Çocukluğumdan beri kendimi star gibi hissediyorum

Dinlemesi çok zevkli biri. Hem bıcır bıcır konuşan bir çocuk gibi, hem büyümüş, anlamış, her şeyi halletmiş bir hali var. Aybüke Albere, uzun zamandır sahnelerde tozu dumana katıyor, ışığını görmezden gelmek mümkün değil ama diyor ki: Sen istediğin kadar parla, seni görmezden gelmeye, üstüne toprak atmaya çalışan çok oluyor. Yeni şarkısı ‘Harap’ vesilesiyle buluştuk.

İSTEDİĞİN KADAR PARLA ÜSTÜNE TOPRAK ATMAYA ÇALIŞAN ÇOK OLUYOR

Aybüke, yeni şarkın ‘Harap’, sosyal medyada viral oldu. TikTok’ta sürekli sen düşüyorsun önüme. Bekliyor muydun bunu?

Beklemiyordum ama çok mutlu oldum tabii. Çok iyi hissediyorum. Keyfim gıcır gıcır. Klibi de bir delirme klibi aslında. Çok içten bir delirme haliydi o. Bence bu da yansıdı insanlara.

Sezen Aksu’nun ‘Kahpe Kader’ şarkısından da bir bölüm var. Özel bir hukukunuz var mıydı öncesinde?

Benim onunla duygusal hukukum hep var. (Gülüyor) Şarkının bir bölümü boştu. Benim fikrimdi onu şarkıya katmak ve bence cuk oturdu. ‘Kahpe Kader’in yeni versiyonunu yapmışım gibi oldu. Sezen Aksu da çok beğendi.

HİÇ STRATEJİK DEĞİLİM YARIN NE YAPACAĞIM BELLİ OLMAZ ...

Klipteki dansınla ilgili çok yorum düşüyor önüme. Dikkat çekmek için biraz strateji güttün mü orada?

Benim hayatımda hiçbir şey stratejik değil. Yarın ne yapacağım bile belli değil. Bakıyorum, insanlar beş yıl sonrasını bile planlıyor. İlginç geliyor bana. Hem kendi dünyamda hem de kariyerimde çok kendim gibiyim.

Ne içindesin çemberin ne de dışında gibi bir halin var. Sen nasıl tanımlıyorsun müziğini?

Doğru, çok hoşuma gitti bu söylediğin. Ama ben artık birçok şeyi tanımlayamıyorum günümüzde. Janrlar da birbirine girdi, duygular da birbirine girdi. Tanımlar zaten birbirine girdi. Her şeyin baştan yazıldığı bir dünya var günümüzde. Tanımlayarak kendimi sınırlamak istemiyorum. Özgürce, içimden geleni yapıyorum.

SAF BİR YANIM VARDIR BİRİ, BENİ BEŞ DAKİKADA DOLANDIRABİLİR

Murat Boz’a sitem ettin. Vokalisti olmanı istemiş ama uzun süre ulaşamamışsın. Sonra Soner Sarıkabadayı ile kendi deyiminle bir kelepçe anlaşması imzalamışsın. Şimdi nasıl bu isimlerle aran?

Murat’la güldüğümüz bir hikaye bu artık. Onunla konuştuk, hallettik ama Soner’e kızgınım. O anlaşma meselesini çözemesek ben ilk single’ımı da çıkaramayacaktım. Ondan sonra da bir daha görüşmedim. Bence kimse de görmüyor artık. Bu sene çıktı ortaya. Ahımız mı tuttu nedir artık. (Gülüyor) “Abi abi” diyorsun. Her gün ona gidiyorsun, vaatlerini dinliyorsun. Bana, “Sahneye çıkmayacaksın, sen starsın” diyor. Ben de öyle bekliyorum saf saf.

O ne demekmiş öyle? Star sahneye çıkmıyor muymuş?

İşte bekleyecekmişim ben. Tecrübem de yok tabii. Ne dese dinliyorum. Büyük manipülatör. O yüzden bunu söylemekten çekinmiyorum. Benim yerimde başkası varsa şu an onunla çalışacak olan, dikkat etsin. Onlar bunu yapmaktan çekinmiyorsa ben de bunu söylemekten çekinmiyorum artık.

Dışarıdan cin gibi görünüyorsun. Seni manipüle etmek, kandırmak zor gibi görünüyor aslında…

Sen bir otur, beş dakikada beni dolandırırsın. Gerçekten böyle görünüyorsam buna sevindim ama çok safımdır ben. Prensestim ben baba evinde. (Gülüyor) Kalkanlarımı çıkarmayı öğrendim biraz nihayet. O yüzden şu an geldiğim duruma annem de şaşırıyor. Hayretle izliyor.

ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ STAR GİBİ HİSSEDİYORUM

Günümüzde herkes ünlü gibi bir durum var. Şöhret algısı, star algısı çok değişti. Sen, star gibi hissediyor musun kendini?

Ya kulağa antipatik gelebilir ama ben çocukluğumdan beri kendi dünyamda star gibi hissediyorum. Ama senin dediğin anlamda ünlü hissetmiyorum. Hatta, herkes benden daha ünlü geliyor artık.

Bir ortama girdin, birileriyle yeni tanıştın ve karşındaki seni hiç tanımıyor, müziğini duymamış… Ne hissediyorsun böyle anlarda?

Hiç bozulmam, çok başıma gelir. Bütün arkadaşlarım aşırı ünlü olduğu için ben o ego kırılmasını çok yaşadım. Çok dayak yedim o konuda. En yakın arkadaşım Edis, düşünsene. Başta zordu ama itiraf edeyim. Yataklara düştüğüm de oldu ama ben demir leblebiyim yani. Onu da aştım.

Başta sana zor gelen yanı tam olarak neydi?

Yani sen istediğin kadar başarılı ol, istediğin kadar parla, seni görmezden gelmeye çalışan, üzerine toprak atmaya çalışan o kadar çok oluyor ki… Ve bir kadınsın, parlamak üzere olan bir çiçeksin. O yüzden yoluna çomak sokmaya çalışan o kadar insan oluyor ki… Neyse ki hepsini aştım.

TUTARLI İNSAN BENİ KORKUTUR

Utangaç olduğunu söylüyorsun ama bir yanıyla da çok cüretkarsın….

Ben tezat biriyim evet. Hiç tutarlı değilim ama tutarlı bir insan yok bence zaten. Bir robot belki tutarlı olabilir. İnsan değişen bir varlık. Hangi durumda hangi halimizin ortaya çıkacağını biz bile bilmiyoruz. Duygular da düşünceler de geçici. Tutarlı insan beni korkutur mesela.

Bazı insanlar onu güven olarak algılıyor oysa…

Ama güven öyle bir şey değil. Geniş perspektiften bakarsak, tutarlı olmak mümkün de değil. Değişime kapalı insan beni korkutur. “Ben böyleyim” diyen insandan uzak dururum. Sen böylesin peki, şartlar değişse de değişmezsin, benim için de değişmezsin. Seni ille de olduğun gibi kabul etmek zorundayız yani. Okay ama ben orada yokum işte.

‘AŞK, KAVUŞUNCA BİTER’ DİYENLER HASTA, HEPSİ DOYUMSUZ

Aşk tanımın ne?

Ben hiç romantik bir insan değilim, onu söylemem lazım önce. Çok eğleneceğim ve gerçekten bir şeyleri paylaşabileceğim, ne bileyim, pijamayla da yanında rahat edeceğim bir birliktelik isterim. Ha tabii ki tutku da lazım. En yakın arkadaşın gibi hissettiren ama heyecan da duyduğun biri olmalı. Eskiden o toksiklikler de yaşandı ama artık o tip şeylerden uzak duruyorum. Tutuyorum kendimi.

Normalde aşık Aybüke kendini nereden ele verir?

O kadar geri zekalı oluyorum ki. Bir kelebeğe benziyorum aşık olunca. Hep havadayım. Şu anki enerjimi düşün, çarpı 100 oluyor.

“Aşk, kavuşunca biter” yorumuna katılıyor musun?

Kavuşunca bitirenler hasta bence. Asla katılmıyorum. Doyumsuzluk o ve ben o doyumsuzluğa katlanamıyorum. Doyumsuz insan benim için hiç okay değil yani. Kendini eğitememiş insandır. Bazı insanlara hiçbir şey yetmiyor ve hiç sevmediğim bir şey o benim. Hepsi hasta bence. Doyumsuz insanlar benden uzak olsun.