Lüleburgaz Lüleburgaz'ın Göç Anıtı jürinin oylarıyla belirlendi

Lüleburgaz'ın Göç Anıtı jürinin oylarıyla belirlendi

Paylaş
Lüleburgaz'ın Göç Anıtı jürinin oylarıyla belirlendi

Lüleburgaz'ın Göç Anıtı jürinin oylarıyla belirlendi

Vahit İŞBAŞARAN/LÜLEBURGAZ(Kırklareli),(DHA)-KIRKLARELİ'nin Lüleburgaz ilçe Belediyesi'nin Siteler Mahallesi'nde tamamlanmak üzere olan parka yapacağı 'Göç Anıtı' alanında uzman heykeltıraşların ve Lüleburgaz'daki göçmen derneklerinden temsilcilerin oylarıyla belirlendi. Göç Anıtı için 8 heykeltıraşın 14 projesini değerlendiren jüri, aynı zamanda kendisi de Bulgaristan göçmeni olan ve Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Heykel Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ferit Yazıcı'nın eseri seçildi.

Lüleburgaz Belediyesi'nin Siteler Mahallesi, Açelya ve Manolya Sokak kesişiminde yer alan 5 bin metrekarelik parka yapacağı 'Göç Anıtı' jürinin oylarıyla belirlendi. 8 sanatçının 14 projeyle katıldığı oylamada seçici kurul; Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli, Prof. Dr. Rahmi Aksungur, Heykeltıraş Tertip Komitesi Başkanı Niyazi Dedeoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Leyla Güncer, Lüleburgaz Bulgaristan Göçmenleri Derneği (BUL-GÖÇ) Başkanı Yüksel Mert, Balkan Yarımadası Göçmenleri Derneği (BAL-GÖÇ) Başkan Yardımcısı Gülhan Çolak, Kültür İşleri Müdürü Reşide Candan ve Park ve Bahçeler Müdürü Hüseyin Becerenel'den oluştu. Yapılan oylama sonucunda Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Heykel Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ferit Yazıcı'nın Göç Anıtı için tasarladığı proje seçildi.

Aynı zamanda kendisi de Bulgaristan göçmeni olan Dr. Ferit Yazıcı, tasarladığı projesinde sembolik olarak göçmen kuş olan leylekleri kullandı. Dr. Yazıcı, leyleklerin aynı zamanda iyilik alameti olarak kabul edilmesi, mitolojik olarak da Eski Mısır'da Tanrı Tot'un dönüştüğü bilgeliğin sembolü varlık olarak kabul edildiğini ve ayrıca Japon kültüründe ölümsüzlük sembolü olduğunu belirtti. Bunlarla birlikte Dr. Yazıcı projesiyle ilgili hazırladığı başvuru dosyasında şu ifadeleri kullandı:

"Leyleklerin yöneldiği ve iki prizmanın arasında bulunan boşluk Bulgaristan ve Türkiye arasında bulunan sınır çizgisinin tam bir izdüşümüdür. Sınır çizgisi dik olarak kullanılmış ve bir nevi kapı oluşturması amaçlanmıştır. Sağ tarafta yer alan prizmanın üzerinde yer alan şekil ise Türkiye Cumhuriyeti bayrağı üzerinde yer alan Ay ve Yıldızın bir kısmıdır. Prizmayı sarmalayarak tasvir edilmesinin nedeni izleyenleri merak ettirip anıtın etrafında dolaşmasını sağlamak içindir. İzleyiciler anıtın diğer tarafına geçtiklerinde ise Ay Yıldızın, yıldız kısmını göreceklerdir. Yıldızın bulunduğu prizmanın karşı tarafında yer alan prizmanın üzerindeki boşluğa bir dörtlükte yer alan sözler iç bükey olarak uygulanacaktır."


'GÖÇMEN KUŞLAR MİSALİ BIRAKIP GİDİYORUM DOĞDUĞUM TOPRAKLARI'

Öte yandan Dr. Yazıcı'nın tasarladığı Göç Anıtı'nda bizzat bir göçmen olarak kendi yaşadıklarını içeren ve tamamen kendisinin yazdığı bir şiir dörtlüğü de yer alacak. Dörtlükte, şu mısralar yer alıyor:

"Göçmen kuşlar misali bırakıp gidiyorum doğduğum toprakları.
Geride bırakıyorum, Osmanlı'dan miras kalan Rumeli diyarını.
Doğduğum, çocuk olduğum, genç olduğum ve bir gecede büyüdüğüm ovayı.
Göçüyorum, adımı, sanımı, dilimi ve korumak için bende ki her zerre Türk olanı

Dr. Ferit Yazıcı anıtta izleyiciyle iletişime geçilmesinin amaçlandığı için kaide kullanmadığını belirterek, "Anıtta kaide kullanılmamıştır çünkü izleyiciyle iletişime geçmesi amaçlanmıştır. Bu sebeple zeminde dikdörtgen prizmalar kullanılacak ve bazılarının üzerine iç bükey olarak çıplak ayak izleri uygulanacaktır. Ayak izlerinin bulunduğu dikdörtgen prizmalar ergonomiye uygun olacak şekilde ölçülendirilmiştir ki isteyen izleyiciler üzerlerine oturabilsin. Ayak izlerinin yönü leylek tasvirlerinin bulunduğu yönden başlayarak 'sınır-kapı' içerisinden geçip sınırın öbür tarafına başka bir deyişle Türkiye tarafına geçmiş gibi görünecek şekilde uygulanacaklardır. Ayak izlerinin çıplak olarak uygulanacak olmasının nedeni göçmenlerin bir nevi çırılçıplak yola çıkmak zorunda kalmaları sebebiyledir. Prizmaların farklı ölçülerde olmalarının sebebi ise göç yolunun inişli çıkışlı ve zorlu bir yol olmasını ifade etmek içindir" dedi.

Haberin Devamı