK Parti’nin programında kayıtlı. Kaldı ki İsmail bey de AK Parti’nin mensubu olarak Parlamento Başkanı seçildi.

Bu da onun, AK Parti programında belirtilenleri kabul ederek oraya gelmiş olduğunu gösterir. Ama ne yapmış? Yeni hazırlanmakta olan anayasa ile ilgili bir bilimsel toplantıda kendine göre, dünyadan bazı örnekler vererek bazı şahsi kanaatlerini paylaşmış. Ben bu konudaki görüşümü, Mısır’da Kahire’de o dev opera binasındaki konuşmamda da söyledim. Laikliğin, devletin tüm farklı inanç grupları için bir güvence olduğunu, bütün farklı inanç gruplarına eşit mesafede durması olduğunu anlattım. Hatta o zaman, şimdi hapiste olan Müslüman Kardeşler yetkilisi Muhammed Bedii, ‘Bu dediğiniz nasıl bir şey’ diyerek şaşkınlığını dile getirmişti. Kendisine anlatınca, ‘Böyle olduktan sonra ben de bunu tasvip ediyorum” demişti. Laikliği, ladinilik, din karşıtlığı gibi sunar ya da uygularsanız, elbette itirazlarla karşılaşırsınız.

Haberin Devamı

Oysa laiklik, devletin, tüm inançlara, ateistler dahil tüm gruplara eşit mesafede olması; tüm inanç gruplarının devletin güvencesi altında olmasıdır. Türkiye’de TBMM Başkanımızın bazı ifadelerinden hareketle yaygara koparılarak bir yere varılabileceğini düşünmüyorum. Ama muhalefette her olayda sadece hakaret peşinde koşanlar olduğu da malum. Başlarındaki zatın sağda solda benimle ilgili hakaretamiz konuşmaları ortada.

‘Ayrıştıran değil kaynaştıran olun’ İslam’ın Hırvatistan’da resmi din olarak kabul edilmesinin 100. yıl dönümü nedeniyle Hırvatistan İslam Birliğince başkent Zagreb’deki Hırvat Ulusal Tiyatrosu’nda özel program düzenlendi. Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitarovic, sözlerine “Es-selamu aleykum” diyerek başladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, “Bulunduğunuz ülkelerde ayrıştıran değil, kaynaştıran olmanız, birlik ve beraberliği teşvik etmeniz çok önemlidir”dedi. ( AA)

Haberin Devamı

KALPAZAN DEDİ, ELİNİ SIKMAM

Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde kendisiyle (Kemal Kılıçdaroğlu) tokalaşmadınız... Birileri hem Cumhurbaşkanı’na kalkıp kalpazan diyecek, her türlü hakareti edecek, hem de gelip elinin sıkılmasını bekleyecek... Böyle bir şey olabilir mi? Ben parlamentoda değilim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanıyım. Dolayısıyla bir insan saygı duyarsa, biz de ona saygı duyarız. Bu makamdayız diye, sağ yanağımıza vuranlara hiç ses çıkarmayıp bir de sol yanağımızı çevirecek değiliz. Kusura bakmasınlar Tayyip Erdoğan böyle biri değil.

ÇİFT BAŞLILIK BİTMELİ

AK Parti içinde, “Nüfusumuzun yüzde 99’u Müslüman, dolayısıyla anayasada laikliğe dokunmadan, İslam’a biraz daha vurgu yapalım” görüşünü savunanlar olduğu söyleniyor. Bunların hepsi boş şeyler. Anayasada bu ülkedeki tüm dini grupların inançları güvence altına alınıyorsa, devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede olması esas alınıyorsa, özellikle İslam’a vurgu yapmaya ne diye ihtiyaç olsun? Ben bir Müslüman olarak inancımı istediğim gibi yaşayabiliyorsam mesele bitmiştir. Hıristiyan Hıristiyanlığını yaşayabiliyorsa, Musevi Museviliğini yaşayabiliyorsa, ateist ateistliğini yaşayabiliyorsa onun için de bitmiştir. AK Parti iktidara geldiğinde bana bir televizyon programında, “Siz geldiniz, başörtüyü getirecek misiniz” diye sormuşlardı. Ben de öyle bir gündemimiz olmadığını söylemiştim.

Haberin Devamı

Başörtüsü zorunluluğu diye bir gündemimiz de hiç olmadı. Ama başörtüsü yasağı vardı. Milletin teveccühü sayesinde o yasağa son verdiğimizde de, bazıları kalktı, ‘411 el kaosa kalktı’ diye manşet attı. Yeni anayasa konusunda da önemli olan, ülkemize yakışanı yapmaktır. Hatta gerekiyorsa, şu anda ABD’de olduğu gibi, belli ana başlıklardan, içeriği fıkralardan oluşan, kısa bir anayasa yapılmalı. Ki arkadaşların birçoğu, mesela Mustafa Şentop Hoca da bu işe olumlu bakıyor. Bu işi süratlendirir diye düşünüyorum. Bir başkanlık sistemini konuşuyorsun kıyamet kopuyor. İtirazları da biz söyledik diye! Ama önerebildikleri bir alternatif de yok. Patinaja son vermek lazım. Ülkenin, çiftbaşlılık görüntüsünden kurtulması lazım. Halk buna hazır aslında.

Haberin Devamı

ANAYASA İÇİN MEŞVERET MECLİSİMLE ÇALIŞIYORUM

Başbakan, “Tam başkanlığı benimsiyorum dersem, kendimi inkar etmiş olurum” anlamında bir cümle kullandı. Siz de “Eğer tam başkanlık sistemi benimsenmiyorsa, partili cumhurbaşkanlığı da olabilir” demiştiniz. Onu bana değil, Ahmet Bey’e sormanız lazım. Benim kendi Meşveret Meclisim’deki danışmanlarımla bu konuda çalışmalar yapıyorum. Anayasacı arkadaşlarım tüm dünyayı tarıyorlar, araştırıyorlar. Amacımız alternatifleri de değerlendirebilmek.