Cumartesi Postası 'Süpermen olmak isterdim'

'Süpermen olmak isterdim'

Paylaş
'Süpermen olmak isterdim'

Emre Karayel, Güven Kıraç ile birlikte 'Kredi' adlı bir tiyatro oyununda yer alıyor. Onunla oyundan konuştuk elbette ama iç dünyasının kapılarını da araladık. Ortaya; duyarlı, duygusal, saygılı ve zeki bir adam çıktı

Röportaj: Neslihan YAVUZCAN

neslihan.yavuzcan@posta.com.tr

Güven Kıraç ile ‘Kredi’ adlı tiyatro oyununda oynuyorsun. Neyin kredisi bu?

Kredi almaya çalışan bir adamın yaptığı eylemin, banka müdürünün başına neler getirdiğini anlatıyor. Oyunun içindeki süprizleri izlemeyen insanlara söylemeyelim. Hem finansal sistemi, hem de o sistemin ilişkilere olan etkisini eleştiriyor. İlişkilerde nasıl bir bakış açısına geldiğimizi gösteriyor. Kısacası her şeyin paraya endeksli olduğunu işliyor. Bir şekilde mutluluklar da ona bağlı maalesef.

Hayatın kredileri nerede?

Oyun da bunu söylüyor aslında; kredi teminat ile alakalı bir şey. Birilerinden kredi istiyorsanız, karşılığında hem maddi hem manevi bazı teminatlar vermeniz gerekiyor. Düzen bunu söylüyor çünkü. Aslında sözün teminat yerine geçmesi gerekiyor. Sözün teminat yerine geçmediği bir dünyada da paraya denk gelebilecek, sözün yerine birşeyler koymaya çalışıyoruz.

Ne koyuyoruz. Peki?

Bazen sevgimizi, bazen paramızı.

Ama genellikle paranın bittiği yerde aşk da bitmiyor mu?

Öyle olmaması lazım. O zaman sıkıntı oluyor. O eski kutsal aşklar var mı? ‘Bir göz evim, kocam, samanlık seyran olsun’ durumu vardı eskiden. Şimdi bilmiyorum. Çok var olduğuna inanmıyorum açıkçası.

“Aşk konularına takılmam”

Sen aşık oldun mu?

Oldum tabii ki.

Nasıl hissettin kendini?

Hiç hatırlamıyorum valla. Çok eskidendi. Öyle çok takıldığım konular değil bunlar. Sen niye takılıyorsun bu konulara?

Sana yazıyorum da ondan (kahkahalar).

Bırak, bırak şimdi, yeme beni (kahkahalar).

Şaka bir yana neden eski aşklar yok artık?

Bilmem. Bunu sosyologlara sormak lazım.

“Fenerliyim, hayvanseverim”

Emre Karayel kimdir?

Adana’nın Kadirli İlçesi’nde doğmuş, okul hayatını Ankara’da tamamlamış bir tiyatro sanatçısıdır. Fenerbahçelidir. Hayvanseverdir.

İktisat okuyordun, bıraktın ve tiyatro bölümünü kazanıp bitirdin. Bu kararı nasıl ve neden aldın?

Bu, eğitim sistemimizin bizde yarattığı deformasyon. Bizler mesleğimizi becerilerimize, sevgimize, keyiflerimize göre değil de daha çok Türkçe, matematik, edebiyat alanında kutucuk doldurarak tercih etmek durumunda kalıyoruz. Sanki başka bir şey yokmuş gibi. Sistem sana bunu dayattığı için biat etmek zorunda kalıyorsun. Ben de kendimi iktisat fakültesinde buldum. 4 senenin sonunda ne olacağımı bile bilmiyordum hâlâ. Sen mücadelene devam edersen Allah da karşına çıkarıyor. Amatör bir tiyatro topluluğu ile başladım. Sonra bu gelişme beni, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü sınavlarına kadar götürdü.

Gerçek hayatında Emre nasıldır?

Sakin, duygusal, eğlenmeyi seven, insanlara saygılı ve gerçekten iyi bir insan olmaya çalışıyorum. İnsanın çabasının da bu olması gerektiğini düşünüyorum. Herhangi bir sebep düşünmeden, kim olduğuna bakmadan, bir insan başka bir insanı günde sadece 1 dakika mutlu edebilse dünyada hiç bir problem kalmaz bence.

‘Ailem, her şeyim’

Aile ne ifade ediyor senin için?

Her şey. Ağabeyim ve erkek kardeşime, kuzenlerime, yeğenlerime çok düşkünümdür. Onlar benim en büyük şansım.

Evlilik, çocuk düşünüyor musun?

Kısmet bunların hepsi. Düşünmekle olan şeyler değil. Neden olmasın, karşı değilim. Herşeyin olmasının veya olmamasının bir sebebi vardır hayatta.

Hayatında fark yaratan şeyler?

Dışarda olup bitenden kendimi soyutlama şansım yok benim. Ben de farkındalığımı kaybetmemekle yükümlüyüm.

Kendine bir rol yazacak olsan nasıl bir karakter olurdu?

Süper güçlere sahip bir kahraman olmayı isterdim. Süpermen, Batman, Örümcek Adam gibi... Sihir ve büyü güzel şey. İllüzyon güzel bir şey. O güce sahip olmak muhteşem olmalı.

Aykırı, ters bir yanın var mı?

Ani sinirlenmelerim var. Birden parlar ama hemen özür dilerim. Bir arkadaşım benim için “Gider garsonla kavga eder, sonra özür diler, sonra da gider kendi servisini kendi yapar” der.

Sana göre güçlü noktaların ne?

Kendime çok inanırım. Dolayısıyla da yapamayacağım şey yoktur.

Zayıf yönlerin var mı?

Çok çabuk kanıyor, hemen güveniyorum.

İç dengeni çabuk kaybeder misin?

Dediğim gibi, ani çıkışlarım vardır ama aklımı kullanmayı seviyorum. Hata yaptıysam dinlerim. Öz eleştirisi olan biriyim.

‘Kadını anlayacak akla sahip değiliz’

Kadınları çözdüğünü söyleyebilir misin?

Bunu hiçbir erkeğin yapamadığını düşünüyorum. O akla hiçbir erkek sahip değil bence.

İlişkide işin sırrı ne sence?

Sevgi ve anlayış.

Neyi elde etmek uğruna her şeyi göze alırsın?

Güzel ve zor soru. Bir şeyi elde etmek değil de çok sevdiğim bir insanı kaybetmemek uğruna herşeyi göze alabilirim.

Bugüne dek attığın en cesur adım neydi?

İktisat fakültesini bırakmak.

Yaşlılığını nasıl hayal ediyorsunuz?

Sağlıklı olmayı, ayakta durabilmeyi ve kendime yetiyor olabilmeyi isterim.

Gençlere ne tavsiye edersin?

Ben, inandığı şeyin peşinden gitmiş ve bu sayede çok mutlu olmuş bir insanım. Hayatta ne başardığının ve nereye geldiğinin hiç önemi yok. Bunun maddi karşılığı değil sorun, asıl manevi mutluluğunu anlatamam. Ve unutmasınlar: Hayatta çok istedikleri bir şey olmuyorsa ya olmaması gerektiği için ya da daha iyisi olacağı içindir.

2

Haberin Devamı