"Hayata küsmedim ama hiçbir şeyin de heyecanı yok"

Türk Sinemasının gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından ve emekçilerinden biri. Ahmet Mekin, kısa süre önce üzücü bir kaza geçirdi ve ameliyat oldu. Kendisiyle hem hasret giderdik, hem de geçmişi andık. Türk sinemasının mihenk taşlarından ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ın Cemşit’iyle sohbetimize buyurun.
ALEV GÜRSOY CİMİN
Çok geçmiş olsun. Bizi çok korkuttunuz. Nasılsınız Ahmet Bey?
İnan ben de çok korktum ve gerçekten büyük bir kaza atlattım. Hani derler ya ‘Verilmiş ekmeğin varmış’ diye, sanırım tam da öyle. İyi olmaya çalışıyorum fakat çok fazla ağrılarım var. En kalın bacak kemiğim kalçaya kadar kırık. Hareket imkânım sıfır. Bir de ben hep yürüyüş yapmaya alışkın bir insanım. Şimdi birden yatağa mahkûm olunca hayatım tersine döndü. Psikolojik olarak çöküntü oldu benim için.
Nasıl oldu o talihsiz olay peki?
Yürüyüş yapıyordum ve arkam dönüktü. Tam çarşının göbeğindeyiz. Bana vuran adamın da arkası dönük. ‘Çocuk çaptı’ demişler ama öyle değil, 30’lu yaşlarda bir adamdı. Köpek havlayınca korkmuş. Şikayetçi de olmadım çünkü adamın da suçu yok ki. Köpekten korkmuş. (Gülüyor)
Şimdi nasıl hissediyorsunuz?
Aslında bir ay kadar hastanede kalmam gerekiyordu ama orada da kalamadım. Çünkü aşırı yoğundu. Tanıyan, tanımayan çok insan ziyaretime geliyordu. Duyan geldiği için o kalabalığa engel olunamadı. Ben de kimseyi kırmak istemem. O yüzden hastane de beni taburcu etmekte buldu çareyi. Ben bile ömrümde böyle yoğunluk görmedim.
"ÖLMEDEN ÖLDÜRDÜLER BENİ KIRGINIM"
Evde zor olmuyor mu peki? Kim bakıyor şu an size?
Ev daha konforlu çünkü ziyaretçi kabul etmiyoruz. Daha korunaklıyım. Kızım zaten başımda jandarma gibi, koruyup kolluyor beni. İnsanlara da durumu kırmadan kibarca izah ediyor. Bir süre sonra da diğer kızım gelecek. Dönüşümlü idare edeceğiz. Ama sevilmek gerçekten çok güzel bir his. Bu kadar sevildiğimi görmem bana ilham oldu. Tek üzüntüm ölmeden öldürmüşler beni. Çok kırıldım, kızdım da.
Sosyal medya ne yazık ki bunu yapıyor. Siz kullanmıyorsunuz sanırım?
Asla kullanmıyorum. Kullanmam da. Ben akıllı telefona bile yıllardır geçmedim. Orası çok kirli ve yalan yanlış bilgilerin dolandığı yer. Bir sabah uyandık, ‘Ahmet Mekin vefat etti’ diye bir haber. Ne bu şimdi yani? Çok mu meraklılar ya da hevesliler ölmeme. Sanırım bu işten para kazanıyorlar yoksa durduk yere bir insanı lafta da olsa öldürmezsin. Bu da bir cinayet aslında.
Bu kadar kötü mü etkilendiniz?
Elbette. Yakınlarımızı hiç mi düşünmüyorlar? O haberi alınca kahrolacaklarını hiç mi düşünmüyorlar? Ne olsa yaşı da var. Zaten gidici… Bu anlayış çok arızalı ve hastalıklı.
"EŞİM, MANEVİ BİR GÜÇMÜŞ ARKAMDA YOKLUĞUNU ÇOK HİSSEDİYORUM"
Şu an ekranda olmak ister miydiniz?
Bu şartlarda zor. Bir kez sağlığım el vermez. Bir de uzun zamandır İstanbul’dan uzağım. Yoksa teklifler çok geldi. Hatta birkaç yıl evvel bir dizide de oynadım ve genç nesille oynamak güzeldi. Ama şimdi zor. Artık hatıralarla yetineceğiz ve biraz da tabii bizden sonra gelenlerin önünü açacağız. Sevgili eşim öleli tam 5 yıl oldu, o süreçte birtakım işler geldi ama istemedim. Karım bir manevi güçmüş benim arkamda. Hayata küsmedim ama eşim yokken içimde hiçbir şeyin heyecanı yok. Oyunculuğun bile.
Erdek’e taşınma fikri zor olmadı mı, yıllardır oradasınız?
Hiç zor olmadı. Ben İstanbul’da asla yaşayamam. Boğulurum. İstanbul eski İstanbul değil. O gürültü patırtı, anlamsız koşturmaca ve yarışları asla kaldıramam. Benim İstanbul’um gitti, başka bir İstanbul geldi. Zaten benim yaşımda pek adam kalmadı. Tüm dostlarım öldü be! Herkes bir gün öleceğini bilir. Ama sonuçta hatırlarda yaşayacağız. Sanatçılar yaptıkları kalıcı eserlerle ölümsüzdür.
"KADIN GERÇEKTEN DEĞER GÖRDÜĞÜ YERDE OLMALI"
Bu soru yıllardır sorulur; peki siz Asya olsaydınız, Cemşit’i mi yoksa sevdiği kadını bırakan İlyas’ı mı tercih ederdiniz?
Bir kadın bence kendini savuranı değil; kendini koruyup sahipleneni, gerçekten değer vereni seçmeli. Ben erkek olduğum için bir kadın kadar güzel bir yanıt veremem. Onların aşkı, duyguları daha güçlüdür. Aşk, sevgi hepsi zamanla bitiyor ama güven, saygı, sadakat hiç bitmiyor. Kadın gerçekten değer gördüğü yerde olmalı. Cemşit esaslı bir sevendi. Ve orada çok güçlü bir kadın imajı vardı. Türkan bunu müthiş becerdi. O filmde güçlü bir kadın imajı vardı. Bunun kimse altını çizmedi. Konu hangi erkeği tercih eder değildi!
Sizce asıl konu neydi?
Bak bugün çalışan kadınlar bile şiddet görüyor. Ama eşlerini bırakmaya cesaret edemiyorlar. O ekonomik güce rağmen... Ama Asya köylü kızı, hiç çalışmamış ve köyüne gelen tanımadığı bir adama aşık olmuş. Adam onu aldatıyor. ‘Parasız, pulsuz, kimsesiz ne yaparım?’ diye düşünmeyip hemen evi de kocayı da terk ediyor. Bugün birçok kadın eşinin yaptığını görmezden gelebilir ya da affedebilir. k Eskinin büyüsü neden yok? O ruh başkaydı, bir daha yakalamak mümkün değil. ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ın bir daha ne benzeri ne de yenisi yapılabilir. İçinde güzel bir aşk var, güzel bir yaşam var, güçlü bir kadın var. Kadın bir yaşındaki bebeğini kucağına alıyor ve sevdiği adamı terk ediyor. Öte yandan onu artniyetsiz koruyan bir adam var, Cemşit. O bakışlar, o diyaloglar, o dram... Küçük çocuklar bile soruyorlar bana filmi. Ne büyük gururdur oradaki Cemşit’i oynamak.
Bayrama dair ne söylersiniz?
Kadınların ölmediğin, çocukların hep gülümsediği, insanların ekonomik zorluk yaşamadığı, herkesin birbirini sevdiği tüm günler bana göre bayram. Her şey çok güzel olsun. Herkes mutlu olsun. Bu ülke bunu çok hak ediyor.
"SEVGİ EMEKTİ VE ÇOK EMEK VERDİK"
Kendi ölüm haberinizi duyunca ne hissettiniz?
Güldüm. Kızdım. Sonuçta bir yığın sevenimiz var. Bir gün öleceğiz, yakındır. Hepimizin gideceği yer orası ama ölmeden de öldürmeyin kardeşim. Beni sağcısı da solcusu da her kesim seviyor. Sonuçta biz de halkımızı çok sevdik emek, verdik. Sevgi neydi? Emekti. Biz de o emeği vermeye çalıştık. Duruşumuzu hiç bozmadık. Skandallara karışmadık. Gerçi bizim dönem hep öyleydi. Yeşilçam dupduruydu, tertemizdi. Biz halkın içinden geldik. Çok yokluk çektik. Mücadele verdik. O dönem çok temizdi. Doğa, insan, sektör hiçbir şey bozulmamıştı. Biz iyi olmayı seçtik. Bugün, her şey için ‘iyi ki’ diyorum.
-
Cüzdanın içine 1 parça koyun! Bolluk, bereket ve parayı mıknatıs gibi çekiyor, zenginliğin anahtarı onda saklıymış!
-
Güvercin gübresiyle beslediler! Tamamen doğal: Verimi tamamen artırdı
-
Yeni kan grubu keşfedildi! Dünyada sadece 1 kişide bulunuyor: 68 yaşındaki kadında tespit edildi
-
Sıcak suya 1 kaşık ekleyip içmek yetiyor! Bel, basen ve göbekteki yağları cayır cayır yakıp 90-60-90 vücuda kavuşturuyor!
-
Yüzde 100 doğal sindirim ilacı! Bağırsakları motor gibi çalıştırıyor: Kabızlığı bıçak gibi kesiyor