Pazar Postası Mahmut Tuncer: Türkücü deyince kapıcı geliyor kimilerinin aklına halbuki bizim ailemiz çok modern
Paylaş
Mahmut Tuncer: Türkücü deyince kapıcı geliyor kimilerinin aklına halbuki bizim ailemiz çok modern

Türk Halk Müziği sanatçısı Mahmut Tuncer, 40 yıldır kendisiyle özdeşleşen mendiliyle türkü söylüyor, halay çekiyor. Esprili üslubuyla insanların yüzünü güldürüyor. Yeni albümü ‘LO BY’ vesilesiyle buluştuk. Diyor ki: ‘Türkücü’ deyince sanki ‘kapıcı’ geliyor akıllara. Halbuki bizim ailemiz çok ‘moderindir’. Eşim İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. En tembel oğlum üniversiteden terk.

Oya Çınar

Haberin Devamı

oya.cinar@posta.com.tr

Fotoğraflar: Şafak Güven

Yeni albümünüz ‘LO BY’ hayırlı olsun. Özel bir hikayesi var mı?

Albüme adını veren türkü eski bir Urfa türküsü. ‘Lo’ kelimesini bize sosyal medyada insanlar teveccüh edip layık gördü. Adıma benzer şekilde bir sürü caps’ler yayınlıyorlar. Lo, Urfa’da erkeklere hitap şeklidir. Bayanlara da ‘Le’ deniyor mesela. Oradan yola çıkarak koyduğumuz bir isim.

‘I’am Sorry Ne Sorry’, ‘Kar Gördüm Kaydım’ gibi enteresan isimler koyuyorsunuz türkülere. İlginçlik olsun diye mi?

Rahmetli Barış Manço’nun seçtiği yolu ben de Türk Halk Müziği’nde seçtim. 1980 yılından bugüne süren müzik serüvenimde her kasetimde muhakkak vardır böyle espritüel parçalar.

İzzet Altınmeşe, “Erotik türküleri ağzıma sürmem” demişti. Bu konuda nasıl düşünüyorsunuz?

Haberin Devamı

Kiminin ağzına yakışır, kimisine yakışmaz. Önemli olan kendine güven. Sanatta ayrım olmaz. Ben de aşıklama şeklinde türkü okuyamam. Çünkü ağzıma yakışmıyor. Hakkını veremem. Hakkını verebilen her şeyi okur. Dünya dediğin bir mezarlık. Mezarlıkta her şey mübahtır. Kimisi çile çekecek, kimisi güzel günler görecek. Aç kalacaksın, tok kalacaksın. Seçim yapma şansın yok ki. Hayatın içinde her şey var. Dolayısıyla her şeyin türküsü okunur.

HEPİMİZ PAVYONDAN GELDİK

Müzik yolculuğunuz tam olarak nasıl, ne zaman başladı?

Urfa Lisesi’ni 1979’da bitirip Urfa’dan ayrıldım. Ankara’ya geldim. Önce müzik okuluna girdim. O zaman müzik okulu pavyondu. Halk müziğinde birçok sanatçı oralardan gelmedir. İzzet Abi, (Altınmeşe) de, İbrahim Tatlıses de, Kibariye de pavyondan gelmedir. Ama o zaman pavyonlara aileler gelirdi bizi dinlemeye. Adı biraz kaba ama herkesin ailesiyle gidebileceği yerlerdi pavyonlar. 40 yıl geçmiş üstünden...

Nasıl geçti peki 40 yıl?

Su gibi geçti. Ama bir bulanık su vardır, bir de berrak su. Benimki berrak geçti.

Sizin adınızın geçtiği her yerde insanların yüzünde bir gülü>

Nereye kaybolmuş?

Bana kırılmış. Ben meğerse ona tamam derken, “Müslüman din kardeşlerime iyi bir köfte yapayım” demişim. Dedi ki, “Sen köfteyi Müslüman din kardeşlerime yapayım” dedin. “Ama ben Süryaniyim.” Meğer bilmeden ben de ayrımcılık yapmışım. Akşama kadar özür diledim kendisinden. Bunları farkında olmadan hepimiz yapıyoruz zaman zaman. O yüzden falanca şunu demiş, şöyle demiş... Umurumda değil.

Milletvekilliği için siyasi partilerden teklif almışsınız. Neden düşünmediniz?

Aslında ilk teklif geldiğinde sıcak bakmıştım. Ama ev meclisini topladık. Olumlu karar çıkmadı. “Sen sanatçısın, sanatçının partisi olmaz” dediler. Bir dereden su gelmesi mi iyi, bin dereden gelmesi mi? Bir siyasi partiden aday olduğum zaman diğer sevenlerimi kaybedecektim belki de. Zaten bunu siyasi partiler de yapıyor. Kendini belli etmediğin zaman seni dışlıyorlar. Yaptıkları belediye organizasyonlarına hep kendi yandaş sanatçılarını çıkarıyorlar. Bunlar yanlış şeyler ama yapılıyor işte.

AYAKKABI BOYACISININ MUTLU OLMADIĞI ÜLKEDE YAŞAMAK ZORDUR

Sizin için yaşanılır bir ülke nasıl olmalı? Siyasete girseydiniz öncelikli olarak neleri düzeltirdiniz?

Benim ölçüm ayakkabı boyacısı. Ayakkabı boyacısının mutlu olmadığı ülkede yaşamak zordur. Çünkü bir ülkede yakkabı boyacısı mutluysa fabrikatör de mutludur.

Sizce Türkiye’de ayakkabı boyacısı mutlu mu?

Şu an için ortada gözüküyor... Bazen iş yapıyor bazen yapamıyorlar. Ama inşallah daha iyi olacak diye umuyoruz. Nefesi çıkan hasta henüz ölmemiş demektir. O yüzden her zaman umutluyuz.