Cumartesi Postası Zeynep Özyağcılar: Bu oyun benim gerçekten 'En Güzel Parçam'

Zeynep Özyağcılar: Bu oyun benim gerçekten 'En Güzel Parçam'

Paylaş
Zeynep Özyağcılar: Bu oyun benim gerçekten 'En Güzel Parçam'

Zeynep Özyağcılar 25 yıldır sahnede. Babası Erdal Özyağcılar, annesi Güzin Özyağcılar olabilir ama o ünlü ebeveynlerinin ardına hiçbir zaman sığınmadı. Altı yaşından bu yana oyunculuğuna emek vererek, mücadele ederek bir yerlere gelmiş harika bir kadın. Gerçek bir emekçi, mücadeleci ve kadın hakları savunucusu… Zeynep Özyağcılar’la hem kendi yazıp oynadığı ‘En Güzel Parçam’ adlı tek kişilik yeni oyununa hem de hayata dair konuştuk. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr

‘En Güzel Parçam’ adlı tiyatro oyununu sizden dinlemek isterim. Alışılmışın dışında bir oyun gibi…

Haberin Devamı

Bu oyunu ben yazdım. İsimi gibi gerçekten benim en güzel parçam. Oyun, yapay zekanın hayatlarımızın her alanında hüküm sürdüğü gelecekten sesleniyor bizlere. Çok sıcak çok tatlı bir aşk hikayesi var ama bunu aşk oyunu diye nitelendirmek çok eksik olur. Aslında aşkla, dans ve müzikle bir kadının iyileşmesi ve kendini bulma hikayesi bu.

Bu oyunu yazarken birine aşık mıydınız?

Aşk hep var zaten. İçimde aşkı duymadığım bir dönem olmadı. Bu oyunu yazarken hem kendimden hem arkadaşlarımdan etkilendim. Aşk ile aile kuracağın adam arasında kalmak, çocuk yapmak karmaşası var. Tiyatro Martı, yine kadının gözünden baktığı bir oyunla ilişkilere ve kadının hayattaki rolüne dair sorular soruyor bizlere. Kadının toplum içindeki yerine, aile kurmak ve çocuk yapmak için üzerinde kurulan baskılara değiniyoruz.

Haberin Devamı

Toplum bu baskıları aşamadı mı hâlâ?

Aşmadı. Hiçbir statü ya da eğitim düzeyiyle alakalı değil bu. Ben yakın bir kız arkadaşımdan “Çok aşığım ama onunla olmaz çünkü o benimle evlilik istemez, çocuk istemez ama ben yapmak zorundayım” gibi cümleler duyuyorsam, bu aşılmamış demektir.

‘ZEYNEP HANIM ÇOCUK İSTİYORSANIZ ELİNİZİ ÇABUK TUTUN’

Siz de bu baskıları yaşadınız mı?

Ben evli değilim. 35 yaş üzerinde olduğum için ben de şakayla karışık, “E haydi sıra sende artık” ya da “Bir torun sevsek…” diyenler oluyor. O baskıyı ister istemez yaşıyorum. Bir doktora rutin kontrole gidiyorum mesela orada bile, “Zeynep Hanım eğer çocuk istiyorsanız elinizi çabuk tutun” diye bir cümleyle karşılaşabiliyorum. Pardon da belki ben istemiyorum. Beni bilenler bilir, yaptığım oyunlar da biraz feminist bazlıdır.

Kendinizi feminist olarak tanımlar mısınız?

Feministlik var ben de ama hiçbir konuda bayrak sallamayı sevmem. Bir kadın oyuncu, yazar, çizer olarak daha çok kadın meselelerinin altını çizmeyi tercih ediyorum. Kafam çalıştığı, ağzım laf söylediği sürece, kadın hikayeleri ve kadınlar benim için hep ön planda olacak. Bu konudaki oyunlarımla ödüller aldım.

KENDİMİZE BAKIM YAPMAK İYİ BİR ŞEY AMA AYNILAŞMA KORKUNÇ!

Haberin Devamı

Kadına dair o toplumdaki güzellik dayatmasına ne dersiniz?

Dünyanın bir pazarlama sistemi sanırım bu. İnsanları bireysellikten ve öz güzelliğinden uzaklaştırıp hep bir yarış haline sokma ve aslında mutsuz ve yalnız hissetme ve böylelikle daha çok para harcama... Hiç estetiğim yok. Hayatımda saçımı bile boyamadım. İnsanları da oyunlarımda kendi özünü bulmaya teşvik etmek istiyorum. Başkalarını mutlu etmek adına kendimizi unutmamalıyız. Kadınların okuduğu, kendine baktığı kendini iyi hissettiği şeyleri yaptığı, bir dünya istiyorum. Bakım yapmak iyi bir şey ama aynılaşma korkunç!

KİMSENİN TORPİLİYLE BURALARA GELMEDİM, BELKİ ÇOK DAHA POPÜLER OLABİLİRDİM AMA MAGAZİNEL BİRİ DEĞİLİM

Hem anneniz hem de babanız oyuncu. Bu kadar iyi işler yaparken Erdal Özyağcılar ve Güzin Özyağcılar’ın kızı diye mi yoksa oyuncu Zeynep Özyağcılar diye mi tanınıyorsunuz?

Onların çocuğu olmak gurur verici elbette ama ben çok fazla emek verdim. Kimsenin torpiliyle buralara gelmedim. Belki çok daha popüler olabilirdim fakat bunu ben tercih etmedim çünkü magazinel biri değilim. Benim için kıymetli olmak önemliydi. Onun için de hep çok çalıştım.

Haberin Devamı

Babam, Türkiye’de elle sayılacak beş aktörden biri. Böyle bir insanın kızı olarak bu mesleğe girmek de büyük bir cesaret. 25 yıllık oyunculuk kariyerim var. Konservatuar mezunuyum. Opera geçmişim var. Şehir tiyatrolarına 11 yıl kadar başrollerde oynadım, ayın üç haftası her gece sahneye çıktım.

Ünlü birinin çocuğu olmanın avantaj ve dezavantajları neler?

Bana “Ünlü birinin çocuğu” demek çok komik geliyor. Ben kocaman kadınım. Bana 10 yaşındayken de bu sorular soruluyordu, şimdi de... Gerçekten bilmiyorum ne avantajı var. Çünkü bir ünlü çocuğu gibi büyümedim. Ama benim yeteneklerime, bana saygı duyan, beni seven bir ailem var. Çok mutluyum.

Tiyatroyu seçmenizde ebeveynlerinizin etkisinde kaldınız mı?

Ben bunu hiç kabul etmiyorum. Benim bir de 13 yaş büyük ağabeyim var, Boğaziçi Kimya mezunu. Yapsalardı ona yaparlardı. Ben iyi bir balerindim, sahneye çıkıyordum. Oyunculukla ilgili tarafım daha küçük yaşta keşfedildi. “Bu kız sadece dans etmiyor, bu kız oynuyor” diyordu hocalarım.

Haberin Devamı

KEŞKE DİZİLERDE DAHA ÇOK OKULLU ARKADAŞIM OYNASA DA O PARALARI KAZANSA

Sizi dizilerde pek göremiyoruz. Tiyatro mu önceliğiniz?

Ben tiyatrocuyum, oyuncuyum. Bunun eğitimini aldım. Tabii ki her türlü güzel dizide de sinemada da rol alırım. Keşke dizilerde daha çok okullu, hayatını oyunculuğa adamış arkadaşlarım oynasa da o paraları kazansa… Dizileri de sinemayı da seviyorum, sıcak bakıyorum.

GÜZEL ERKEKLER VE KADINLAR OYUNCULUK İÇİN MEVSİMLİKTİR

Ama biraz güzellik ve karizma artık oyuncu olmak için yetiyor.

Öylesi de var böylesi de var ama eğitim başka bir şey. Güzel erkekler ve kızlar oyunculuk için mevsimliktir. Babamın bana söylediği bir söz var: “Eskiciler vardır, ‘Eskiciii’ diye geçer. Bir de dükkan sahipleri vardır. Ben, eğitimimle bilgimle dükkan sahibiyim. Sadece görsellik yetmez.

3 Kasım Cumartesi saat 20.30’da ‘En Güzel Parçam’ oyununun ZORLU PSM’de prömiyerini yapıldı. 27 Kasım Cumartesi saat 20.30’da yine Zorlu PSM’de gösterimi olacak.