Cumartesi Postası Melis Sezen ve Burak Sevinç: Aşktan kaçılmaz!

Melis Sezen ve Burak Sevinç: Aşktan kaçılmaz!

Paylaş
Melis Sezen ve Burak Sevinç: Aşktan kaçılmaz!

Melis Sezen ve Burak Sevinç’i Kanal D’nin yeni dizisi ‘Leke’de, imkansız gibi görünen bir aşk hikayesinin iki kahramanı, Yasemin ve Cem olarak izleyeceğiz. Ama onlar sevginin her şeyden daha güçlü olduğuna inanıyor...

Oya Çınar

Haberin Devamı

oya.cinar@posta.com.tr

● Yeni diziniz ‘Leke’ 16 Nisan’da başlıyor...

Burak Sevinç: Evet, çok heyecanlıyız... Ben güzel bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Umarım seyircimiz de bizi yalnız bırakmaz. Güzel, tutkulu, dram dolu bir hikaye izleyeceğiz.

Melis Sezen: ‘Leke’ benim için çok özel bir proje. Senaryoyu okuduğum zaman kendimi hiç yabancı hissetmedim hikayeye ve canlandırdığım Yasemin karakterine. Sanki usul usul içimdeki parçalara dokunuyordu... O yüzden daha okuduğum an sahiplenmeye başladım.

İŞARET DİLİNİN ÖNEMİNİ ANLATIYORUZ

● Dizinin ismi de ilginç. ‘Leke’de nasıl bir hikaye izleyeceğiz?

B.S.: Evet o yüzden de aslında hikayeye dair çok ipucu veriyor bence. Aşkıyla, travmalarıyla, kıskançlıklarıyla, yüzüstü bırakılmalarıyla, yani gerçek insan hikayeleriyle örülü bir dizi.

Haberin Devamı

M.S.: Dizide benim canlandırdığım Yasemin karakterinin, kardeşi Murat ile kurduğu ilişki çok özel. Murat işitme engelli ve bu yüzden yaşıtlarıyla onlar gibi bir ilişki kuramıyor. Ablası onun her şeyi ve neredeyse tek iletişim kurabildiği kişi. İşaret diliyle konuşuyorlar. Aynı zamanda işaret dilinin önemini ve aslında herkesin öğrenmesi gereken bir dil olduğunu görüyoruz.

● Yasemin ve Cem’i nasıl anlatırsınız?

M.S.: Yasemin çok gururlu ve onurlu bir kız. Hayatla çok büyük bir mücadele veriyor. Bütün çabası kardeşini ve kendini her türlü kötülükten korumak ve her ne yaşarsa yaşasın dimdik ayakta durabilmek.

B.S.: Cem karanlık geçmişinden kalan travmaları olan bir karakter. O yüzden ömrünü çocukluğundan itibaren okumaya ve işe vermiş. Başarılı olmaktan ve yükselmekten başka bir şey düşünmüyor. Ama bunun parayla hiçbir ilgisi yok. Kendini sadece o tarafa kanalize etmiş. Hayatında gerçekten dostum diyebileceği kimse yok. Ve çocukluğunda geçirdiği o travma yüzünden aşka asla inanmıyor. Aslında çok düz bir adam gibi görünüyor ama değişimlerini hep beraber göreceğiz. Ben de meraktayım.

Melis Hanım, siz dizide çok genç yaşta büyük bir sorumluluğun altına giriyorsunuz. Gerçekte benzer bir durumla karşılaşsanız aynı şekilde mücadele edebilir misiniz?

Haberin Devamı

M.S.: Hayat sürprizlerle dolu, biz ne kadar planlar yapsak da her şey bir anda değişebilir. Bu yüzden insan ne yaşarsa yaşasın bence en önemli şey karakterini koruyabilmesi. Sanırım bocalasam da düşsem de kalksam da ben de önce Yasemin gibi karakterimi korumaya özen gösterir ve sonuna kadar mücadele ederim.

İYİ BİR AŞÇIYIMDIR

● Gurur sizce ikili ilişkilerde ne kadar önemli?

Gurur için çok şeyi feda eden bir sürü insan var...

M.S.: İşte meseleye gurur girince olaylar biraz karışıyor (Gülüyor). Birinin gururunu kırmak ya da gururunun kırılması insanın içinden çok büyük bir parça götürüyor. Bu yüzden konu gurursa çok istediğim bir şeyden vazgeçebilirim. Gururum için büyük fedakarlıklar da yapabilirim.

B.S.: Tabii ki ne yaşadığınıza göre, şartların neler olduğuna göre değişir. Ama gurur herkes için önemlidir. Önemsiz olma ihtimali yok diye düşünüyorum. Ama başıma gelmediği için bir yandan da bilemiyorum... Öyle bir durumda kalmadım hiç.

● Sizinle ilgili hiç bilmediğimiz ya da az bilinen bir özelliğinizi paylaşır mısınız?

Haberin Devamı

B.S.: Ben müzisyenim. Bu az çok biliniyor aslında ama ağaçla uğraştığımı, marangozluk yaptığımı pek bilmezler. Gerçi sosyal medyada bununla ilgili paylaşımlar yapmıştım daha önce. Ama hiç bilinmeyen yanım mutfakta iyi olduğumdur sanırım. Bunu kimsenin bildiğini sanmıyorum. Ben güzel yemek yaparım. Gerçekten iyi bir aşçıyımdır. Pastasına, böreğine, poğaçasına kadar. Sulu yemeklerimi saymıyorum bile.

M.S.: Bazen kendi kendime bir şeyler yazarım ama bunu çok kimse bilmez...

İKİ YARALI RUH SEYİRCİYİ ETKİLEYECEK

● İnsanlar bu diziyi neden izlesin?

B.S.: Cem, çocukluğunda yaşadığı ve tüm hayatını etkisi altına alan bir olay yüzünden aşka inancını kaybetmiş. Kadınlara olan tüm inancını yitirmiş bir adam. Ama Yasemin’i tanıdıktan sonra yaşadığı bu güçlü aşkı izlemeliler bence.

M.S.: Çok büyük bir çatışmanın içinden doğan büyük bir aşk var. Bir de Yasemin ve kardeşi Murat’ın sessiz ama kocaman bir dünyaları var. İki kardeşin birbirine nasıl sarıldıklarını biri düştüğünde diğerinin onu nasıl güçlü kıldığını görmek lazım! İki yaralı ruhun aşkı seyirciyi etkileyecek.

Haberin Devamı

BURAK SEVİNÇ: EN BÜYÜK AMACIM KAZANMAK

● Cem’in hayattaki tek amacı kazanmak. Sizin hayattaki en büyük amacınız ne?

B.S.: Benim de hayatımdaki en büyük amacım kazanmak. Tabii ki kazanmak, tabii ki başarı! Hangi mesleği yaparsak yapalım, insan başarmak ister. Başarılı olmak ve takdir edilmek ister. Buna egoist bir taraftan bakmamak lazım. Doğal olan bu bence. İnsanın en büyük olayı kazanmak.

Bazıları kaybetmenin insana daha çok şey öğrettiğini düşünür...

B.S.: Yani tabii ki kaybettiği şey insana yeni bir tecrübe, yeni bir deneyim kazandırıyor sonuçta. Onlar olmasa o tecrübeleri edinmesek kazanma yolunda ilerlememiz çok mümkün olmayabilir. Kaybetmenin bize daha güzel öğretiler getirdiğine ben de inanıyorum. Nerede yanlış yaptığını anlıyorsun en azından.

PES ETMEK YOK

● Hayat mottonuz ne?

B.S.: Pes etmek yok! Bütün zorluklara karşı, her şeye rağmen devam etmek... Ben asla pes etmem. Yılmam yani. Azimliyimdir.

M.S.: İnsanı sev ve kendin ol yeter.

MELİS SEZEN: SEVGİNİN GÜCÜNE SONUNA KADAR İNANIYORUM

● Dizide şartların zorlaştırdığı bir aşk hikayesinin iki kahramanı olarak izleyeceğiz sizi. Aşk söz konusu olduğunda imkansız diye bir şey var mıdır sizce?

M.S.: Ben iki insan gerçekten birbirini sevdiğinde, fiziksel koşullar her ne kadar zor olursa olsun, aşkın mutlaka o şartları yeneceğine ve sevginin gücüne sonuna kadar inanıyorum...

Gerçek hayatta aşkta zoru görünce arkanızı dönüp gittiğiniz olmuş mudur hiç?

M.S.: Aksine, üstüne giderim. Gerçek sevgi çok değerli bir şey. Ben onu hissediyorsam zoru görünce asla kaçmam.

B.S.: Ben de aşık olduğumda sonuna kadar gitmeyi göze alan bir insanım. İnsan kendini kaybediyor çünkü. Aşk söz konusu olduğunda hükmedemiyorsun kendine. Büyük bir cesaret geliyor insana ve her şeyi göze alabilecekmişsin gibi hissediyorsun. “Buradan dönüş yok” diyorsun. Biraz da delilik diye bakıyorum ben aslında aşka. O yüzden sırt çevirip gitmek yok! Sonuna kadar ilerlemek var!

‘Leke’ her salı saat 20.00’de