Şarkımız sakız reklamı gibi dinleyen gülümsüyor
Birbirinden yetenekli üç müzisyen; Erkin Arslan, Buray ve Evrencan Gündüz güçlerini birleştirdi ve ortaya ‘Aşk Ne Güzel Şey’ isimli yepyeni bir şarkı çıkardılar. Gençler onlara bayılıyor! Bana da onları bulup konuşmak düştü. Buyurun sohbetimize… Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Aşk insanları ne güzel buluşturuyor, değil mi? Üçünüzü buluşturan temel duygu neydi?
Evrencan:Sevgi için yapılan, sade ve bir o kadar da güzel kurgulanmış bu tatlı şarkıyı bana Buray dinletti. Buray vesilesiyle de Erkin’le tanıştık. Şarkıyı çok beğendim ve bir beklentim olmadan bu projenin içinde olmak istedim.
Erkin: Gelen tepkilerden ve ortaya çıkardığımız müzikten çok memnunum. Tek beklentim keyif almamızdı ve fazlasıyla gerçekleşti.
Buray: Günümüzün popüler ritimlerinden uzak, sade, akustik, doğal ve aşırı pozitif bir şarkımız daha oldu. Arkadaş ortamlarında, ateşin başında, yaz akşamlarında gitarı elimize alıp söyleyebileceğimiz enerji bombası bir eser çıktı ortaya.
AŞK OLMASA KURU KURUYA DÖNER DÜNYA
Peki, sizler de “Aşk ne güzel şey!” diyenlerden misiniz?
Buray: Müziğimize, hayatımıza, akışımıza yansıyan en muhteşem şeydir aşk. Aşk olmasa sanat olmaz. Kuru kuruya döner dünya.
Erkin: Aşksız olmaz!
Evrencan: Aşkta hangi tarafta ve hangi konumda olduğunuzla alakalı olarak cevabım değişebilir. Genellikle evet, finali dışında...
SPRİTÜEL ERDEMİ AZ OLAN İNSANLARIN EGOLARI AŞKLARINDAN DAHA BÜYÜK OLUYOR
Aşkın acı tarafı da var elbet. Aşkın acı tarafına nasıl bakıyorsunuz?
Evrencan: Birleşmek kadar yolları ayırmayı da becerebilmeli insan. Yaşanan her güzel şey ve tecrübe için bir teşekkürdür önemli olan. Burada da egomuz devreye giriyor. Spritüal erdemi az olan insanların egoları aşklarından daha büyük oluyor.
Erkin: Bu acıyı nasıl karşıladığınıza göre değişir.
Buray: Acısıyla tatlısıyla bir bütün olarak bakmak lazım. Bu dünyaya gönderiliş amacımız da tüm duyguları tadıp tecrübe etmek değil mi?
Peki, siz aşkı nasıl yaşarsınız?
Erkin: Şarkılar yazabilecek kadar yaşadım.
Evrencan: Aşkın acısı da keyfi de harikaydı. Bu dünyada tecrübe etmem gereken bir deneyimdi ve ettim.
Buray: 36 yaşıma kadar yaşadığım tüm aşklarda her şeyi gördüğüme inanıyorum. Mutluluğun da acısının da uç seviyelerini tecrübe ettim. Daha ilerisi de vardır muhtemelen ama bu dozaj iyi bence.
ARTIK AŞKLAR ÇİN MALI GİBİ KULLAN-AT MANTIĞIYLA İLERLİYOR
Teknoloji çağı aşk ve sevgiyi yapaylaştır. Sanki aşk halen müziklerde sahibi ve güzel! Sizce?
Buray: Günümüzde aşklar da Çin malı gibi kulla-at mantığıyla ilerliyor. O kadar partner bolluğu ve online iletişim kolaylığı var ki, insanlar elindeki değeri tamir etmek yerine, çöpe atıp yenisine başlama rahatlığında takılıyor. Şarkılardaki aşklar yaşanmıyor artık.
Erkin: Kesinlikle! Aşk, like’a indirgenemeyecek kadar ulvi bir kavramdır. Şarkılar, insanların aşkından daha samimi adeta.
Evrencan: Bahsettiğiniz şarkı bizimkiyse, evet, aşk halen şarkılarda güzelleşiyor!
Bu üçlüden MFÖ gibi bir grup doğar mı?
Evrencan: Haha! Bence doğmaz ama bir araya her geldiğimizde bunun geyiğini yapacağımızdan hiç şüphem yok.
Erkin: Bir MFÖ kolay yetişmiyor tabii ama bunu zaman gösterir. O niyetle yola çıkmadık ama bu kadar keyifle müzik yapmanın tadı da kolay unutulmuyor.
Buray: Herkesin kendi tarzı ve bireysel projeleri olduğundan sürekliliği olmasa bile ara ara güzel çalışmalar yaparız bence.
‘Aşk Ne Güzel Şey’ şarkınıza gelen yorumlardan memnun musunuz?
Erkin: En çok duyduğum şey; insanların güne bu şarkıyla başlandığı ve çok pozitif olduğu. Bunları duymak beni çok mutlu ediyor.
Evrencan: Her canlı yayınımda dinleyicilerden bu şarkıya istek geliyor. Gayet güzel dönüşler aldık.
Buray: Uzun zamandır pop müzik piyasasında böyle nahif, sade, akustik ve pozitif enerji yayan bir şarkı yok. Sakız reklamı gibi. Her dinleyen gülümsüyor.
Her biriniziniz şu anda bağımsız olarak neler yapıyorsunuz?
Erkin: İki yeni beste yaptım ve onlarla ilgili stüdyo aşamasındayım. Tahminen ocak ya da şubat ayında yeni şarkımla karşınızda olacağım.
Evrencan: Anadolu Funk adlı bir albüm projem var. Amacım, insanlara sahip olduğumuz güzel değerlerimizi ve yaşadığımız toprakların önemini tekrar hatırlatmak.
Buray: Ben resim yapıyorum, ata biniyorum.
Birbirinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Erkin: Buray da Evrencan da, “Keşke kardeşim olsa” diyeceğiniz nefis, pırıl pırıl, samimi, çalışkan, yetenekli ve dünya vatandaşı birer insan. Onlarla müzikte buluşmak ayrıcalık.
Evrencan: Buray gizliden gizliye yaramaz bir çocuk gibi… Umarım onu daha çok tanırım. Kalpten, samimi, olduğu gibi bir insan. Erkin de aynı şekilde cana yakın ve çok üretken biri.
Buray: Evrencan tam bir uçuk, dahi ve zırdeli. İnanılmaz güçlü bir pozitif yaşam enerjisi var. Erkin ise tam bir idol, yaratıcı, ilham deposu, hayatla dalga geçen, sürekli gülüp güldüren, hiç yaş almayan, kötü enerji barındırmayan, kalite çıtası yüksek, güçlü bir karakter.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Oğlak, Yengeç ve diğer burç yorumları
- Avuç avuç yiyoruz ama egzamanın en büyük sebebiymiş! Saç diplerini yara yapıp kaşım kaşım kaşındırıyor!
- Kilosu çeyrek altınla yarışıyor! C vitamininde limonu solluyor, pazardan tane tane alınıyor! Kalbi koruyup kabızlığı bitiriyor!
- Kahvaltıların vazgeçilmezi ama ömrü 10 yıl kısaltıyor! Ayıla bayıla yiyoruz ama tansiyona tavan yaptırıp organları çürütüyor! Damarları da tıkıyormuş
- Kahvaltıda herkes ayıla bayıla yiyor ama organları çürütüyor! Bu besinler tütün gibi zararlı