Pazar Postası Haluk Levent: Son yıllarda yaptıklarım kendimi daha da çok sevmeme neden oldu. Bu iyilik hareketi beni güzelleştiriyor
Paylaş
Haluk Levent: Son yıllarda yaptıklarım kendimi daha da çok sevmeme neden oldu. Bu iyilik hareketi beni güzelleştiriyor

Eskiden olsa “Şahane besteleri, güzel sesi, güçlü yorumu…” diye başlardım söze ama artık Haluk Levent’in adını duyunca aklımıza ilk gelen iyi insan olabilmekle ilgili kavramlar ve yardımlar... Geceleri rock star gündüzleri ise iyilik peşinde koşan biri. Zor durumda olan tüm canlılara yardım için kurduğu Ahbap Derneği’nde, binlerce gönüllüyle birlikte insanların ve hayvanların yardımına koşuyor. Yaptığı şahane çalışmalar nedeniyle kimileri onu süper kahramana benzetiyor. Ama o, bu tür benzetmeleri kabul etmiyor. “Yolumuz insanlıktan geçiyor, dünyayı da iyilik kurtaracak. Ben sadece olması gerekeni yapıyorum” diyor. Ünlü sanatçı ile hem Ahbap yolculuğunu hem de hayatı konuştuk. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr

Sürekli iyilik peşinde koşmak sizi yormuyor mu?

Haberin Devamı

Yorulmuyorum, bilakis bu iş beni dinçleştiriyor. Dünyada Ahbap gibi bir oluşum yok; düşünsene arkasında bir örgüt, bir lobi faaliyeti, bir düşünce kuruluşu, bir vakıf, iktidar, muhalefet, cemaat ya da tarikat olmayan sadece ve sadece kalbiyle çalışmak isteyenlerin buluştuğu bir platformdasın. Sadece tüm kalbinle, hiçbir menfaatin ya da beklentin olmadan insanlara iyilik ediyorsun. Sence de kendini mutlu etmenin yolu bu değil mi ?

Hiç siyasete bulaşmadan bunu yapmak hakikaten büyük başarı. Kendinizi nasıl koruyorsunuz?

Mesafeliyiz çünkü. Hiçbir siyasi söylemde bulunmuyoruz. Kimseye taviz ve prim vermiyoruz fakat toplumsal konulara da duyarsız kalmıyoruz. Erkek şiddeti ve kadın cinayetleri, çocuk hakları, ensest mağdurları, hayvan hakları ve şehitler önceliğimiz. Hatta grevler konusunda da duyarlıyız. Dünya görüşümüz politik ancak toplumun her kesimini ilgilendiriyor. Ahbap Derneği gönüllüleri içinde sosyalist olan da var milliyetçi olan da… Önemli olan yardım kolilerinin ihtiyaç sahibi olanlara ulaşması ya da bir hasta kızımızın tedavi edilmesi. Dil, din, ırk gibi kimliklerin önemi yok. Ana temamız insan ve iyilik, o kadar!

Haberin Devamı

GÜVEN ENDEKSLERİNDE 1 NUMARA OLMAK ÇOK ANLAMLI DEĞİL

Sanatçı kimliğinizin yanında toplumun en güvenilir insanı haline geldiniz. Bunu bekliyor muydunuz?

Güvenilir olmak önemli ama ben hiçbir şeyi bir beklenti için ya da bir şey olmak için yapmadım. Ne yapıyorsam kendi iç huzurum, mutluluğum için yapıyorum. Beş yıldır sayısını bile hatırlayamadığım yüzlerce ailenin evine konuk oldum. Kimi zaman bir günde üç-beş ailenin evine gittim. Çok insana dokunduk, yardım ettik. 400’e yakın hayırseverin evine gittim, onlara menemen yaptım, sabah kahvaltısı hazırladım, yemekler pişirdim.

Başkaları için kendi hayatınızı ıskaladığınızı hissediyor musunuz bazen?

Hayır, bu bir yaşam biçimi. Hatta şu sıralar bir türkü albümü ve bir de kitap çıkarıyorum. Sesim yerinde, şarkılarım, türkülerim yerinde neden sanatımı ihmal edeyim?

Güven endekslerinde hep 1 numarasınız. Önceden de mi böyle hayırsever miydiniz?

Haberin Devamı

Son üç yıldır tüketici güven endeksinde bir numarayım ama ben bir melek değilim. Sadece insan olmaya, güzel şeyler üretmeye çalışıyorum. Çocukluğumdan beri merhametli olduğumu düşünüyorum. Ama hâlâ eksiklerim var.

AHBAP, İZMİRLİ 30 DEPREMZEDENİN BEŞ AYLIK EV KİRASINI ÜSTLENDİ AMA BÜYÜK ŞİRKETLER BÖYLE ZAMANLARDA ORTAYA ÇIKMALI

Ensest mağduru bazı çocukların size “Baba” dediğini duydum, doğru mu?

Evet, benim şu anda 10’a yakın çocuğum var. Hepsi bana “Baba” diyor. O çocukların hepsine ve ailelerine yardımda bulunduk. 30’a yakın aileyi Ahbap olarak koruma altına aldık. Hatta şehirlerini bile değiştirdik. Onları her türlü garantiye alıp işlerini, okullarını ayarlayıp onlara yaşam alanı sağlıyoruz. Onlar benim de çocuklarım artık.

30 Ekim’de gerçekleşen İzmir depremi için de hemen yardıma koştunuz. Orada gerçek yardımsever insanlar dışında işin şov kısmında olanlar var gibi... Onlar için neler söylersiniz?

Kimseyi yargılayamam ama 91 saat sonra enkazdan çıkarılan Ayda, köfte ve ayran istemişti. Ayda’ya köfte gönderen markalar “Kızımız Ayda’ya köfte bizden ama bin ailenin bir aylık köftesini de veriyoruz” diyebilirlerdi. Bence marka sahiplerinin bilgisi dışında bunu onların ajansları yayıyor. Güçleri var, paraları var. Yapsınlar yani! Ya da o an popüler olan bir çocuğun değil 100 çocuğun eğitim masrafını üstlensinler ki insanlara samimi gelsin. Herkes elinde köfte hastaneye koşuyor, reklam yapıyor bu ne ya! Binlerce çocuk var köfteye, eve ihtiyacı olan. Mesela yarın yağmur yağsa çadırdakiler ne yapacak? Depremzedeleri önce evlere yerleştirmeliyiz. Büyük şirketler böyle zamanlarda neredeler? Biz Ahbap ailesi olarak 30 ailenin 5 aylık ev kirasını üstlendik ama gücümüz belli. Herkesin bu kira yardımına girişmesi lazım.

Haberin Devamı

Siz bunu şova çevirmemeyi nasıl başarıyorsunuz?

Halk için bir şey yaptığımızı herkes görüyor. Hakikaten sahada olmak ve yürekten olmak önemli. Emek, emek, emek. Her şey emekten geçiyor

HER 10 YARDIM TALEBİNDEN ÜÇÜ SAHTE

Sizi suistimal eden kişiler çıkıyor mu?

Haberin Devamı

Bize gelen 10 yardım talebinden üçü sahte hesaplardan. Bazen yanılabiliyorduk ama şu anda o yanılgı da bitti. Artık çok daha titiziz ve çok iyi araştırma yapıyoruz. Gerekli belgeleri almadan yardım yapmıyoruz. Misal biri “Bebeğime bez alamıyorum” diye tweet atıyor. O tweet’i attığı telefonu satıp yerine biraz daha ucuz bir şey alsa yüz tane bez alır. Sosyal medya aldatmaca dolu. Sahte hesaplardan çok bunaldık. İnsanlar yardım yapacağı yerleri çok iyi araştırsın. Yani “Bebeğime bez alamıyorum” diyenlerin yüzde 90’a yakını bunu aslında istismar ediyor. Bunları tespit ettik.

ESKİDEN GÜZELLİK YARIŞMASINDA BİRİNCİ OLANLAR YA ARTİST YA SUNUCU OLDU AMA ONLARI İNSANLARA YÖNELİK FAALİYETLERDE DE GÖRMEK İSTİYORUZ

Tüm bu sosyal kimliklerinizden sıyrıldığında Haluk Levent nasıl biri?

Benim de herkes gibi bir dayanma sınırım vardı ama son dört yılda iyice törpülendim. Sabırlıyım, kimseyle kavgam yok. Bazıları gündem zannediyor ama gündeme gelmek için yardımsever gibi görünmeye ihtiyacım yok. Zaten sanatçıyım ve sesime güveniyorum. Konserlerim hep dolu olur. Paramı kazanıyorum konserlerden ama ben çocukluk hayallerime sadık kalmaya çalıştım.

Neydi çocukluk hayalleriniz?

Eskiden güzellik yarışmalarında güzellik kraliçesi seçilen kadınlara “Elinde bir sihirli değnek olsa ya da milli piyangodan 10 milyon çıksa ne yapardın?” diye sorulurdu. Onlar da ya “Çocuklara yardım edeceğim” ya da “Bütün dünya için iyilik hareketi başlatacağım” derdi. Şöyle bir baktım da güzellik yarışmalarında ilk üçe girenlerin çoğu şimdi sunucu, şarkıcı, artist olmuş ama hiçbirinin insanlık için bir faaliyeti yok.

Çocukluk hayallerine sadık kalmak konuşarak, hayal ederek değil, çalışarak olur. Şimdi para kazanıyorlar ama insanlar için koşturuyorlar mı bilemiyorum. Benim çocukluk hayalim dünya için, ülkem için bir şey yapmaktı. Ben ekonomik yönden en zayıf olduğum dönemlerimde bile Lepra Hastanesi için gönüllü çalışıyordum. İnsanın içinde olmalı bence.

ÇOCUKLARINIZI SÜNNET ETTİRİN AMA SÜNNET DÜĞÜNÜNE NE GEREK VAR? NEYİ KUTLUYORUZ?

“Aslında bizler şanssız bir neslin evlatları olarak büyüdük” dediniz. Biraz açar mısınız?

Erkeğin ön planda olduğu, kadının adının olmadığı, erkeğe sünnet töreni yapıldığında kız çocuklarının ona masum masum baktığı bir ayrımcılıkla büyüdük. Çocuklarınızı sünnet ettirin ama düğününü yaptırmayın! Ne gerek var? Neyi kutluyoruz? Erkeğin çok ön planda olduğu bir toplum muamelesi yapmayın.

İLK İŞ ÇADIRDA KALANLARI EVLERE YERLEŞTİRMEK OLMALI

Şu anda İzmir’de neler yapıyorsunuz?

İzmir’de ilk günden itibaren sadece Ahbap Platformu olarak görev almadık. İçinde ihtiyaç haritasının, Ahbap’ın ve TİDER’in de olduğu yaklaşık 38 STK’dan oluşan bir STK Afet Platformu oluşturduk. Bizler STK Ahbap Platformu olarak AFAD, Kızılay, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Valiliği ile ortak çalışma kararı aldık ve bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gelen yardımların dağıtılması konusunda depolardaki görevlendirmeler için STK Afet Platformu’nun çok gönüllüsü var.

Yardımlar gerçekten yerlerine ulaştırılıyor, bu konuda herkes müsterih olsun. Biz de gelen yardımları koordine ediyor ve ilgili yerlere dağıtılmasını sağlıyoruz. Bayraklı Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve diğer zarar gören ilçeler için AFAD ve Kızılay ihtiyaç durumuna göre depremzedelere ulaştırıyor. Bizler de hem yardımcı oluyoruz, hem de ihtiyaçları belirleyip AFAD yetkililerine bildiriyoruz. Şu anda en başta yapmamız gereken şey; çadırda kalanların bir an önce evlere yerleştirilmesini sağlamak olmalı.

ANNEM BANA HEP ‘OĞLUM BİRAZ DA TÜRKÜ OKU’ DERDİ

Bir albüm hazırlığındasınız. Dinleyicilerinizi neler bekliyor?

Annem bana hep “Oğlum biraz türkü oku” derdi. Onu kaybettikten sonra bu bir vasiyet gibi geldi bana. Kendi tarzımda okuduğum 12 türkü var. Sevgili Ceylan Ertem, Melek Mosso, Cem Adrian ve Oğuz Aksaç bana düet yaptı. Annemin hatırına olduğu için albümün ismi ‘Vasiyet’ olacak ve yakında çıkacak.

Anneniz ne güzel bir evlat yetiştirmiş, iyi ki vasiyetini yerine getirmişsiniz.

Bizleri yetiştiren sadece anneler değil, bizler sevginin gösterilmediği kötü dönemlerde yetiştik. Ben de bunu yaşadım. Bizler iyi çocukluk geçirmedik. Okuduğumuz yazarlardan, çizerlerden, şairlerden, şarkılardan beslendik. Yetişmemizde onlar da etkili oldu. Aslında bizler şanssız bir neslin evlatları olarak büyüdük.

TÜRKİYE’NİN EN ZENGİN AİLELERİYLE DE GÖRÜŞÜYORUM SOKAKTAKİ GARİBAN AHMET’E DE SARILIYORUM

Ahbap Derneği size neler kattı?

Çok kötü günler geçirdim ama son yıllarda yaptıklarım kendimi daha çok sevmeme neden oldu. Yaptığım, çabaladığım işleri önce ben takdir ediyorum, saygı duyuyorum. Çünkü insan önce kendini sevmeli. Artık kendime daha iyi bakıyorum, spor yapıyorum, sağlıklı besleniyorum. Bu iyilik hareketi beni güzelleştiriyor.

Özel hayatınızla hiç gündeme gelmiyorsunuz. Bu bilinçli bir tercih mi?

Neden özel hayatımı vıcık vıcık sergileyeyim ki? Nişantaşı’daki soslu yemeği Kadıköy ya da Bakırköy’de yiyemeyeceğinizi mi düşünüyorsunuz? Nişantaşı’na da, Cihangir’e de giderim. Ama devamlı gitmek, oralarda görünmek istemek yaşam biçimime uygun değil. Ben kendine münhasır bir adamım. Türkiye’nin en zengin ailelerinden Sabancı ve Koç’larla da görüşüyorum, sokaktaki gariban Ahmet’le de sarılıyorum. Her kesimden canlarım var.

Yardımsever yönünüz müziğinin önüne geçiyor sanki...

Geçemez, ikisini ayarlıyorum ben. Biz şımarıklık zamanlarını geçtik, bitti o zamanlar. Gece boyu konser verip ertesi gün sabah erkenden başhekimlerin yanına insanların tedavisi için görüşmeye gittiğimi bilirim. Gece rock şarkıcısıyım, sabah bir hastanenin muhasebesiyle hasta tedavisi için pazarlık yapıyorum artık...

Yakında bir kitabınız çıkacak. Konusu nedir?

Konusu, mutluluğu bulmak... İsmine henüz karar vermedim ama kitapta kendimi ve Ahbap’ı anlatıyorum. Bu üçüncü kitabım olacak.