Kurucusu ve sahibi olduğu Duru Tyatro’yu Ataşehir’e de taşıyan tiyatrocu ve oyuncu Emre Kınay ile buluştuk. ‘Sevgili Geçmiş’ dizisiyle ekrana dönen oyuncu ile hem yeni dizisini hem de tiyatronun onun hayatındaki yerini konuştuk. evlenecek ya da evlenilecek bir adam olmadığını söyleyen Kınay, yeni oyuncuları da “80 milyonluk ülkede toplasan 10 iyi genç oyuncu sayamam. Kafayı doldurmadan ceplerini doldurma derdindeler” diye eleştiriyor.
Alev Gürsoy CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
Duru Tiyatro artık Ataşehir’de tiyatro severlerle buluşacak. Tüm enerjinizi tiyatroya harcarken yorulmuyor musunuz?
İnsan aşktan yorulur mu hiç? Bu işe ömrümü verdim ama verirken de büyük zorluklarla mücadele ettim. Açtığımız salonlar hep başımızı ağrıttı. Kurulduğumuzdan beri üçüncü salonumuz bu. Moda’daki salonumuza yeni bir dava açıldı.
Yeni bir salon açarken, diğerine tahliye davası açılıyor.
Neden dava açılıyor?
5 Ocak 2008 tarihinden beri Kadıköy Anadolu Lisesi’nde bulunan Duru Tiyatro Sahnesi içinokul aile birliği tahliye kararı çıkarmıştı. Oysa İlçe Milli Eğitimi tarafından yapılan ‘Okul binalarını yaşam alanına çevirelim’ projesi kapsamında bize teklif edilmişti.
Biz bir yeri cazibe merkezi haline getirdiğimiz zaman da “Hadi siz çıkın, biz gelelim” diyorlar. Şimdi Water Garden’ın içindeki bu sahneyi açtık ama Moda’dan gelen yeni bir dava ve tahliye haberiyle canımız sıkıldı. Asıl bunlar yoruyor; oyun yapmam gerekirken 38 ayrı davayla uğraşıyorum.
Siz de çareyi yeni bir salon açmakta buldunuz sanırım...
Tiyatro bitmemeli. 15 milyon nüfuslu bir şehirde belediyelerin yapması gerekeni biz tiyatrocular yapıyoruz. Ben neden salon işletmeciliği yapayım? Bunları belediyeler yapmalı, biz de gelip makul bedellerle kiralamalıyız. Biz yapınca feci fiyatlar ödüyoruz.
İyi para kazanıyor musunuz ki o kadar ödeme yapabiliyorsunuz?
Tabii ki hayır! Sahibi olup da tiyatrodan para kazananı görmedim. Oyuncular yevmiyelerini alırlar ama onlar da iyi kazanamaz. Bunu dizi oyunculuğuyla karıştırmayın. Dizi oyuncuları iyi kazanır. Birçok dizi oyuncusu da tiyatroyu dizilerini cilalamak için kullanıyor. Mesela dizileri yokken geliyorlar ve “Dizi yokken tiyatro yapayım ki görünür hale geleyim” diye bakıyorlar olaya. Bu çok acı. Salonları doldurabiliyor musunuz? Sadık bir tiyatro izleyicisi var mı? Yok, maalesef.
O halde bu çaba niye?
Ülke için. Birilerinin bunu yapması gerek.
"Tiyatro bu ülkeye ne katıyor?" diyenler yüzünden gelişemiyoruz
Acı ama “Tiyatro ülkeye ne katıyor ki?” diyenler de çok...
Böyle düşünenler yüzünden gelişemiyoruz. Yıllar önce bir usta evimize ahşap parke döşüyordu. Bana ne iş yaptığımı sordu. “Tiyatrocuyum” dedim. Küçümsedi. “Amaaan tiyatro ne işe yarar ki... İyi bir meslek seç” dedi.
Parke döşemesi bittiğinde ortaya berbat, estetikten yoksun bir iş çıktı. Ustayı çağırdım ve “Hayatında biraz sanatla ilgilenseydin, birkaç tiyatroya gitseydin, birkaç resim tablosuna baksaydın, bu parkeleri bu kadar yamru yumru döşemezdin” dedim.
Yani “Sanat öğretir” diyorsunuz…
Elbette. Sürekli şiddetten, terörden, silahlanmadan bahsediyoruz ve bunları çocukların gözü önünde konuşuyoruz. Sanat hiçbir işe yaramasa başkasını ve kendi gibi olmayanı sevmeyi öğretir. “Sanatsız kalan milletin can damarlarından biri kopmuştur” diyen bir liderin kurduğu ülke 2019 yılında böyle olmamalıydı!
Sanat, insanın insanca yaşayacağı alanları yaratır size. Çünkü sanat seven müteahhit kötü görünen bina yapmaz, yapacak olsa rahatsız olur. Estetik duygusu buna müsaade etmez.
Sanatçıları seviyoruz ama sanırım...
Hayır! Toplum olarak sanatçıları değil artistleri seviyoruz. İkisi aynı şey değil.
Tepki olarak belediye başkanlığına aday oldum 40 bin oy aldım
30 yılda bir gün bile tiyatrodan sıkılmadınız mı?
Bilakis doyamıyorum.
Sanata bu kadar aşıkken, yerel seçimlerde Kadıköy’den başkan adayı olmanız niyeydi peki?
Bu ne siyasetti ne de macera… O bir protestoydu. Kadıköy 30 yıldır iyi yönetilmediğinden tepki olarak aday oldum ve 40 bin oy aldım. Kadıköy’ün durumu sanıldığı gibi güllük gülistanlık değil. “Kadıköy sanatın başkenti” diyorlar ama Kadıköy Belediyesi’nin sanatçılara en ufak desteği olmadı. Bütün o tiyatroları biz yaptık. Bir de kalkmış “Tiyatrolar cennetiyiz” diyorlar.
Bir sanatçının siyasileşmesi kulağa pek hoş gelmiyor sanki...
Ben hiç siyasi olmadım. Benim partim de yok. İyi Partili değilim mesela ve aday olurken bile bu partiye üye olmadım. Sadece bana aday olmam için fırsat verildi, o kadar. Ben hayatla ilgili görüşümü söylemekle mükellefim. Sanatçı, iktidara gelen babasının oğlu bile olsa ona yanlışını söyleme sorumluluğu taşır. Bu anarşizm ile karıştırılamaz, hiçbir sanatçı da bunu onaylamaz.
Özel hayatım yok, sadece kızımla ilgileniyorum
Gelelim ‘Sevgili Geçmiş’ dizisine. Ece Uslu ile başroldesiniz. Hayırlı olsun.
Çok içime sinen bir iş oldu. İzleyicinin de çok sevdiğini düşünüyorum. Senaryo ve ekip çok iyi. Entrika dolu, hoş bir hikâye.
Özel hayatınız nasıl gidiyor?
Özel hayatım yok. Sadece kızımla ilgileniyorum. Onun dışında hep sahne ve çekimler. 50 yaşındayım artık ve kendime biçtiğim bir emeklilik yaşı var. Onu bekliyorum. Emekli olurken de istiyorum ki aşağıdan sağlam gelsinler. Ama maalesef gençler aşağıdan sağlam gelmiyor.
Bu ne demek?
Artık iyi oyuncu yetişmiyor. Gençler kendilerini geliştirmiyor, üstelik egoları çok şişik ve şişiriliyor. Kazandıkları paraları hep kazanacaklarını, sokakta ilgiden yürüyemeyeceklerini zannediyorlar ama yanılıyorlar. Çünkü hayat öyle değil. Bu gerçekle yüzleşince de depresyona giriyorlar. Mütevazı davranamayacağım. Benim jenerasyonum gibi sürdürülebilir bir asgari azim ve sevdaya sahip olmaları gerekiyor.
Gençlerden hiç umudunuz yok mu?
Soruyorum size; bu gençler kaç roman okuyor, kaç film izliyor, hangi müzeleri geziyor? Bu sözlerim tüm genç jenerasyon için geçerli. Genç oyuncular kendine sorsun; en son hangi sanat sergisine gitmişler? Yetenek önemli bir şey değil. Sadece güzellik yakışıklılık da yetmez. En önemli şey bilgidir.
80 milyonluk ülkede toplasan 10 iyi genç oyuncu sayamam
Neden genç kuşaktan bu kadar dertlisiniz?
Genç kuşaktan dertli değilim, umutsuzum. Bir an evvel bilinçlenmelerini istiyorum. Beğendiklerim de var. Kıvanç’a (Tatlıtuğ) bayılıyorum mesela. Son derece iyi bir oyuncu oldu. 80 milyonluk ülkede toplasan 10 iyi genç oyuncu sayamam. Kafayı doldurmadan ceplerini doldurma derdindeler.
Yeni jenerasyon yeteri kadar iyi olmadığı için mi sürekli eskiye bir özlem var?
Neden o isimleri hâlâ arıyorsunuz, bilmiyorum. Ben aramıyorum kendi adıma. Hepsi çok kıymetli, çok sevdiğim isimler ama ben daha yeni şeyler arıyorum. Onların getirdiği bu iyi yeri bir adım öteye nasıl götürürüz derdindeyim. Ahmet Mekin kalibresinde aktörler görmek istiyorum.
Günlük yaşamda sizi en çok sıkan şey ne?
Ülkemizdeki kavga dilinden sıkıldım. Sokakta, siyasette, sanatta, magazinde her yerde gergin dil hakim. Ahilik, sufilik bu topraklardan çıktı. Mevlânâ bu toprakların insanı.
Ben evlenilecek adam değilim
Magazinle aranız nasıl?
Ne izlerim, ne de malzemesi olurum. Magazine malzeme olamayacak kadar sade bir hayatım var.
Aşk var mı?
Hayatımda kimse yok. Zaten hangi kadın bu mesai koşullarına tahammül eder ki? Benim aşkım kızım. Onun doğru düzgün bir insan olması için elimden gelen çabayı gösteriyorum.
Ciddi bir ilişkiniz olsun istemez misiniz?
Evlenecek ve evlenilecek bir adam değilim. Şu anda durum bu… Aslında evcimenim. İşim biter bitmez eve koşarım. Ekmeğimi bile kendim yaparım. Mutfakta şahaneyimdir. Ama aşka vakit yok.
1 lira çalmakla 1 milyon çalmanın aynı olduğunu kavrayan bir çocuk yetiştiriyorum
Nasıl bir kız çocuğu yetiştirmek istiyorsunuz?
Cinsiyeti önemli değil, iyi insan olsun istiyorum. Ahlakı belden aşağı olarak algılamayan, ruhu ahlaklı, bir lira çalmakla bir milyon çalmanın aynı şey olduğunu kavrayan bir çocuk olarak yetiştiriyorum. Ülke, Duru’nun doğduğu günden daha kötü durumda. Fakat umudu kaybederseniz hayatı kaybedersiniz.
Duru da sizin gibi sanatla ilgili mi?
Çok değil. Resim, heykel ve müziği seviyor ama eğilimi yok. Bir ara “Oyuncu olayım mı?” diye konuştu ama herhangi bir girişimde bulunmadı. Zaten şimdiki genç kuşak oyuncular gibi olacaksa bu işe bulaştırmam.
- Boğazımı tutamıyorum diyenleri zayıflatıyor! 1 hafta boyunca sabah akşam deneyin: Yağları kapı dışarı ediyor, 90-60-90 fiziğin sırrı buymuş
- 1 yemek kaşığı tereyağına ekleyin! Kuru öksürüğü tak diye kesiyor: Vücudun direncini artırıyor
- Süzüp kaşık kaşık tüketin! Kalsiyum depolarını dolduruyor, kemikleri beton gibi yapıyor
- Kuaför masrafından kurtarıyor! Bıyık ve kaşın uzamasını engelliyor: Epilasyondan daha etkili
- Kilis'te hasadı başladı! Kilosu 50 TL: Canan Karatay da onu öneriyor, kemikleri beton gibi yapıyor, E vitamini kralı