Cumartesi Postası Aydilge: Para kazanmak için ödün vermeyin, satın almaya çalışırken satılık olmayın

Aydilge: Para kazanmak için ödün vermeyin, satın almaya çalışırken satılık olmayın

Paylaş
Aydilge: Para kazanmak için ödün vermeyin, satın almaya çalışırken satılık olmayın

Son dönemin hem en iyi çıkış yapan hem de en dikkat çeken müzisyenlerinden biri o! Kitaplar yazıyor, kendi şarkılarını kendi yapıyor, söylüyor. Aydilge’nin yaptığı her şarkı öyle dillere dolandı ki, ben de kapısını çaldım. Dünyasını sizler için açtı. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr

Enerjine bayıldım. Bu kadar kıpır kıpır enerjik olmayı nasıl başarıyorsun?

Haberin Devamı

Bu aslında başardığım bir şey değil, içimden geldiği için kendiliğinden oluyor. Çocukken solunum zorluğuna dayalı ağır bir hastalık geçirdim ve oksijen makinesine bağlı kaldığım zamanlar oldu. O yüzden belki nefes aldığım her anın kıymetini biliyorum. Özellikle de sahnedeyken…

Şarkı sözü yazarı, romancı ve radyo programcısı olduğunu biliyoruz ama seni daha yakından tanımak isterim.

Dünyanın etrafında dönen ay gibi, ben de müziğin uydusuyum. Belki de o yüzden adım Aydilge... Kendi söz ve bestelerini yapan, müziğin bir şifa aracı olduğunu düşünen ve insanlara en çaresiz hissettikleri anda '”Yalnız değilsin'” demeye çalışan bir müzisyenim.

KARAKTERSİZ BİR ÜNLÜ OLACAĞIMA, KARAKTERLİ BİR ÜNSÜZ OLMAYI TERCİH EDERİM

Haberin Devamı

Sesin, görselliğin, iletişimin bu kadar iyiyken popülerlik kısmında neden geciktin?

Sanırım bu, nelere öncelik verdiğimle ilgili… Çünkü popüler bir karakter olmanız, illa bir karakteriniz olduğu anlamına gelmez. Ben de karaktersiz bir ünlü olacağıma, karakterli bir ünsüz olmayı tercih ederim.

DÜNYADA IRKÇILIK ALMIŞ BAŞINI GİDERKEN, BİR DE MÜZİKTE AYRIMCILIK YAPMAYA GEREK YOK

Rap’in, pop müzikten çok daha önde olduğu söyleniyor. Sen de bu görüşü destekliyorsun. Pop müzik neden popülaritesini kaybetti sence?

Ben aslında pop müziği değil, hakiki olmayan müzikleri eleştirdim. Müzik türlerinin yarıştırılması gereksiz geliyor bana. Popçu olmak ve pop müzik kavramı; yapaylıkla, basitlikle özdeşleştirilmeye başlandı. Tabii ki o kadar kötü örnekler var ki haklılık payı da var bu eleştiride. Ama yine de mekanikleşmeden, yapay zekaya dönüşmeden, hâlâ kalbinin en hakiki yerinden müzik yapmaya çalışan ben ve benim gibi pek çok müzisyen arkadaşım var. Yapılan genellemeler müziğe zarar veriyor. Rap müziğin şu anda en popüler müzik olmasından övünmek de garip çünkü müzik bir savaş alanı değil, olmamalı. Dünyada ırkçılık almış başını giderken, bir de müzikte ayrımcılık yapmaya gerek yok.

ROMAN KARAKTERLERİNİ BİLE GERÇEK DÜNYADAKİ İNSANLARDAN DAHA GERÇEK BULUYORUM ARTIK

Sen kendini hangi zamana ait hissediyorsun?

Haberin Devamı

Ben hiçbir yere ait hissedemiyorum. İnanın roman karakterlerini bile gerçek dünyadaki insanlardan daha gerçek buluyorum artık.

KALBİMİZ 90’LARIN HORMONSUZ MÜZİKLERİNİ ARIYOR

Neden 90’lar müziğine hasret duyuyoruz?

Demek ki o zamanki şarkılar daha hakiki geliyor. Çok fazla autotune, müdahale ve teknolojik oyun dönüyor artık müzikte. Demek ki kalbimiz 90'ların daha estetik ameliyatsız ve hormonsuz müziklerini arıyor. Ben de o yüzden tüm kayıtlarımda canlı enstrümanlar kullanıp minimum müdahaleyle o organik ruhu korumaya çalışıyorum.

Anlamlı sözler yazdığında “Edebiyat parçalama”; kadın haklarını savunduğumda “Feminist bozuntusu” demişler sana. Buna ne dersin?

Kavramların içi o kadar çok boşaldı ki feminist olmam ne ifade eder artık bilemiyorum. Feminist sözünü başkasına hakaret etmek için kullananlar olduğu gibi bunu oturmamış karakterine yama gibi yapıştırıp ‘feministim’ diye gezenler de var. O yüzden hiçbir kalıba sığmadan başta insan olmaya çalışıyorum. Kadınların uğradığı ayrımcılıkta sesimi tabii ki yükseltmeye devam edeceğim ama bunu bir etikete dönüştürmeden yapmanın daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

‘KAÇ PARALIK İNSANSIN’ DENİRDİ ESKİDEN ŞİMDİ ‘KAÇ TAKİPÇİLİ İNSANSIN’ DENİYOR

Eskiden milyon satan albümler, CD’ler vardı. Şimdi ise tıklanmalar var. Hangisi sizi daha mutlu ederdi?

“Kaç paralık insansın” derlerdi eskiden. Şimdi “Kaç takipçili insansın” diyorlar. Bu hesapların insan olmakla ne alakası var, ben çözemiyorum. Tabii ki o tıklanmaların da hiçbir gerçekliği yok. Manipülasyon her yerde.

Seni en çok kızdıran şeyler ne hayatta?

Sırf para kazanmak için sağlıklarını ve benliklerini yitiren insanlar var. İşin komiği, kazandıkları parayı da sağlıklarını geri kazanmak için harcamak zorunda kalmaları. Paraya odaklandıklarından ruhlarında oluşan boşluğu doldurmak için en pahalı şeyleri satın alıp aslında yine para kaybetmeleri...

İyi para kazanabiliyor musun? Sektör yapılan işin karşılığını verecek vefada mı?

Çok büyük paralar kazananlar var ama parayı biz mi harcıyoruz, yoksa para insanlığımızı mı harcıyor, ona çok dikkat etmek lazım bu sektörde. Para kazanmak ve istediğin her şeyi satın alabilmek için ödün verdikçe kendini satmış oluyorsun. Yani satın alayım derken, satılık oluyorsun. Ben, kendim kalıp müzik yapmama yetecek kadar para kazanmayı tercih ediyorum.

Haberin Devamı

UTKU BENİM MASAL KAHRAMANIM

Utku Barış Andaç ile evlisiniz. Nasıl bir çiftsiniz? Aşk devam ediyor mu?

Utku benim masal kahramanım. İlk öykü kitabım 18 yaşında basılmıştı. O öyküde bir keman sanatçısını ve ona aşık bir kızın hikayesini anlatmıştım. Orda zaten Utku'yu tarif etmiştim. Şimdi her sabah uyandığımda yarattığım karakter yanımda uyanıyor. Bazen Utku gerçek değil mi diye şüpheleniyorum. (Gülüyor)

AŞKI EVLİLİK DEĞİL İNSANLAR ÖLDÜRÜYOR

Eşin senden yedi yaş küçükmüş. “Aşkın yaşı yoktur” derler, doğru mu?

Zaman ve rakamlar, insan icadı olduğu için yaş konusuna hiç takılmam. Kalp ve aklın eşleşmesi çok önemli. Aşkı evlilik değil insanlar öldürüyor. Sonra kendilerini suçlu hissetmemek için evliliğe suç atıyorlar.

SANKİ HERKES EVİNDE GİZLİCE ARABESK DİNLİYORMUŞ VE İTİRAF ETMİYORMUŞ GİBİ

Hiç unutmuyorum; “İbrahim Tatlıses’i neden sevmek zorundayız? Neden Türkiye’nin en büyük sesi olduğunu kabul etmek zorunda herkes?” diye bir tweet attın ve çok konuşuldu. İbrahim Bey seninle düet yapmak istese kabul etmeyecek misin?

Bu konuda cevabım çok net. Ama burada söylersem olmaz. Eskiden insanların arabesk dinleyenleri aşağılaması ne kadar yanlıştı değil mi? Ancak bugün de arabesk dinlemediğini söyleyenler hemen elitist olmakla suçlanıyor. Sanki herkes evinde gizlice arabesk dinliyormuş ve itiraf etmiyormuş gibi... O tweet'le, “Seven sevse sevmeyen sevmese olmaz mı?” demek istedim. Ama işte olmuyormuş... Bakın nasıl tepkiler yükseldi. Çünkü her şeyi ve herkesi artık taraf tutar gibi seviyoruz. Birbirimize sevme, sevmeme özgürlüğü bile tanımıyoruz.

Arabeskle aran nasıl?

Ben Türk musikisi eğitimi aldım. Arabesk; felsefesi, amacı, armonik yapısı ve hissettirdikleriyle çok farklı bir yerde duruyor. Ben de o yerde kendimi çok iyi ve huzurlu hissetmiyorum.

Ülkede seni en çok neler üzüyor?

Nefret ve kutuplaşma, zehirli gaz gibi, solduğumuz havaya karışıyor. Özellikle kara sevda ve namus adı altında yapılan zulümler beni delirtiyor. Tüm kadınların uyanık olması lazım. Çünkü o erkek belki seni değil de senin onun ihtiyaçlarını karşılamanı seviyordur. Yasalara sırtımızı dayayabilmemiz gerekiyor. Ama o yasaların işlevsel hale gelebilmesi için de bizim sesimi çıkarmamız lazım.