SERAL CUMALI

seral.cumali@posta.com.tr

Yüksel Uzel (evlenmeden önceki soyadı Katmer), 19 Nisan 1950’de doğar. Annesi Çerkez, Gürcü asıllı Rizeli olan babası müteahhittir. Babalarını kaybedince iki ağabeyi, bir ablası olan Yüksel liseyi terk eder. Zor günler başlar Katmer Ailesi için. 1970’te, 20 yaşındayken Ankara’da halde sebze-meyve ticareti yapan Kemal Uzel’le evlenir. Bir yıl sonra kızları Arzu (Uzel) dünyaya gelir.

Fakat bu evlilik çok fazla sürmez. Yüksel Uzel, eşinden ayrılır ve 1975’te; 4 yaşındaki kızını da yanına alarak Ankara’dan İstanbul’a taşınır. Sesi çok güzeldir, müziğe meraklıdır. İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girer. Bir yandan da dönemin ünlü kemancısı Özer Altın’dan ders alarak sahneye hazırlanır.

1978’de ‘Gazinocular Kralı’ Fahrettin Aslan’dan teklif alır. Büyük Maksim Gazinosu’nda sahneye çıkmaya başlar. Dönemin en beğenilen assolistlerinden olur. 1983’te çıkardığı ‘Bir Seni Bir Gülü Öptüm’ albümünün ardından 1987’de ‘Yıllar Yorgun Ben Yorgun’u çıkarır. Bu şarkı çok sevilir...

O dönemde adet olduğu gibi Yüksel Uzel de film çevirir. Tarık Tarcan’la ‘Islak Sokak’ filminde başrol oynar...

Hayata mucize dönüş

Yüksel Uzel şöhretin doruğundayken şok bir hastalıkla sarsılır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Çok sevdiği dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın araya girmesiyle dünyaca ünlü Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in İsviçre’de yaptığı ameliyatla hayata döner Yüksel Uzel. Ama profesyonel sahne hayatına veda eder. Yüksel Uzel bir röportajında şöyle anlatır: “38 yaşında, sanat yaşamımın en parlak dönemindeydim.

Ve bir gün anevrizma denilen ölümcül bir hastalıkla karşı karşıya kaldım. Kafamın içinde iki balon patlamaya hazır bomba gibiydi. Allah bin kere razı olsun Gazi Yaşargil’in o maharetli elleri sayesinde hayata yeniden tutundum.

Ancak yaşamımı devam ettirmem için bir de şartı vardı. Benden, kalabalık, sigara içilen ortamlardan uzaklaşmam ve sahnelere çıkmamam konusunda söz istedi. Ben de o sözü tuttum ve o gün sahneyi, müziği bıraktım...”

Yüksel Uzel sahneyi, müziği bırakır ama Özal’ın vefatı üzerine 1993’te ‘Sensiz Bu Yaz’ adlı son plağını çıkarıp ona vefa borcunu öder adeta. Yüksel Uzel’in Özal Ailesi’ne yakınlığından dolayı İsviçre’deki ameliyat parasının hükümet tarafından ödendiği de yazılır o günlerde.

Yüksel Uzel yıllar sonra bir röportajında bu konuyla ilgili şu açıklamayı yapar: “Pahalı ameliyatlardı doğru ama kimsenin bilmediği şey Gazi Yaşargil’in benden tek kuruş para almamış olmasıdır...”

Johannesburg’da yeni hayat...

Yüksel Uzel bambaşka bir yaşama başlar. İstanbul’da kedileriyle birlikte sürdürdüğü sakin yaşam; bir gün Ankara Dedeman Oteli’nde İhsan Börekçioğlu ile tanışıncaya kadar sürer. İhsan Bey, Güney Afrika’da ticaret yapan bir işadamıdır. Yüksel Uzel bir röportajında şöyle anlatır: “1997’de tanıştık. Deliler gibi aşık oldum ona. O Güney Afrika’daydı, bazen Türkiye’ye geliyordu.

Önce karşılıklı gittik, geldik. Sonra 2000’de radikal bir karar verip her şeyimi satıp epeyce yüklü bir miktarla Güney Afrika’ya (Johannesburg) geldim ve bu araziyi aldım. Bu araziye bir villa yaptırdım. Ve ardından evlenip tümüyle birlikte yaşamaya başladık. Başladık ama aynı tarihlerde ayrılmaya da karar verdik! Onun da misyonu beni burayla tanıştırmakmış...”

Yüksel Uzel eşinden ayrılır ama Johannesburg’dan ayrılamaz. “Ülkeyi, havasını sevdiğim için burada kaldım. Kafa dinlemek için dört dörtlük bir yer” diye anlatır Güney Afrika’da kalma nedenini. Boşanma kararı 2003’te alınır ama ancak 2008’de boşanabilir Yüksel Uzel’le İhsan Bey. Eşinden ayrılınca Johannesburg’daki evini oda-kahvaltı pansiyona çevirir bir zamanların ünlü assolisti...

Yüzme havuzlu bahçesini, papağanını, tavus kuşlarını, kedilerini, pansiyonerlerle paylaşır. İsviçre’de iyi bir eğitim görmüş, Amerika’da iş kurmuş olan kızı Arzu da Güney Afrika’ya taşınır. Yüksel Uzel, torunu Nur Kemal’le de yakından ilgilenme fırsatı bulur burada. Türkiye’ye 2010 yazında gelir; Kuruçeşme Arena bir geceliğine gazino olur ve Yüksel Uzel hayranlarıyla hasret giderir...